* Dis Ticaret Islemleri Nedir, Kullanilan Belgeler Nelerdir ?

1.      GİRİŞ

Ticareti, üretilen  mal  ve  hizmetlerin  belirli  bir  ücret  karşılığı  son  kullanıcılara  ulaştırılmasını  sağlayan  alım-satım  faaliyetlerinin  tümü  olarak  tanımlayabiliriz. Bu  alım-satım  işlemleri  devamlı  olarak  tekrarlanmakta, işlemlerin  içine  birçok  firma  ve  kuruluşun  hizmetleri  katılmakta  ve  bu  işlemler  karşılığında  çeşitli  ödemeler  yapılmaktadır. Ticaret  genel  olarak,iç  ve  dış  ticaret  olmak  üzere  ikiye  ayrılır. Her  iki  yönteminde  aynı  olmasına  karşın, dış  ticareti  iç  ticaretten  ayıran  bazı  durumlar  vardır.
Dış  Ticaret, malların ve sermayenin ulusal sınırların dışına akışıyla ilgilidir. ihracat  ve  ithalat  olmak  üzere  iki  şekilde  gerçekleşir. İhracat, üretimi  gerçekleştirilen  bir  malın  o  ülkenin  mevzuatına  uygun  bir  şekilde  başka  bir  ülkeye  gönderilip, bedelinin  yurda  getirilmesidir. İthalat  ise, bir  malın  bedelinin  ödenerek  yurda  getirilmesidir. İhracatta  para  akışı  içeri, mal  akışı  dışarı  doğrudur.
           
Küreselleşme süreci ile birlikte dünyada ihracat sürecinde kullanılan belgeler, tanımlar ve uygulamalar standartlaştırılmaktadır. Türkiye de Gümrük Birliği Anlaşmasıyla birlikte bu standartlaştırma sürecinin içinde yer alarak, standartlara uymak için kanun ve yönetmeliklerinde değişiklikler yapmıştır.
Bu proje kapsamında, Dış ticaretin tanımı ve dış ticaret ile ilgili kavramlar, dış ticaretle ilgili bilgilerin kaynakları ve dış ticareti teşvik eden kuruluşlar hakkında bilgi verilmiş, ihracatta teslim şekilleri, ödeme araçları ve bu ödemelerin finansman yolları açıklanmaya çalışılmış, ihracatın yapılabilmesi için şirketler tarafından hazırlanan ihracat belgeleri iç belgeler ve dış belgeler olarak tanımlanıp açıklanmaya çalışılmış, Dış ticaretle ilgili terimler ve açıklamaları ve ihracatta kullanılan kısaltmalar yer verilmiştir. Bilkont Dış Ticaret ve Tekstil A.Ş. nin İhracat süreçleri ve organizasyon yapısı mercek altına alınarak incelenmiştir. Son bölümde ise dış ticaretle ilgili hazırlamış olduğum proje ile ilgili değerlendirmelerim yer almaktadır.

2.                    DIŞ TİCARET

2.1.  Dış Ticaretin Tanımı Ve Dış Ticaretle İlgili Kavramlar

Dış  ticareti,  üretilen  mal  ve  hizmetlerin   belirli  bir  ücret  karşılığı  son  kullanıcılarına  ulaştırılmasını  sağlayan  alım-satım  faaliyetlerinin  tümü  olarak  tanımlayabiliriz. Söz  konusu  alım-satım  faaliyetleri  devamlı  olarak tekrarlanmakta, işlemler  bütünü  içine  birçok  kuruluşların  hizmetleri  katılmakta, bu  hizmetler  karşılığında  çeşitli  ödemeler  yapılmaktadır.
Dış  ticarette  kullanılan  para  birimleri  farklıdır. Dış  ticarette, bir  borcun  ödenmesinde  her  para  birimi  karşı  tarafça  kabul  edilmeyebilir. Böylece ithalatçının, ihracatçıya  olan  borcunu  ödeyebilmesi  için  kendi  ülkesinin  parasını, ihracatçının  kabul  edebileceği  bir  para  birimine  dönüştürmesi  gerekir.
Dış  ticarette  ülkeler  birbirleriyle  ticari  işlemler  yapmaktadırlar.Yurt  içinde  yapılan  ticarette  kazanan  ve  kaybeden  kimseler  aynı  ülkenin  insanları  olduğu  ve  ülke  çapında  bir  zarar  söz konusu  olmadığı  halde, uluslararası  ticaretin  zararlı  sonuçları  doğrudan  doğruya  yurt  ekonomisini  etkiler.Ülke  ziraat  ve  sanayiinin  dış  rekabete  karşı   korunmasında, ülke mahsul  ve  mamullerinin  yabancı  piyasalarda  rekabet  etmeleri  imkanlarının  hazırlanmasında, dış  ödemeler  dengesinin  kurulmasında, ülkenin  ekonomik  durumunda  sürekli  bir  denge  sağlanmasında  dış  ticarete  verilecek  yönün  ve  bu  alanda  alınacak  önlemlerin  rolü  küçümsenemez.
Devletler ; gümrük  tarifelerini  gelir  sağlamak  amacıyla  olduğu  kadar  yurt  içindeki  üretimi  koruyacak  şekilde  hazırlayacak, mal  ve  ülke  itibariyle  ithalat-ihracat  kontenjanları  koymak, ithalatı  ve  ihracatı  lisansa  tabi  tutmak, mal  veya  ülke  itibariyle  ihracata   ambargo  uygulamak, bir  malın  belli  bir  ülkeye  ihracına  engel  olmak, döviz  alım  satımını  devletin  denetimi  altına  almak  ve  dış  ödemelerin  hükümetin  iznine  tabi  tutmak  suretiyle  uluslararası  ticaretin  ülke aleyhine  sonuçlanmasını  önlemeye  çalışırlar.

2.2.     Dış Ticarette Temel Bilgi Sistemleri

Bugünün şartları, ülkeleri kapalı birer ekonomi olarak çalışmaktan uzaklaştırmış ve uluslararası platformda yeni sorunlarla mücadele verecek etkin yapılar ve bilgi sistemleri kurmaya zorlamıştır. Bu çetin ortamda etkin bir uluslararası pazarlama yaparak ihracatını arttırabilen ülkeler, refah seviyelerini yükseltme konusunda bir hayli yol almışlardır.
Uluslararası çevre denildiğinde değişik para birimleri, gelir seviyeleri, diller, kültür farklılıkları, ticari yasa ve kurallar gibi birçok yeni bilgi ihtiyaçları karşımıza çıkmaktadır.
Dış Ticaret için gerekli olan bu temel bilgileri aşağıdaki şe­kilde özetleyebiliriz:
a.          Ülke: Pazarlama faaliyetinin başlatılarak sürdürüleceği ülke ile ilgili
hem genel, hem de pazarlama konusunu yakından ilgilendiren bilgiler. Bu bil­
giler hedeflenen pazarın genel çerçevesini gösterir.
b.         Konum: Pazarın konumu önemlidir. Yakın olması ulaşım masraflarını etkileyecektir. İklim, gerek pazarlanacak olan ürünün türünü, gerekse de pazar­
lama yapacak kişileri etkileyecektir. Coğrafi konum, ulaşım yöntemini etkileye-  ,
çektir. Hatta yakın çevrede yer alan rakip ülkeler, fiyatlarımızı dahi etkileyecektir.
c.          Doğal Kaynaklar ve Ekonomik Faaliyet: Doğal kaynak ve ekonomik
faaliyet, o ülkeye yönelik pazarlama bakış açısını doğrudan etkileyecektir.
d.          Nüfus özellikleri: Nüfus ve özelliklerinin de pazarlama faaliyeti açı­sından önemi büyüktür. Tahmini satış miktarım belirlemede, ürün cinsini be­lirlemede, yaş, cinsiyet, eğitim ve kültür özellikleri çok önemlidir.
e.          Altyapı: Altyapı bilgisi; bir yandan pazara girme konusunda bir takım
Kolaylıkların derecesini anlamamızı, öte yandan ülkenin kalkınma düzeyi hakkında fikir sahibi olmamızı sağlar. Burada kastedilen ulaşım imkanları, enerji kaynakları, eğitim müesseseleri gibi altyapı öğeleridir.
f.          Ticari Politika: Bir ülkenin ticari politikasının, Dış Ticaret
stratejisinin şekillenmesinde çok büyük önemi vardır. Ülkeler bazı ülkelerle ticareti yasaklamış veya kotalar koymuş olabilir. Gümrük birlikleri ve ekono­mik entegrasyon kuralları söz konusu olabilir. Aynı durum, pazarlama faaliyeti sapacağınız ülke için de geçerli olabilir. Gümrük kısıtlamaları, çok çeşitli ver­giler, etiketleme ve paketleme, standardizasyon kuralları koymuş olabilir.
g.          Pazar Yapısı: Her ülkenin kendine has bir pazar yapısı mevcuttur. İnsanları, aile yapıları, özel ve kamu kuruluşları, pazarın işleyişi, mali yapısı ile ilgili bilgiler, başarılı bir Dış Ticaret için temel bilgileri teşkil eder.
h. Rekabet: Rekabet iç üreticiden ve diğer ülkelerden gelebilir. Satmaya çalıştığımız mamulün hedeflenen ülkedeki iç üretimi, genellikle önemli ithalat kısıtlamalarının bir habercisidir.  (Akat, 2001)

2.3.     Dış Ticarete Ait Bilgi Kaynakları

Dış Ticarette önemli olan sadece bilgilerin türünü saptamak değil, aynı zamanda bilgi kaynaklarını da bulup onlara ulaşabilmektir. Bu kay­nakları şöyle sıralayabiliriz:

2.3.1. Dış Ticareti Geliştirme Ofisleri

Daha çok ihracatı geliştirme amacı ile kurulmuşlardır. Hem ilgili ülke hem de ticari faaliyette bulunan ülkeler ile ilgili geniş kütüphaneleri mevcuttur ve araştırmalar yaparlar. Örneğin, Türkiye'de İhracatı Geliştirme Merkezi (iGEME)gibi.

2.3.2.        Ticaret Ateşelikleri

Bulunduğu ülkelerle ilgili bilgi toplama faaliyetleri ile birlikte ticari ta­nıtma faaliyetlerinde de bulunurlar, adresler temin ederler, ilişkilerin kurulma­sında yardımcı olurlar.

2.3.3.        Bankalar

Yurt dışında ofisleri olan bankalardan da gerek rakipler ve gerekse ülke­lerin mali yapıları hakkında bilgi toplamak mümkün olabilir. Örneğin, İş Ban­kası ve Yapı Kredi Bankası bülten ve raporları.

2.3.4.        Hedef Ülkelerin Resmi Kuruluşları

Bu kuruluşların yayınladıkları gizli olmayan rapor ve istatistikler elde edilip değerlendirildiği takdirde, önemli bir takım pazar bilgilerini elde etmek mümkün olabilir.

2.3.5.        Uluslararası Kuruluşlar

Bu kuruluşlar; ülkelerle ilgili olarak kapsamlı istatistikler, bilgiler ya­yınlamaktadır. Bu tür kuruluşlara örnek olarak aşağıdakileri sayabiliriz:
a.Uluslar arası Ticaret Merkezi (International Trade Center-ITC)
Cenevre'deki bu kuruluş; belli mamuller için piyasa araştırmaları, genel ülke pazar profilleri, iki aylık bültenler (International Trade Forum) yayınla­makta ve ihracatla ilgili özel bilgi isteklerini cevaplandırmaktadır.
b.Birleşmiş Milletler (United Nations-UN)
Ticaret, sanayi ve çeşitli ekonomik konularda istatistik serileri ve piyasa gelişmesi ile ilgili özel raporlar yayınlamaktadır. Ayrıca Birleşmiş Milletler Ekonomik Komisyonları (UN Economic Commissions) ilgilendikleri coğrafi bölgelerle ilgili istatistik ve özel araştırmalar hazırlamaktadır.
c.Gıda ve Tarım Organizasyonu(Food and Agriculture Organization-FAO)
Birleşmiş Milletler'in Roma merkezli bu yan kuruluşu, tarımla ilgili ista­tistik serileri ve gıda mamulleri için pazar raporları yayınlamaktadır.
d.Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (Organization for Economic Cooperation and Development-OECD)
Türkiye'nin de üyesi olduğu bu kuruluş dış ticaret, sanayi, bilim ve tek­noloji, gıda, taşımacılık gibi alanlarda ülke ekonomi araştırmaları, istatistik bültenleri ve raporları hazırlamaktadır.
e.Birleşmiş Milletler  Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference on Trade and Development-UNCTAD)
Bu konferansın yayınları arasında uluslararası ticaret, ticaret engelleri, ti­caret tercihleri gibi konular yer almaktadır.
f.Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund-IMF)
Yayınları arasında ülke ve uluslararası döviz mevduatı, ticaret engelleri, dış ticaret, mali ve ekonomik gelişmeler yer almaktadır. (UNCTAD ve IMF'ye bir sonraki konuda daha geniş olarak tekrar değinilecektir.) (Kozlu, 1993)

2.3.6.        Ticaret Odaları

Bu odalar da dış ticareti geliştirme merkezinin yaptığı çalışmalara benzer çalışma ve faaliyetlerde bulunurlar. Aslında konuları iç ticaret olup, dış tica­retle de ilgilenirler.

2.3.7.        Yabancı Gazeteler ve Mecmualar

Hedef ülke ile ilgili olarak elde edilebilecek ticari ağırlıklı gazete ve mecmualardan, genel ekonomik eğilimler üzerine fikir sahibi olmak mümkün­dür.

2.3.8.        Fuar ve Sergiler

Hem rakipler ve ürünler ile ilgili- bilgiler, hem de müşterilerle doğrudan lemas sonucu elde edilecek bilgiler, bu tür organizasyonlar aracılığı ile temin edilebilir. Aynı zamanda satış faaliyetini de gerçekleştirmek mümkün olabilir.

2.3.9.        Dış Ticaret ile İlgili Seminer ve Konferanslar

Bu tür organizasyonlarda; hem genel olarak dış pazarlama konusunda ge­rekli bilgiler aktarılır, hem de dış pazarlarda edinilen tecrübeler iletilir.

2.3.10.      Dünya Ticaret Merkezleri

Dünya Ticaret Merkezleri; bilgi alışverişi yolu ile uluslararası ticaretin s «yılması, gelişmesi ve etkin bir biçimde faaliyetlerin yürütülmesi amacını güderek çeşitli ülkelerde kurulmuş olan, politik niteliği olmayan ve kar amacı gütmeyen ticari işletmelerdir. Bu merkezler birçok hükümet kuruluşunu ve ticari kuruluşları içine almaktadır. (Akat, 2001)

2.4. Uluslararası Ticareti Teşvik Eden Kuruluşlar

Uluslararası işletmeciliği dolayısı ile de çok uluslu şirketleri yakından il­gilendiren ve etkileyen, belli başlı fonksiyonları uluslararası ticareti artırma amaçlı olan kuruluşlardan bazıları ve özellikleri aşağıda sıralanmıştır.

1.   Ticaret ve Tarifeler Genel Anlaşması (General Agreement on Tarif/s and Trade-GATT)
1929'da patlak veren büyük ekonomik buhrandan sonra, başta ABD ol­mak üzere, ileri gelen batılı devletler, dünya ticaretini genişletmek için çalış­malar yapmışlardır. İşte bu doğrultuda Havana Görüşmeleri başlatılmış ve Uluslararası Ticaret Organizasyonu'nun (ITO'nun) kuruluşunu öngören Havana Anlaşması imzalanmıştır. Fakat bu anlaşmanın, ABD'de bile kongreden geçiri­lememesi üzerine, Batılı ülkeler; hizmetleri, gümrük engellerini ve ticareti da­raltıcı diğer kısıtlamaları kaldırma düşüncesiyle "Hazırlık Komitesi" kurmuş­lardır. Böylece 1947 yılında Tarife Görüşmeleri başlamıştır.

Genel Anlaşma kuralları, akit yapan ülkelerin kendi aralarındaki ticari ilişkilerini düzenler. Bunların uygulanmasının denetimi, GATT'ın devamlı ve önemli bir görevidir. Ayrıca, danışma ve uzlaşmayı sağlayıp, görüş farklılıkla­rını gidermeyi, üyelerin ticari menfaatlerine zarar gelmesini önlemeyi hedefler.

2.   Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference on Trade and Development-UNCTAD)
Dünya temel madde ihraç fiyatlarının 1950-1962 yılları arasında % 7 oranında düşmesi, buna karşın sanayi ürünleri fiyatlarının % 25 oranında artma­sı, dış ticarette fiyat sorununun uluslararası düzeyde çözüme kavuşturulması için Birleşmiş Milletler bünyesinde bu sorunlarla ilgilenecek bir kuruluşun oluşturulmasını gerekli kılmıştır. Ancak bu amaçla kurulan UNCTAD'ın he­defleri, baştan beri temel madde ticareti sorunlarını aşmıştır. UNCTAD daha genel anlamda, az gelişmişliğin ve az gelişmişlerin sorunlarının dile getirildiği bir forum olmuş ve az gelişmiş ülkelerin (AGÜ) ortak menfaatleri için zaman zaman mücadeleler verdiği bir uluslararası platform görünümü kazanmıştır.

UNCTAD'ın çalışmaları, merkezi Cenevre'de bulunan bir Sekretarya, bu­nun altında yer alan ve görevi UNCTAD Konferanslarını hazırlamak ve iki konferans arasında kararları uygulamaya koymak olan bir Ticaret ve Kalkınma Konseyi ile Konseye bağlı çalışma komitelerince yürütülmektedir. Başlıca ça­lışma komiteleri; Temel Maddeler, Mamul Maddeler, Teknoloji Transferleri, Denizcilik ve Finansman Komiteleridir.(Alpar, 1998)
3.   Dünya Bankası(WorldBank-WB) Grubu
Dünya Bankası Grubu adı altında; Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası, Uluslararası Kalkınma Birliği ve Uluslararası Finansman Kurumu, uluslara­rası para ve kalkınma projelerinde faaliyet göstermektedir.

3. l.  Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (International Bank f ör Reconstruction and Development-IBRD)
IBRD'nin kuruluşuna, 1944 Temmuzunda ABD'de Bretton Woods'da dü­zenlenen BM Parasal ve Mali Konferansı sonucunda karar verilmiştir. Banka­nın amacı "üye ülkelerin imar ve ekonomik gelişme çabalarına destek sağla­maktır". Bu desteğin iki ana yolla sağlanması öngörülmüştür. Bunlar, özel ser­maye yatırımlarının söz konusu ülkelere yönlendirilmesine yardımcı olmak ya da banka kaynaklarından bu ülkelere dolaysız biçimde sermaye transfer etmek­tir. Bankanın kredi vermede kullandığı fonların üç ana kaynağı vardır. Bunlar ülkelerin sermaye katılımları (iştirakleri), gelişmiş Batılı ülkelerin sermaye piyasalarından yapılan borçlanmalar ve kredilerin işletilmesinden elde edilen net gelirlerdir

3.2.  Uluslararası Kalkınma Birliği (International Development Association-IDA)
IDA 1960 yılında kurulmuştur. Kuruluş amacı "dış kaynaklara ihtiyaç duyan ancak sağladığı kredileri geri ödemede güçlükle karşılaşan" AGU'ye kredi açmaktır. Dünya Bankası'na üye olan tüm ülkeler IDA'ya katılabilir.
IDA fonları başlıca üç kaynaktan sağlanır; bunlar üye ülkelerin sermaye katılımları, Dünya Bankası net gelirlerinden transferler ve IDA'nın zengin üye­lerinin katkılarıdır. AGÜ, katılımlarının büyük bölümünü kendi paralarıyla yapabilir.

IDA'nın ayrı bir kuruluş olarak oluşturulması ihtiyacı, IBRD'nin izlediği kredi politikasının "bankerce özellikler" taşıması sonucu belirmiştir. IBRD kredilerinden, gerekli kıstaslara sahip olmadıkları için yararlanamayan AGÜ'nün ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan IDA kredileri en yoksul ülkelere yönelmiştir.



3.3.  Uluslararası Finansman Kurumu (International Finance Corporation-IFC)
Uluslararası Finansman Kurumu 1956'da kurulmuştur. İmkanlarından an­cak IBRD üyeleri yararlanabilir. IFC, yasal ve mali yönden IBRD'den ayrıdır, idari yönden ise ona bağımlıdır.

IFC'nin kuruluşunda temel amaç "kredi verilen ülkelerde özel kesimin gelişmesinin teşviki ve bunun için yerli ve yabancı sermayenin harekete geçi­rilmesidir". IBRD tarafından özel kesime verilen kredilerde devlet garantisinin aranması, bazı ülke hükümetlerinin bu garantiyi sağlamaktan kaçınması, ayrıca IBRD'nin orta ve daha çok uzun vadeli kredi vermeye yetkili kılınmış olması, IFC'nin kurulmasının ana nedenidir.

IFC, AGÜ'nün özel kesimiyle birlikte özel kuruluşlarını da finanse eder. Sermayesinde devlet katkısı bulunan kuruluşlar da özel kuruluş niteliğini taşı­dığı sürece bundan yararlanabilir. Başlangıçta IFC, girişimleri doğrudan doğru­ya kredi vererek finanse ediyordu, sonradan statüde yapılan bir değişiklikle Kurum'a hisse senedi alma yetkisi de verilmiştir. IFC, özel kuruluşların doğru­dan finansmanını sağlamasının yanısıra, yatırım araştırmaları yapar, kalkınma bankalarının sermayelerine katılarak onların alanlarını genişletir. enm.blogcu.com.IFC kredile­rinde devlet garantisi aranmaz. Kredi faizi, tek tek yatırımların özellikleri gözönüne alınarak belirlenir. Kredilerde vade genellikle 15-20 yıl arasında de­ğişmektedir. IFC'nin kaynakları; üyelerinin sermaye katkıları, net gelir ve IBRD'den alınan borçlardan oluşmaktadır.

4.   Uluslararası Para Fonu (InternationalMonetary Fund-IMF)
Uluslararası Para Fonu'nun kurulmasına yol açan nedenleri 1930'lu yıllarda aramak gerekir. Büyük buhran yılları olarak bilinen bu dönemde uluslararası ekonomik ilişkiler tam bir darboğaz içine girmişti. Buhranın milli gelir ve istihdam düzeyleri üzerinde yarattığı daraltıcı etkilerden kurtulabilmek ve kü­çülen dünya piyasalarındaki mevcut paylarını koruyabilmek için, çoğu ülke bir yandan rekabetçi devalüasyonlara başvuruyor, öte yandan kendi pazarını dış rekabetten korumak için gümrük tarifelerini yükselterek, miktar kısıtlamaları getiriyor ve ithalatta döviz tahdidine gidiyordu.

Bütün bu uygulamaların sonucunda dünya ticaret ve üretiminin daha da daraldığı izlenmekteydi. Komşuyu Fakirleştirme Politikası (Beggar the Neighbour Policy) adı verilen söz konusu uygulamaları, her ülkenin kendi dışındaki ülkelere karşı yürürlüğe koyması, mantıksal olarak başka bir sonuç veremezdi. Bu dönemin bir başka özelliği de dünya ticaretinin, serbest dövizle ticaretten, "kliring" ve "takas" anlaşmalarıyla yapılan ticarete kaymasıydı.

Yaşanan, bu deneyimler sonucunda yeni bir uluslararası para sisteminin kurulmasına ihtiyaç duyuldu. Bu amaçla l-22Temmuz 1944 tarihleri arasında, ABD'nin Bretton Woods kasabasında 44 ülkenin delegasyonlarıyla Uluslararası Para Fonu'nun kurulması kararlaştırıldı. IMF'nin amaçları ise, şu şekilde sırala­nabilir:

v           Uluslararası parasal konularda üyeler arası danışma ve birlikte hare­ketin gerektirdiği mekanizmayı oluşturarak uluslararası işbirliğini teşvik etmek.

v     Uluslararası ticaretin dengeli gelişmesini sağlamak ve bu yolla yüksek
istihdam ve reel gelir düzeylerinin gerçekleştirilmesine, üretken kapasitenin
geliştirilmesine katkıda bulunmak.

v     Kambiyo istikrarını ve gerekli kambiyo düzenlemelerini sağlamak ve
rekabetçi devalüasyonları önlemek.
v     Çok yanlı bir ödeme sistemi kurabilmek için ulusal paraların tam konvertibilitesini gerçekleştirmek ve kambiyo kısıtlamalarını kaldırmak.

v     Üye ülkelerin, dış dengesizlikleri gidermek amacıyla kısıtlayıcı ön­lemlere başvurmamaları için, geçici olmak kaydıyla mali kaynaklar bulmak.

v           Dış ödemelerdeki dengesizlikleri hem süre hem de hacim yönünden azaltmak.


5.   Dış Finansman Sağlayan DiğeıKuruluşlar
Dış Ticarette dış finansman sağlayan diğer kuruluşların başlıcaları olarak İslam Kalkınma Bankası ve Asya Kalkınma Bankası'ndan bahsedilebilir.

5.1.  İslam Kalkınma Bankası (Islamic Development Bank-IDB)
İslam Kalkınma Bankası 1975'te kurulmuştur. Bankanın amacı: İslam ül­kelerinin kalkınma çabalarına yardımcı olmak, bunun için kaynak sağlamak ve üyeler arasındaki ticari ve sınai işbirliğini geliştirip güçlendirmektir.

İslam Kalkınma Bankası çalışmalarını teknik düzeyde yürüten komiteler de kuruluşun organları arasındadır. Bunlar; Yönetim, Faaliyet ve Mali Komite­lerden oluşmaktadır. Kuruluş; üye ülkelerin finansman başvurularını, yatırım ve projelerin fi­zibilite raporlarıyla birlikte teknik, ekonomik ve mali yönlerden inceleyerek kurala bağlar. Finansman işlemlerinde fail ve taahhüt ücreti alınmaz. Banka, yatırım projelerini, hisse salın almak yoluyla, sermayeye katılımla ya da kar payı karşılığı kaynak sağlayarak finanse etmektedir. Bankanın kar payında, projenin sağlayacağı kar üzerinden finansmana katılma oranı esas alınır. Bu suretle geri ödeme yapıldıkça bankanın kar payı azalmaktadır.

Bunun dışında başka finansman biçimleri de vardır. Bunlar; kiralama, satmalına kredisi, taksitli satış, kısa vadeli finansman ve teknik yatırımlardan oluşmaktadır

5.2.  Asya Kalkınma Bankası (Asian Development Bank-ADB)
Asya Kalkınma Bankası, 1966 yılında bölge ülkeleri arasındaki ekono­mik ve mali işbirliğini özendirmek ve geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Sağla­dığı kaynakların en büyük bölümü tarımda, kalan kısmı da enerji, madencilik ve sanayi kesimlerinde kullanılmıştır.

6.   Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı (Organization of Petroleum Exporting Countries-OPEC)
14 Eylül 1960 tarihinde ortak bir petrol üretimi ve fiyatı politikası izle­mek üzere Bağdat'la imzalanan bir anlaşmayla kurulmuştur.Kuruluşun amacı "petrol fiyatlarını yükseltmek, özel petrol şirketlerinden daha büyük gelir payları sağlamak ve fiyatları iyileştirmek için üretim ayarlama planları üzerinde çalışmaktır". Günümüzde OPEC eski etkinliğini büyük ölçüde kaybetmiş ve dağılma noktasına gelmiş bir kartel görünümündedir. (Akat, 2001)

AnchorAnchorAnchor

Anchor

Ticari terimlerin, her ülkede değişik şekilde yorumlanmasının (hukuksal anlaşmazlıklar sonucu) hem zaman hem de para kaybına neden olduğu düşün­cesinden hareketle ve bu terimlerin standart kurallara bağlanması amacıyla bazı uluslararası çalışmalar yapılmıştır. Bunların en önemlisi "INCOTERMS"dir.

Incoterms'in amacı; ticari terimlerin her ülkede farklı olarak yorumla­nıp, uygulanmasından doğan anlaşmazlık ve güçlüklerin mümkün olduğu ölçü­de ortadan kaldırılmasıdır.

Uluslararası Ticaret Odası (ICC), INCOTERMS kitapçığını ilk kez 1936 yılında yayımlamıştır. Kitapçıkta yer alan kurallar sırasıyla 1953, 1967, 1970, 1976 ve 1980 yılında revize edilerek günümüz şartlarına uygun hale getirilmiş­tir. Günümüzde geçerli olan kitapçığın yayın tarihi 01.07.1990'dır. Burada te­rimlerin tanımlanmaları özlü ve açık bir biçimde yeniden düzenlenmiştir. (ITO, 1993)

Incoterms'de yeni düzenlemeye göre, gelişmelere de uygun olarak, ticari terimler aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi, dört gruba ayrılmıştır.

•   Bunlardan birincisi (E Grubu), satıcının bizzat kendi kuruluşunda mallarını alıcıya sunması durumudur.
•   İkincisi (Fgrubu), satıcıdan mallarını alıcı tarafından tespit ve tayin edilen taşıyıcıya teslim etmesi istenir.
•   Üçüncüsü (C grubu), satıcı, taşıma işlemi için kendisi sözleşme yap­masına rağmen, malların yüklenmesi ve yola çıkmasından sonra meydana gele­bilecek ek masrafları kendisi üstlenmez.
Dördüncüsü (D grubu) ise, malların varış ülkesine kadar taşınmasıyla ilgili bütün masrafların ve risklerin satıcıya ait olmasıdır


Dış ticaret işlemleriyle ilgili olarak, bazı sözleşmelerde alıcının, satıcının ülkesindeki ihracat işlemlerini (EXW, FAS); bazı sözleşmelerde de satıcının, alıcının ülkesindeki ithalat işlemlerini (DEQ ve DDP) yürütmesi gerekebilir. Bu tür durumlarda alıcı ve satıcı ihracatta veya ithalatta konabilecek yasaklardan doğabilecek riskleri de karşılıklı olarak paylaşmak durumundadırlar. Öyle durumlar olabilir ki, alıcı, malları EXW çerçevesinde satıcının kuruluşundan, ya da FAS çerçevesinde gemi doğrultusunda teslim almak istediği halde malların ihraç işlemlerinin satıcı tarafından yerine getirilmesini tercih edebilir. Eğer durum bu ise, işlemi tanımlayan terime bir de, "Çıkış işlemi tamamlanarak" ibaresi eklenir. (Ataman Ve Sümer, 1993)


3.1.1. İş Yerinde Teslim/ Ex-works (EXW)

Bu satış şeklinde pozisyon itibarıyla ithalatçı zayıf iken ihracatçı güçlü konumda bulunmaktadır. İhracatçının pozisyonunun güçlü olması malın satış fiyatına herhangi bir ihracat rizikosu ya da nakliye masrafını eklemeye gerek bırakmamaktadır. Fakat her zaman bazı rizikolar söz konusudur.



İthalatçı ya da temsilcisi sözleşmeye göre belirtilen belli tarih ya da zaman aralığında satıcının işyerinde ya da mağazasında malları teslim alır. Teslim ile birlikte malla ilgili masraf ve rizikolar ithalatçıya geçer. Bu tür satışın dahili bir satıştan farkı olmadığı için, ihracat ile ilgili formalitelerin yerine getirilmesi ve belgelerin hazırlanması görevi de ithalatçıya ya da onun temsilcisine aittir.


3.1.2. Gemi Bordasında Teslim/ Free On Board (FOB)

İhracat malının, ihracatçı tarafından, satış sözleşmesinde belirtilmiş olan yükleme limanında geminin güvertesinde alıcıya teslimini ifade eder.Mallarla ilgili kaybolma ve hasar rizikoları, mal gemi küpeştesini geçtiği andan itibaren, ihracatçıdan alıcıya geçer. Satıcı, ithalatın gerçekleşmesi için bütün belgeleri sağlamaya mecburdur. (Kozlu, 1993)


3.1.3. Free On Rail (FOR)

İhracat malının demiryolunda, vagonda teslimini ifade eder.Mal tam bir vagon yükü kadarsa, mutat tipte bir vagon tutmak ve malı yüklemeyi istasyon kurallarına uygun surette ve masrafları kendisine ait olmak üzere yapmak ; mal daha az ise demiryolu idaresi tarafından gösterilen bir vagon'a yüklemek ve FOB'da belirtilen diğer unsurları yerine getirmekle ihracatçı yükümlüdür.


3.1.4. Gemi Doğrultusunda Teslim/ Free Alongsıde Shıp ( FAS)

Malların yükleme limanında rıhtımda, geminin yanında teslimini ifade eder. FOB'dan farkı malın rıhtımda teslim edilmesidir.Diğer hususlar FOB'un aynıdır.




3.1.5. Taşıyıcıya Teslim/ Free Carrier (FCA)

Günümüzde taşıma teknolojisindeki yeniliklerin etkisi ile birden fazla taşıma türünün içerdiği kombine ya da multi model taşıma sisteminin giderek yaygınlaşması FCA teslim şeklinin gelişmesine neden olmuştur. bu taşıma sisteminde örneğin, mal Eskişehir ' den konteynır içinde önce trenle Haydarpaşa Garına, oradan gemiye yüklenerek Hamburg ' a, oradan da konteynır tıra yüklenerek alıcının adresine ulaşmaktadır. Böyle bir durumda ihracatçı bu taşıma sistemini bizzat yapan ya da yapılmasını sağlayan taşıyıcıya mallarını teslim etmekle risk ve masrafları ithalatçıya yüklemiş olur. Taşıyıcı da bu durumda tek konşimento keser. Tek konşimento düzenlenmeseydi her bir taşıma türü için ayrı ayrı navlun ve konşimento kesilmesi gerekecektir ki, böyle bir işlem şekli akılcı olmayarak, gereksiz masraflara sebep olacaktır.Burada ihracat ile ilgili formaliteler satıcı tarafından yerine getirilir.


3.1.6. Mal Bedeli Ve Navlun/ Cost And Freight (CFR):

Belirtilen Varış Limanında Mal bedeli ve navlunu ödenmiş olarak teslim. Bu teslim şeklinde CFR ' den sonra varış limanının ismi yer almaktadır.Örneğin, CFR Hamburg gibi. İhracatçı sözleşmede belirtilen tarihte malı gemiye yükler. Yükleme, liman masrafları ve navlun ihracatçıya ait olup, sigorta primi ithalatçıya aittir. Bazı alıcıların mal sigortasını kendi sigortacısına yaptırmak istemeleri, bazı Asya ve Güney Afrika ülkelerindeki mevzuatın sigortaların yerli şirketlerce yapılmasını şart koşmaları, CFR teslim şeklinin doğmasında temel etkendir.



CFR ' de belirtildiği gibi masraflar varış limanına kadar ithalatçı 'ya ait iken, rizikolar ihracatçının malı yükleme limanında teslimi ile birlikte ithalatçı ' ya geçmektedir. Başka bir deyişle rizikolar, masrafa göre daha önceden ithalatçı ' ya geçmektedir. Oysa FOB ' da riziko ve masrafın devri aynı ana tesadüf etmektedir.CFR teslim şekli deniz taşımacılığı ile birlikte kara, hava ve demiryolu taşımacılığı için de kullanılmaktadır.




3.1.7. Mal Bedeli, Sigorta ve Navlun/ Cost, Insurance And Freıght (CIF)

(Belirtilen Varış Limanında) Mal bedeli sigortası ve navlunu ödenmiş olarak teslim. Bu teslim şekli CFR 'ye benzemekte ancak ondan farkı ; ihracatçı navlun bedeli yanında sigorta primlerini de ödeyerek, masrafları malın fiyatına yansıtmaktadır. Malın, CIF bedelinin % 10 ' u değerinde sigorta ettirilmelidir. CIF teslim şekli, denizyolu taşımacılığı ile birlikte kara, hava ve demiryolu taşımacılığı için de kullanılmaktadır.


3.1.8. Taşıma Ücreti Ödenmiş Olarak Teslim/ Freight Carriage Paid To (CPT)

CPT teriminden sonra varış yerinin ismi yer almaktadır. Birden fazla taşıma sistemini konu alan kombine taşımacılıkta kullanılan bir teslim şeklidir. CPT gemi ile taşımada kullanılan CFR 'ın çoklu taşıma sisteminde karşılığıdır. Bu teslim şeklinde de navlun bedelini satıcı karşılayacak ve malın fiyatına yansıtacaktır. Hasar ve ziyan rizikosu malın ihracatçı tarafından ilk taşıyıcıya teslimiyle birlikte ithalatçıya geçmektedir.


3.1.9. Taşıma Ve Sigorta Bedeli Ödenmiş Olarak Teslim/ Carriage And Insurance Paid To (CIP)

Belirtilen Varış Yerine Kadar. Navlun ve Sigorta Primi Ödenmiş olarak Teslim. CPT teslim şekline benzemektedir ancak ondan farkı, ihracatçı malın navlun bedeli yanında mal bedelinin %110 değerindeki sigorta primini de ödemek zorundadır. Tek taşıma türünün kullanıldığı CIF 'den farkı, CIP 'de denizyolu taşımacılığı da dahil olmak üzere diğer taşıma türlerinin kombine olarak birlikte kullanılmasıdır.


3.1.10. Sınırda Teslim/ Delivered At Frontier (DAF):

Bu teslim şeklinde mallar antlaşmada belirtilen sınırda, gümrükten önce alıcının emrine hazır bulundurulur.Hudut satıcının gümrüğü olabileceği gibi, alıcının ya da herhangi bir ülkenin gümrüğü de olabilir.Sınıra kadar masraf ve rizikolar ihracatçıya, sınırdan sonra ise ithalatçıya aittir.Bu terim özellikle mal, demiryolu ya da karayolu ile taşındığında kullanılsa da diğer taşıma türleri için de kullanılır.


3.1.11. Gümrük Resmi Ödenmeksizin Teslim/ Delivered Duty Unpaid(DDU)

Gümrük vergisi ödemeksizin teslim. Anılan teslim şeklinde ihracatçı, ithalatçının ülkesinde ve adı belirtilen yerde malları ithalatçıya teslim etmekle yükümlüdür.Ancak burada gümrük vergisinin ödenmesi söz konusu değildir.Teslim yerine kadarki tüm masraf ve rizikolar ihracatçıya aittir.


3.1.12. Gümrük Resmi Ödenmiş Teslim/ Delivered Duty Paid(DDP)

Belirtilen varış yerinde teslim. Gümrük vergisi ödenmiş olarak teslim. Yukarıda bahsettiğimiz ödeme şeklinden tek farkı sadece gümrük vergisinin de ihracatçı tarafından ödenerek, belirtilen yerde malın teslimini ifade etmektedir.


3.1.13. Rıhtımda Teslim/ Delivered Ex-Quay (DEQ)

Belirtilen Varış Limanında teslim. Rıhtımda Teslim(DEQ). Bu teslim şeklinde ihracatçı malı satış sözleşmesinde belirtilen rıhtımda ithalatçıya teslim etmektedir. Rıhtıma kadarki masrafı ve rizikolar ihracatçıya aittir.




3.1.14. Gemide Teslim/ Delivered Ex Ship(DES)

Belirtilen Varış Limanında ve Gemide Teslim. Bu teslim şeklinde ihracatçı varış limanında gemide malları ithalatçıya teslim etmektedir. O ana kadarki masraf ve rizikolar ihracatçıya ait iken teslim anından sonra masraf ve rizikolar ithalatçıya geçmekte ve gemiden malın boşaltma masrafları da dahil edilmek üzere alıcı tarafından karşılanmaktadır. DES 'in CİF 'ten farkı ; DES 'de masraf ve riziko varış limanında gemide teslim ile birlikte ithalatçıya devredilirken, CIF de ithalatçının hasar ve ziyana ilişkin rizikosu yükleme limanındaki gemi güvertesine teslim ile başlamakta, ancak masraf devri DES 'de olduğu gibi varış limanında gemide olmaktadır. Bu önemli farka dikkat edilmelidir. (www. foreingtrade.gov.tr)
 

3.2.                        Dış Ticarette Ödeme Şekilleri:

İthalatçıyla anlaşarak malı  hazırlayan ihracatçı, mal bedelinin ödenmesini düşünmek durumundadır.Eğer  ürettiği  malın  karşılığını  zamanında  alamazsa  ihracatçı  oldukça zor bir duruma düşer.Bu yüzden ithalatçıların ödeme şekilleri hakkında yeterince bilgi sahibi olmaların gerekmektedir.Böylece karşılaşa bilinecek rizikoları enaza indirmiş olurlar. Uluslararası ticarette ödeme şekillerini dört grupta toplanabilir. (Akat, 2001)

3.2.1.                              Peşin Ödeme (Cash/ Advance Payment) Ve Prefinansman

Peşin  ödeme  şeklinde, alıcı  önce  parayı  göndermekte, daha  sonra  mal  gitmektedir.Kuşkusuz  burada, alıcının  ihracatçıya  tam  güvenmesi  gerekmektedir.Bu  yolla  ihracatçı  mal  sevkıyatında  bulunmadan  parayı  almakta, yaptığı  işlerin  finansmanını  ithalatçı  vasıtasıyla  sağlayabilmektedir.Öte  yandan, peşin  ödeme  alıcı  için  satıcı  için  olduğu  kadar  elverişli  ve  güvenilir  değildir. Alıcı, parasını  peşin  ödediği  malı  teslim  alamamak, değişik  veya  düşük  kalitede   mal  gönderilmesi  gibi  riskleri  üstlenmektedir.
Yukarıda  belirttiğimiz  gibi, peşin  ödeme  güvene  dayanır. Bununla  beraber  ithalatçı  kendini  garanti  altına  almak  isteyebilir. Bu  bakımdan  peşin  dövizi  garantili  ve  garantisiz  peşin  döviz  olarak  ayırabiliriz. Garantisiz  peşin  dövizde, ithalatçı  ihracatçıya  bankanın  herhangi  bir  garantisini  istemeden  dövizi  göndermektedir. İhracatçı  malı  göndermediği  ya  da  parayı  iade  etmediği  takdirde  ihracatçı  bankanın  bir  sorumluluğu  yoktur. Garantili  peşin  dövizde  ise  ithalatçının  bankası, ihracatçı  adına  havale  yaparken, anlaşmaya  uygun  malın  zamanında  gönderilmediği  ya  da  para  iade  edilmediği  takdirde  gönderilen  peşin  dövizin  faizi  ile  birlikte  ithalatçıya  geri  gönderileceğine  dair  ihracatçının  bankasından  garanti  istemektedir. Buna  prefinansman  adı  verilir.Prefinansman  da  garantör  banka  ithalatçı  tarafından  gönderilen  parayı, ihracatçıya  teslim  etmeden  önce  teminat   mektubu  ister. Bu  tür  garantilerin  haricinde, bankaların  sorumluluk  taşıyarak  işleme  dahil  olduğu  bir  peşin  ödeme, avans  ödemesi  şeklinde "red  clause"  veya "green  clause"  akreditifler  ile  de  yapılabilmektedir. (Akat, 2001)

3.2.2.                              Mal   Karşılığı   Ödeme   Şekli/ Cash Against Goods

Peşin  ödemenin  tersine, ihracatçı  bedelini  almadan  malı  alıcıya  göndermekte  ve  bu  bakımdan  ithalatçıya  tam  bir  güven  duymaktadır. İhracatçının  en  çok  risk  üstlendiği  ödeme  şeklidir. İhracatçı  malını  sevk  ettikten  sonra  sevkıyata  ilişkin  vesaiki  doğrudan  veya  bedelsiz  teslim  edilmek  kaydıyla  bir  banka  aracılığı  ile  veya  doğrudan  ithalatçıya  göndermektedir.
İthalatçı  vesaiki  teslim  alarak, bununla  malları  gümrükten  çekmekte, mal  bedelini  ise  aralarındaki  anlaşma  uyarınca  belirlenen  süre  sonunda  belirlemektedir. Mal  bedelinin  ödenmeme  riski  her  zaman  vardır.
Mal  karşılığı  ödeme, ihracatçıyı  değil  ithalatçıyı  finanse  eden  bir  ödeme  şeklidir. İhracatçının  mal  karşılığı  ödeme  şeklini  kabul  edebilmesi  için  mal  bedelinin  ödeneceğine  inanması  gerekmektedir. Güvence  bankaların  garantisiyle  sağlana bilinir. Ödemenin  zamanında  yapılacağına  ilişkin  bir  garanti  alıcının  bankası  vasıtasıyla  satıcıya  verilmekte  olup, mal  karşılığı  ödemede  oldukça  sık  görülmektedir. Mal  karşılığı  ödemenin  en  sık  rastlandığı  durumlar  aşağıda  kısaca  belirtilmektedir.
v     Alıcı (ithalatçı), satıcının (ihracatçı)  bir  temsilcisi  veya  şubesidir.
v     Alıcı  ile  satıcının  alım - satım  ilişkisi  yıllardır  sürüyor  olabilir.
v     Satıcının  pazarlık  gücü  olmadığı  gibi, piyasa  koşulları  buna  zorluyor  olabilir.
Mal  karşılığı  ödemede, alıcı  ile  satıcı  olmak  üzere  iki  taraf  mevcuttur. Vesaikin  alıcıya  gönderilmesinde  bankalar  hiç  devreye  girmeyebilir. Satıcının  vesaiki  doğrudan  alıcıya  göndermesi  mümkündür. Vesaik  banka  aracılığı  ile  alıcıya  gönderilse  bile  bedelsiz  teslim  söz  konusu  olduğundan  bankaların  hiçbir  yükümlülüğü  bulunmamakta, satıcı  tüm  sorumluluğu  yüklenmektedir. Ancak  işlemin  uygulanışına  göre, bankalar  devreye  girebilir. Ülkelerdeki  mevzuata  bağlı  olarak, mal  karşılığı  ödeme  dahi  olsa  vesaikin  bankalar aracılığıyla  alıcıya  gönderilmesi  gerekebilmektedir. Böyle  bir  durumda  bankalar  genel  mevzuat  yükümlerini  yerine  getirdikleri  gibi  vesaikin  muhataba  ulaşması  hususunda  güvence  teşkil  etmektedirler. Bankalar, mal  karşılığı  işlemde  ihracat  bedelinin  ödenmesi  aşamasında  devreye  girerler. Burada  bankalar  sadece  havale  işlemine  taraf   olmaktadır. Sadece  kendilerine  verilen  paranın  lehdar’a  ulaştırılması  hizmetini  yaparlar. Görüleceği  gibi  mal  karşılığı  ödemede  bankalar  vesaik  ve  özellikle  akreditif  karşılığı  ödemeye  göre  en  az  yükümlülüğe  sahiptir. Sadece  ödemenin  yapılacağına  dair  garanti  vermeleri  halinde  sorumlulukları  değişmekte, ancak  o  zamanda  üstlendiği  rol  ve  verdiği  hizmet  ödeme  şeklinden  çıkmakta, garantör  olmaktadır.

3.2.3.                              Banka Denetiminde Mal Karşılığı  Ödeme  Şekli

Daha  öncede  belirtildiği  gibi, mal  karşılığı  ödemede  bankalar  taraf  olmamakta, sadece  havale  işleminin  doğru  bir  şekilde  gerçekleştirilmesinden  sorumludurlar. Vesaikin  alıcıya  ulaştırılması  ve  mal  bedelinin  ödenmesi  işlemine  bankaların  katıldığı  bir "mal  karşılığı  ödeme", vesaik  karşılığı  ödemeden  pek  farklı  değildir. Yalnız  satıcının  bedelsiz  teslim  talimatı  nedeniyle, bankaların  vesaikin  tevdi  edilmesinde  bir  sorumluluğu  vardır. Vesaik  karşılığı  ödemede  vesaik, sevkıyat  tutarının  ödenmesi  poliçenin  alıcı  tarafından  kabul  karşılığında  alıcıya  teslim  edilirken, mal  karşılığı  ödemede  bedelsiz  olarak  teslim  edilmektedir.

3.2.4.                              Kabul  Kredili  Ödeme           

Temel  olarak  alıcı  finanse  etmeyi  amaçlayan, söz  konusu  olan  işlemde  geçen  poliçenin  ıskonto  edilmesi  halinde  satıcıya da  kaynak  sağlayan, alıcının  mal  bedelini, malı  teslim  alınca  değil de  belli  bir  vade  sonunda  ödediği  bir  yöntemdir. Vadeli  akreditifler  gibi  vadeli  mal  alım-satımında  kullanılmaktadır. Kabul  kredili  ödemede, vade, kambiyo  senetlerinden  poliçe  vasıtasıyla  belirlenmekte  olup  diğer  poliçelerden  tek  farkı, genellikle  poliçe  bedelinin  vadesinde  ödeneceği  hususunda  bir  bankanın  dönülemez  taahhüdünü  oluşturmaktadır.
Vadeli  mal  alım-satımlarına  yönelik  dış  ticaret  işlemlerinde  ithalatçı  ile  ihracatçı  arasında  ortaya  çıkabilecek  muhtemel  sorunların  önlenmesi  ve  işlemin  devamlılığının  sağlanabilmesi  için  bankaların  aracılığına  başvurulmaktadır

3.2.5.                              Akreditifli   Ödeme  Şekli/ Letter of Credit-L/C

Akreditif, ithalatçı  tarafından  bankasına  verdiği  talimatla  açılmaktadır.Ancak  ithalatçının  bankaya  verdiği  talimatın  özünü, alıcı  ile  satıcının  yaptığı  anlaşma  belirlemektedir. Bu  bakımdan  ihracatçının, açılacak  akreditifi  belirleyebilmesi  ve  kendi  lehine  oluşturabilmesi  için, ithalatçı  ile  yapacağı  sözleşmede  etkin  olması, aktif  olması  ve  belirlenmedik  konu  bırakmaması  gereklidir.
           
Akreditif, dış  ticarette  en  yaygın  şekilde  kullanılan bir  ödeme  şeklidir. Akreditif'i en  basit  şekilde  bir  " Koşullu  havale "  olarak  tanımlayabiliriz. Alıcı  yani  ithalatçı, ihracatçının  gönderdiği  proforma  faturayı  bankasına  ibraz  ederek, gerekli  belgelerin  zamanında  ithalatçının  bankasına  gönderilmesi  karşılığında  ödeme  yapılacağını  belirten  bir  taahhüttür. " Koşulların  belgelerle  kanıtlanması "  hususu  akreditiflere  ilişkin  en  önemli  özelliklerden  birisidir. İşleme  ödeme  aracı  olarak  giren  bankalar  belgelerin  kapsadığı  mal, hizmet  veya  diğer  işlemleri  dikkate  almayarak  sadece  belgeler  ile  ilgilenmektedir. Bir  akreditifte  en  az  dört  taraf  mevcuttur.
1. Akreditif  Amiri  (Aplicant, Orderer, Principal): Amir  ithalatçı  olup, kendi  bankasına  akreditif  açtırma  talimatı  veren  taraftır.
2.  Amir  Banka  (Opening  Bank, Issuing Bank):   İthalatçının  talimatı  üzerine  ihracatçı  lehine  akreditif  açan  ve  bunu  ihracatçının  bankasına  bildiren  taraftır.
3.  İhbar  Bankası  (Advising  Bank):  Gelen  akreditifi  ihracatçıya  ihbar  eden  yerli  bankadır.
             
4.  Lehdar  (Beneficiary)          :  Adına  akreditif  açılan, malı  gönderip  parasını  tahsil  edecek  olan  taraf  yani  ihracatçıdır


Akreditif akışı aşağıda belirtildiği gibidir.

1. İthalatçının kendi bankasına akreditif açtırma talimatını vermesi,

2. Akreditif metninin mektup, telex, swift ile ihbar bankasına gönderilmesi,

3. Akreditifin ihracatçıya ihbar edilmesi,

4. Yükleme yapıldıktan sonra dokümanların ihbar bankasına ibrazı,

5. Dökümanların ya da vesaikin kontrol neticesi pozitif olduğunda, eğer ihbar bankası aynı zamanda bir teyit ve ödeme bankası ise ödemenin yapılması, değilse evrakın amir bankaya mal bedeli tahsili için gönderilmesi.

6. Akreditifin teyitsiz olması durumunda, mal bedelinin tahsili için evrakın amir bankaya gönderilmesi, teyitli olması durumunda ödeme ya da rambursman talimatı gereğince paranın tahsil edilmesi ve evrakın amir bankaya gönderilmesi,

7. Akreditif bedelinin tahsili karşılığında evrakın ithalatçıya teslim edilmesi,


3.2.6. Vesaik Mukabili Ödeme Şekli/ Cash Against Documents

Dış ticarette oldukça sık rastlanan ödeme şekillerinden biri de vesaik karşılığı ödemedir (documantary collectıons). Bu ödeme şeklinde mallar ithalatçıya gönderilirken, orjinal evrak ihracatçının bankasına verilmekte, ihracatçı bankası ya da aracı banka ihracatçıdan aldığı talimata dayanarak, orijinal evrakı ithalatçının bankasına yani muhabir bankaya römiz mektubu (remıttance letter) ekinde gönderir. Bu mektubda bedeli ithalatçıdan tahsil edildikten sonra, evrakın kendisine verileceği talimatı yer almaktadır. Böylece ithalatçı, mal bedelini ödemeden orijinal evrakı bankadan alamayacağı için, gümrükten malları çekemeyecektir. Burada ihracatçı için bir garanti bulunmaktadır. Ancak bu garantiyi fazla abartmamak gerekir.



Vesaik ödemede bulunan tarafları şu şekilde açıklayabiliriz.

Amir (principal): Tahsil işlemi için vesaiki bankasına veren ihracatçı firma.

İhracatçının Bankası (Remitting Bank): Amirin vesaiki verdiği banka

Muhatap(Drawee):Vesaikin tahsil ve kabul için ibraz edildiği alıcı (ithalatçı) 'dır.

İthalatçının Bankası/ Muhabir Banka (Collectıng Bank): Tahsil işlemine aracılık eden banka.



Vesaik Mukabili ödemenin riskleri: Alıcı ile satıcı vesaik mukabili ödeme şeklinde anlaşsalar dahi, ithalatçı siparişi verdikten ve ihracatçı üretime başladıktan, hatta malı sevk ettikten sonra, malı almaktan vazgeçebilir, mal kendi gümrüğüne gelse dahi mal bedelini ödemeyerek evrakı bankadan almayabilir.


3.3. Akreditif Türleri
3.3.1. Fonksiyonlarına Göre Akreditife Türleri


A. Cayılabilir, Kabili Rücu Akreditif (Revcable L/C)

Eğer açılan akreditif cayılabilir nitelikte ise, ihbar bankasına ve dolayısıyla ihracatçıya haber vermeksizin akreditif, amiri ve dolayısıyla ithalatçı bankası tarafından iptal edilebilmekte ya da şartları değiştirilebilmektedir. Bu bakımdan ihracatçı açısından güvencesi olmayan bir akreditiftir. (Tumay, 1986)



B. Dönülemez, Gayrikabili Rücu Akreditif (Irrevocable L/C)

Bir akreditifte varolan dört tarafın onayı olmaksızın iptal edilemeyen ve değişiklik yapılamayan akreditife, gayrikabili rücu akreditif adı verilir. Akreditif koşulları yerine getirildiği takdirde, ihracatçı malın bedelini mutlaka tahsil edeceğinden, güvenilir bir akreditiftir.





C. Teyitsiz Akreditif (Unconfirmed L/C)

Teyitsiz akreditifte, eğer akreditif vesaik görüldüğünde ödemeli ise, ihracatçı yükleme belgelerini kendi bankasına verdiği zaman, mal bedelini tahsil edememekte, bankası tahsil için evrakı akreditif bankasına göndermektedir.Akreditif bankası, gelen evrak koşullara uyduğunda, ödemeyi havale etmektedir.Vadeli ve kabul kredili akreditifte de, ihracatçının bankasi herhangi bir kabul ya da ödeme taahhüdü vermeksizin, evrakı olduğu gibi ithalatçının bankasına göndermektedir. Teyitsiz akreditifte, ihracatçının bankası herhangi bir sorumluluk yüklenmemekte, bir bakıma ithalatçının bankasının uzatılmış bir kolu olarak faaliyet göstermektedir.



D. Teyitli Akreditif (Confirmed L/C)

Teyitli akreditifte, ihracatçı sevk evrakını kendi bankasına verdiğinde mal bedelini alabilmekte, vadeli akreditifte vade sonunda parasını tahsil etmekte, kabul kredilide ise kendi bankasından aval alabilmektedir. Herhangi bir anlaşmazlık olduğunda yerli hukuk uygulanır.Teyitli akreditifin bir başka avantajı da akreditif vadesi Türkiye’de dolarken, teyitsizde vade, ithalatçının ülkesinde dolacağından, evrak gönderme süresinden yararlanılmış olunur.



E. Döner Akreditif (Rotatif, Revolving L/C)

Eğer ithalatçı aynı türden malı aynı ihracatçıdan sürekli alıyor ise, bu takdirde örneğin bir yıllık akreditif açtırarak parasını bağlamasına gerek yoktur. Açılan akreditif kullanıldığında, talimata gerek kalmaksızın, otomatik olarak yenilenir.



F. Devredilebilir Akreditif (Transferable L/C)

Akreditif metninde " transferable " sözcüğü mevcut ise, kendisine akreditif açılan ihracatçı, bu akreditifi bir başkasına devredebilir. enm.blogcu.com. Transferable akreditif ancak bir kez olarak devredilebilir. Başka bir değişle, ikinci lehdar kendisine devredilen akreditifi yeniden bir başkasına devredemez. Bu kural alıcıyı korumak içindir. Eğer açılan akreditif aynı zamanda kısmi yüklemelere de olanak sağlıyorsa, (bu durumda akreditif metninde " partial shipment allowed " ibaresi yer alır.) ilk lehdar aynı akreditifi birden fazla kişilere aktarabilir. (Kozlu, 1993)

G. Arka Arkaya Akreditif (Back to Back Credit)

Bu durumda alıcı, ithalatçı lehine devredilmez akreditif açmakta, ihracatçıda açılan bu akreditifi kredi garantisi olarak göstererek, sattığı malı kendisine satan imalatçı adına yeni bir alım akreditifi açtırmaktadır. Eğer ihracatçı açtırmış olduğu alım akreditifini kendi finansman olanakları ile karşılasa idi böyle bir karşı akreditif söz konusu olamazdı. Transferable akreditife oranla karşılıklı akreditif açtırmak ihracatçı için daha pahalıdır. Karşılıklı akreditifin içerik kazanması için hem satış hemde alış akreditiflerinin ödemelerinin aynı bankada yapılabilmesi gerekir. İmalatçı malı yükleyip evrakı bankaya verdikten sonra, satış akreditif bedelinin ihracatçıya düşen kar kısmı ayrılır ve kalanı imalatçıya ödenir. Daha sonra satış akreditifin tamamı karşı bankadan tahsil edilir. Kuşkusuz bankaların satış akreditif bedelini tahsil edebilmesi için, satış akreditifinin süresinin alış akreditifinin süresinden daha uzun olması gerekir.Karşılıklı akreditifler, ithalat açısından da kullanılabilirler. (Kozlu, 1993)



H. Peşin Akreditif (Red Clause, Down Payment L/C)

Peşin akreditifte, akreditif tutarının tamamı ya da bir kısmı, mal sevkıyatı yapılmadan ihracatçıya kullandırılır. Akreditife dayanarak tek bir yükleme yapıldığında peşin alınan bedelin akreditif tutarından mahsubu gerekir. Kısmi yüklemelerde ise, hangi yükleme ya da yüklemelerde mahsub edileceğinin belirtilmesi gerekir. Peşin akreditif garantili ya da garantisiz olur. Garantisizde, ihracatçının bankası peşin kısmı, ihracatçıdan bir garanti almaksızın kendisine öder. İhracat gerçekleşmezse ödediği parayı amir bankasından tahsil eder. Garantilide, ödenen peşin kısmı için ihracatçıdan garanti alınır. Peşin döviz alındığı halde ihracat gerçekleşmez ise, bu peşin dövizin Kambiyo mevzuatına göre 1 yıl içinde geri iadesi gerekir.


3.3.2. Ödeme Şekillerine Göre Akreditifler

A. Görüldüğünde Ödemeli Akreditifler (Sight L/C)

Bu tür akreditifte belgeler görüldüğünde ; teyitli akreditifte ihracatçının bankasında, teyitsizde ise ithalatçının bankasında ödenir.

B. Vadeli Akreditif (Deferred L/C)

Müşteriye vade tanınarak vade sonunda mal bedeli tahsis edilir. Teyitli akreditif olduğunda vade sonunda yerli bankadan, teyitsiz akreditifte ise ithalatçının bankasından mal bedeli tahsis edilir. Bu durumda belli bir sürenin sonunda mal bedelinin alınacağına dair bankadan bir yazı alınabilir. Ancak böyle bir belge kıymetli evrak niteliğinde olmadığından poliçe gibi kırdırılmaz. Vade sonunda mutlaka mal bedeli tahsis edileceğinden, malı alan ithalatçının malın kaliteli olmadığını iddia ederek, mal bedelini ödememesi gibi bir husus söz konusu değildir. Eğer ihracatçı vadeyi beklemeden para tahsil etmek istiyorsa, alıcı banka adına vadeli poliçe tanzim etmek durumundadır.



C. Kabul Kredili Akreditif (Acceptance L/C)

Banka adına çekilmiş vadeli poliçeyi ihracatçı isterse kırdırarak peşin mal bedeline kavuşabilir.Kambiyo mevzuatımıza göre, vadeli ve kabul kredili akreditiflerde vade en çok 180 gündür.


3.3.3. Teminat Akreditifi (Standby L/C)

Şimdiye kadar gördüğümüz akreditif türlerinde, bir işin yapılması karşılığında akreditif açılıyor ve bedeli tahsil ediliyordu. Standy akreditifte ise, işin yerine getirilmemesi halinde akreditif kullanılmaktadır. Örneğin bir Türk firması Libya 'da bir ihaleye katılmaktadır. Türk firması ihaleyi kazandığında, eğer ihaleyi zamanında yerine getiremezse, Libya firması tarafından kullanılmak üzere akreditif açmaktadır. Bu tür bir akreditif teminat mektubu niteliğinde olmaktadır.

 

3.4.                        İhracatta   Finansman   Şekilleri

İhracatçının  siparişi  aldıktan  sonra, malı  sevkıyata  hazır  hale  getirebilmesi  için, imalat  aşamasında  girdiler  satın  almak  ve  işçi  ücretlerini  ödemek  veya  aldığı  malı  aynen  ihraç  etmek  istediğinde, bu  malı  almak  için  belli  bir  nakdi  sermayeye  ihtiyacı  bulunmaktadır. Bu  nedenle  herhangi  bir  ihracatçının  kendi  öz  kaynaklarının  yanında, dış  kaynak  bulma  olanakları  konusunda  bir  bilgiye  sahip  olması  gerekmektedir. İhracatta  finansman  şekillerini  aşağıdaki  gibi  sıralayabiliriz:

3.4.1.                              İthalatçının  İhracatçıyı  Finanse  Etmesi

Bu  finansman  şeklinde  mal  henüz  gitmeden  ithalatçı, mal  bedelini  önceden  satıcıya  göndermektedir. Peşin  havale, peşin  döviz  veya  akreditiflerde  "Red  Clause "  türü, bu  imkanı  sağlamaktadır. Daha  önce  de  gördüğümüz  gibi  bu  tür  finansman  "Prefinansman" olarak  adlandırılmaktadır. Prefinansman  kanalıyla  gelen  döviz  hesabının  1  yıl  içinde  kapanması  şarttır. Tüm  kredilerde  olduğu  gibi, Türkiye  açısından  bir kredi olması sebebiyle KKDF'ye  tabidir. Bu oran peşin dövizde  %6 'dır.

3.4.2.                              Döviz  Kredisi  (DKR)

Prefinansmanda  ülkeye  peşin  dövizi  getiren  ihracatçı  firma  olmasına  karşın, DKR'de  bankalar  bizzat  dışarıdan  döviz  temin  ederek  bu  dövizi, mal  ve  hizmet  ihracatı  ile  uğraşan  firmalara  kullandırmaktadır. Bu  tür  dövizlerin  faizi ; Türkiye  para  piyasasında  ortalama  olarak  döviz  bazında  %15 - %17  oranında  olmaktadır. Kambiyo  mevzuatımıza  göre  bankalar, bu  dövizi  en  fazla  1  yıl  süreli  kredi  olarak  getirtebilirler. Dolayısıyla  bankalar  bu  krediyi, müşterilerine  verirken  3 - 6  ay  gibi  anlaşmaya  bağlı  olarak  süreler  belirlemekte  ve  gerektiğinde  bu  süreleri  1  yıla  kadar  uzatabilmektedirler.
İhracatçıların  döviz  kredisi  alabilmeleri  için, her  şeyden  önce  birlikte  çalıştıkları  banka  ile  ticari  ilişkilerinin  iyi  olması  gerekir. Bir  anlamda  ihracatçı, kendi  adına  kredi  tahsis  ettirir. Böyle  bir  kredi  tahsisi  için  ayni  ve  nakdi  teminatlar  müşteriden  alınır.
Kredi  tahsisinden  sonra  diyelim  ki, ihracatçının    aylık  sürede  DKR 'ye  ihtiyacı  varsa, bu  sürede  ne  kadar  ihracat  yapacağını  beyan  etmesi  gereklidir. Bu  bakımdan  bankacı  açısından, böyle  bir  krediyi  kullanırken  karşılaşacağı  ilk  risk, ihracatın  yerine  getirilmemesi  ile  ilgilidir. İhracatçının  taahhüdü  yerine  getirmediği  durumda, ihracat nedeniyle  alınmayan  her  türlü  resim  ve  harçlar, faizi  ile  birlikte  geri  alınır.
İhracatçı, 3  aylık  süre  içinde  gelen  ihracat  bedellerini  krediye  mahsub  edebilir ; böylece  döviz  alış  kuru  ile  satış  kuru  arasındaki  zarardan  korunmuş  olur. Ya da  sürenin  sonunda  ana  para  ile  faizi  kadar  TL 'yi  bankaya  getirerek, döviz  satış  kuru  üzerinden  borcunu  kapatır. Bu  durumda  DKR 'nin  bankacılar  açısından  ikinci  riski, TL  riskidir. Yani  dışarıdan  mal  bedelinin  gelmemesi  ya  da  süre  sonrasında  TL  olarak  bedelin  ödenmemesi  sonucu  kredi  karşılığının  bankaya  geri  gelmemesidir. Kuşkusuz  böyle  bir  durumda  banka, ipoteği  nakde  çevirecektir. DKR 'de  taahhüt  edilen  dövizin  %100 'ü  nispetinde  kredi  verilir. Eximbank  kredisinde  ise  bu  oran  %50 'dir.

3.4.3.                              Kısa  Vadeli  İhracat  Kredi  Sigortası (Eximbank Kredisi)

İhracatçılar  mal  bedelinin  tahsil  edilememesi  riskine  karşı  1  yıllık  muhtemel  ihracatlarını   Exımbank'a  sigorta  ettirebilirler. Bu  sigorta  programının  işleyişi  aşağıda  adım  adım  izah edilmiştir.
1 .  İlk  olarak  ihracatçı  12  sayfadan  oluşan  SKO2  formunu  doldurur. Bu  formda  ihracatçı  12  ay  içinde  yapılması  muhtemel  toplam  ihracatını  göstermek  zorundadır. Yıl  içindeki  sapmaların  Eximbank'a  bildirilmesi  gerekir. Eximbank, teyitsiz  akreditif, vesaik  mukabili  ve  mal  mukabili  türü  ödemelerde  mal  bedelinin  %90'ını  ödemektedir. Eximbank  sigorta  kapsamına  dahil  edilmeyen  ödeme  şekilleri  peşin, prefinansman  ve  teyitli  akreditiftir. Peşin  ve  prefinansmanda  zaten  alıcı  riski  yktur, teyitli  akreditifte  ise  alıcı  riskini  Türkiye'deki  bir  banka  üstlendiğinden  sigorta  kapsamı  dışına  alınmışlardır.İhracatçı  SKO2  formunu  doldurduktan  sonra, istenilen  belgeleri  ve  poliçe  tanzim  ücretini  ödediğine  dair  banka  dekontunu  Forma  ekleyerek  Eximbank'a  gönderir.
2 .  Eximbank  SKO2  formunu  aldıktan  sonra, formdaki  bilgileri  kabul  ederse,  ihracatçıya  2  nüsha  SKO3  "Kısa  Vadeli  İhracat  Kredi  Sigortası  Genel  Poliçesi  Kabul  Formu"  gönderir. İhracatçı  şartları  kabul  ederse, Formu  imzalayarak  bir  nüshasını  Eximbank'a, diğer  nüshasını  da  kredi  için  talepte  bulunacaksa  aracı  bankaya  ibraz  eder.
3 .  Eximbank  SKO3  formunu  aldıktan  sonra, SKO1  formunu  yani " Sigorta  Genel  Poliçesi " ni  imzalayarak  ihracatçıya  gönderir.
4 .  Kabul  formu  ile  kapsama  alınan  ülkedeki  alıcılara  yapılacak  sevkiyatların  risk  kapsamına  alınabilinmesi  için  sevkiyat  tarihinden  önce  ihracatçı  SKO4' nolu  " Alıcı  Limit  Formu " doldurarak  Eximbank'a  gönderilir.
5 .  Eximbank  SKO4  formunu  aldıktan  sonra  her  alıcı  için  istihbaratta  bulunur. Gereken  bilgileri  çalıştığı  enformasyon  kuruluşuna  göndererek, alıcı  hakkında  rapor  ister. Burada  alıcı  için  gelen  raporların  mali  analizi  yapılır. İhracatçının  ithalatçı  ile  çalışacağı  ödeme  şekli  ve  alıcının  durumu  gözönüne  alınarak  limit  belirlenir. Durum  SKO5 nolu  " Alıcı  Limiti  Onayı "  formu  ile  ihracatçıya  gönderilir.
6 .  Alıcı  limiti  alındıktan  sonra  ihracatçı  sevkiyata  başlamakta  ve  bir  ay  içinde  yapılan  ihracatlar  SKO6 nolu  " Aylık  Sevkiyat  Formu " na  işlenir  ve  en  geç  takip  eden  ayın  10'una  kadar  Eximbank'a  gönderilir.          
7 .  Eximbank  Aylık  Sevkiyat  Formunu  aldıktan  sonra, hesaplanan  sigorta  prim  tutarı, sigortalıya  (ihracatçıya) SKO7 nolu " Prim  Bildirim  Formu " ile  bildirilir.  
8 .  Eğer  vadesi  gelipde  ödenmemiş  alacaklar  sözkonusu  ise  her  ayın  sonu  itibariyle  SKO8 nolu " Vadesi  Geçmiş  Alacaklılar  Aylık  Bildirim  Formu "  doldurarak  takip  eden  ayın  onuna  kadar  Eximbank'a  bildirir. Bunun  üzerine  Eximbank  faaliyete  geçerek  alacağın  tahsili  için  her  türlü  gayreti  gösterir.
9 .  Poliçe  kapsamına  giren  herhangi  bir  zararın  ortaya  çıkması  halinde, sigortalı  zararın  kesinleşmesini  müteakiben  SKO9 nolu  " Tazminat  Talep  Formunu "  doldurarak  Eximbank'a  müracaat  eder. Limitte  öngörülen  şartlar  dahilinde  Türk  Eximbank  tarafından  sigortalıya  yazılı  ihbarın  yapıldığı  ayın  ilk  günü  geçerli  olan  T.C.M.B  döviz  alış  kuru  esas  alınarak  fatura  bedelinin  %90  nisbetinde  tazminat  ödenir. Bu  durumda  ihracatçı  o  işlemle  ilişkili  haklarını  Eximbank'a  devreder. Eximbank  yasal  tatbikata  geçer  ve  eğer  mahkemeyi  kazanırsa,  masraflarını  düştükten  sonra  geri  kalan  parayı  belirtilen  kur  üzerinde  ihracatçıya  öder.

3.4.4.                              Kısa  Vadeli  Kredi  Programları (Eximbank Kredisi)

Eximbank  ihracatçılara  kısa  vadeli  Türk  lirası  kredileri  ile  dövize  endeksli  döviz  kredileri  vermektedir.
Kısa  vadeli  Türk  lirası  kredisi  alabilmek  için, ihracatçının  gelecek  1 yıllık  ihracatını  Eximbank'a  sigorta  ettirmesi  gerekir. Kabul  formunun  bir  nüshası  Eximbank'a  gönderilmekte, diğer  nüshası  ise  TL  kredisi  için  aracı  bankaya  ibraz  edilir.
Eximbank  TL  kredilerini  doğrudan  ihracatçılara  kullandırmayıp, bankalara  tahsis  ederek  kullandırmaktadır. Dolayısıyla  ihracatçı  kredi  için  kendi  bankasına  müracaat  ederek, bakiye  varsa  kullandırılmaktadır. Eximbank, kredinin  ana  para  ve  faizinin  geri  ödenmesinde  aracı  bankayı  sorumlu  tuttuğundan, ihracatçının  ilkin  çalıştığı  bankada  kredisinin  olması  gerekir, aksi  halde  Eximbank  kredilerinden  yararlanamaz. Aracı  Bankada  tahsisin  ve  müşterinin  kredisinin  bulunması  halinde ;
-  Müracaat  Formu ,
-  Firma  taahhütnamesi ,
-  Muvafakatname'yi, ihracatçılar  aracı  bankaya  sunarlar, aracı  bankada  bu  belgeleri  Exımbank'a  iletir, Eximbank  talebi  uygun  görürse, kredi  ertesi  işgünü  aracı  bankaya  ödenir, aracı  bankada  en  geç  ertesi  işgünü  krediyi  firmanın  hesabına  aktarır. Verilen  kredinin  süresi  120 gündür.
Eximbank  ilk  defa  ihracat  yapacak  olan  girişimcilere  ve  iç  piyasaya  yönelik  olarak  çalışmakta  iken, ihracata  dönük  olarak  çalışmayı  planlayan  firmalara, ihracata  hazırlık  aşamasında, Sevk  Öncesi  ve  Hedef  Pazar  İhracat  Kredileri 'ne  ve  İhracat  Döviz  Kredisine  bağlı  olarak, ilk  Adım  İhracat  Kredisi  adı  verilen  ihracat  kredisi  kullandırılır.

3.4.5. Factoring Ve Forfaiting

1. Factoring

İhracatçı mal mukabili ya da kabul kredili olarak mal sattığında, alacak hakkını aracı factor kuruluşuna satmaktadır. Factoring halinde ihracat bedelinin, evrakın factor 'a verilmesi ile birlikte %80 'i ödenmektedir. Bu işlemde %3 - %5 dolayında komisyon verilmekte, geri kalan bedel ise factor kuruluşunca tahsil edildikten sonra ihracatçıya ödenmektedir. Factoring firmasının böyle bir kredi işlemine girebilmesi için, alıcıların istihbaratını yapıp, alıcı limitini belirlemesi gereklidir. Bu limitin üzerindeki limitler değerlendirilmemektedir. Malların istenilen kalitede yapılmaması sebebiyle alıcının bedeli ödememesi durumunda, factoring kuruluşu verdiği bedeli geri almaktadır. Müşterinin iflası halinde ise factoring kuruluşu, meydana gelecek kayıp riskini üstlenmektedir.

Factoring 'te 4 taraftan söz edilebilir.

- Kredili mal satışı yapan ihracatçı ,

- Kredili mal alışı yapan ithalatçı ,

- Kredili satış için aval veren muhabir banka (ithalatçının bankası)

- Alacak hakkını satın alan banka (Factor)

Factoring yurt içi ve yurt dışı factoring olarak iki bölüme ayrılır.Yurt içi Factoring' te 3 taraf vardır ;

- Alıcı Firma

- Satıcı Firma

- Factoring Kuruluşu



Factoring kuruluşu, muhabir bankası aracılığıyla yurt içindeki alıcı firma hakkında bilgi toplar ; istihbaratın olumlu olması halinde satıcı firmaya kredi limiti vererek, factoring yapmaya hazır hale gelir. Tahsil işlemi factoring kuruluşu tarafından ya vadesinde gerçekleştirilir ya da satıcı firmanın peşin ödeme istemesi halinde faturanın %70 - 80 bedeli, satıcı firmaya avans olarak ödenir ki, bu iskonto işlemi olmaktadır. İç factoring 'te factoring kuruluşu borcun ödenmemesi durumunda doğacak riski üstlenmez, satıcıya rücu edebilir. Yurt dışı factoringte ise, factoring kuruluşu borcun vadesinde ödenmemesi halinde, riski üstlenir ve satıcıya rücu edemez (without recourse).



Son yıllarda önemleri artan küçük ve orta boy firmalar için, factoring uygun bir finansman yoludur. Küçük ve orta boy firmalar, büyük organize firmalar gibi finansman sorunlarını rahatça çözümleyemezler ; muhasebe sistemleri eskidir, kredi bulmaları kolay değildir, ...vb gibi sorunlar bu firmalar için finansman sıkıntısı doğurmaktadır. Bu açıdan factoring sistemi, önem arzetmekedir.



Factoring 'in başlıca avantajlarını şöyle sıralayabiliriz ; İhracatı arttırır, müşteriye " açık kredi " şeklinde 90 güne kadar kredi imkanı tanır, factoring şirketinin sahip olduğu pazarlama imkanlarından yararlanabilir, rekebet artar, büyüme dış kaynaklar yerine satışlarla finanse edilir.



Factoring işlemleri batı ülkelerinde yasal düzenlemelere tabidir. Türkiyede ise yasal bir düzenleme olmayıp, işlemler mevcut hukuki sisteme göre yürütülmektedir. Factoring'e ilişkin yasal bir düzenleme bulunmaması, uygulamada bazı sorunların doğmasına neden olmaktadır. Örneğin, yürürlükteki mevzuata göre, ihracat hesaplarının 180 gün içinde kapatılması gerekmektedir. Dolayısıyla factoring işlemleri için azami vade 180 gündür. Oysa uluslararası uygulamada factoring 'e tanınan süre 270 gündür.



2. Forfaiting

Sermaye malları genellikle pahalı araçlardır. enm.blogcu.com.Bunların ithalatçısı kısa dönemde ödeme yapamayabilir. Diğer bir deyişle, pahalı sermaye mallarında çoğunlukla uzun vadeli finansmana ihtiyaç doğar. İhracatçının mali gücü ithalatçıya kredi sağlamaya yetse de bunu arzu etmeyebilir. Çünkü finansman uzun bir dönemi kapsar. Bu dönemde gerekli uzun vadeli finansmanı sağlamak amacıyla Forfaiting yöntemi geliştirilmiştir. (Seyidoğlu, 1994)



İhracat işlemlerinden doğan genellikle orta süreli, uygulamada bir banka garantisince güvenceye alınmış senetli ya da kayıtlı alacakların kesin satışına fortfaiting denir. Forfaiting, özellikle yatırım malı ve hizmeti ihracatından doğan ve belli bir ödeme planına bağlı olarak tahsil edilebilecek olan alacakların bir banka veya bu konuda uzmanlaşmış bir finans kuruluşu tarafından satın alınmasıdır. Forfaitingde ödemeler belli bir plana bağlıdır. Uygulamada 6 aydan 10 yıla kadar veya daha uzun bir süre için kredi imkanı vardır. Forfaitingde taraflar, factoringdeki gibidir.


4. İHRACATTA KULLANILAN BELGELER

İhracatçı Belgesi kullanımı uygulaması Gümrük Birliğine girilmesiyle beraber kaldırılmıştır. 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle ihracat faaliyetleri, Gümrük Beyannamesi ve Tek Vergi numarası çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. İhracat işlemlerinde kullanılan temel belgeler aşağıda belirtilmiştir.


4.1. İhracatta Kullanılan İç Belgeler

Dış ticarette kullanılan belgeler, özellikle ödeme şekilleri ile büyük bir bağlantı halindedir. İhracat işleminde gerekli olan belgelerin yanı sıra Türkiye için gerekli olan dört belge şunlardır; İhracat Beyannamesı (İB), T.C. Gümrükleri Çıkış Beyannamesi (GÇB), Yerli Fatura ve Döviz Alım Belgesi (DAB).


4.1.1. İhracat Beyannamesi(İB)

Mevzuatımıza göre, yasaklanmış mallar dışında kalan bütün malların ihracı serbesttir. Serbest ihracatta ihracatçılar, 5 nüsha İB tanzim ederek ihracatın yapılacağı Gümrük idaresine müracat ederler. 1 nüsha İB 'i onaylı olarak ihracatçıya iade ederler. Gümrük Çıkış Beyannamesinin kapanışını izleyen ilk iş günü içinde kalan 4 nüsha İB, GÇB nüshalarına ayrı ayrı eklenerek, set halinde ihracatçının bankasına, Birliğine ve bir seti de ihracatçıya verilir.



İhracat Belgesine kaydedilmesi gerekli hususlar şöyledir : İhracatçı, imalatçı ve alıcı firmaların ünvan ve adresleri, ihraç konusu malla ilgili bilgiler, birim fiyat, toplam tutar, ihracatın yapıldığı para birimi, ödeme ve teslim şekilleri ile eğer varsa komisyoncu firma ünvan ve adresi ile komisyon yüzdesi.


4.1.2. Gümrük Çıkış Beyannamesi(GÇB)

İhracatı yapılacak mallar için matbu olarak bastırılmış GÇB 'lerin doldurulması, ihracatçı ve kanuni temsilcisi tarafından imzalanıp Gümrük idaresine verilmesi gereklidir. GÇB 'ler uygulamada genellikle 14 yada 16 nüsha olarak tanzim edilmektedir.

Gümrük İdarelerine sunulan beyannamelerin tescil edilebilmesi için :

- Çıkış işlemi yapılacak ihraç malının tamamının muayeneye hazır olması ,

- Eşyanın yükleneceği deniz, kara ve hava taşıtının Bakanlıkça tayin edilecek süre içinde geleceğinin belgelenmiş olması ,

- Beyanname ile birlikte sunulması zorunlu belgelerin hazır olması gerekir .



Gümrük Çıkış Beyannamesine eklenmesi gerekli belgeler şunlardır :

- Yerli Fatura ,

- İB (gerekiyorsa ekli liste) ,

- ATR 1 (Ortak pazar ülkeleri için) ,

- Ayniyat listesi ,

- Çeki Listesi ,


4.1.3. Yerli Fatura

Yerli fatura KDV iadesinde önem taşıyan bir belgedir ve 1 sureti GÇB 'ye eklenir.Yerli faturada bulunması gereken hususlar şöyledir :



- Fatura no ve tanzim tarihi ,

- İhracatçının ad, ünvan ve adresi ,

- Malın brüt ağırlığı ,

- Malın Türk menşeli olduğu ,

- Teslim ve ödeme şekli ,

- Aracı ve muhabir banka isimleri ,

- Toplam mal adedinin ve toplam mal değerinin " Yalnızca " ya da kısaltılmış olarak "Y" ile başlamak üzere yazıyla yazılması .



İhracatçılar, aldıkları girdi ya da mallar için KDV 'yi ödeyecekler, ihraç ettiklerinde, yabancı alıcı adına düzenledikleri faturada KDV 'yi hesaplamayacaklardır. Başka bir deyişle KDV 'yi yabancı müşteriden tahsil etmeyeceklerdir. Çünkü bu müşteriler ithalat esnasında kendi ülkelerinde KDV 'yi ödemektedirler.



Fiili ihracattan sonra, ihracatçı yurt dışına gönderdiği mallar ile ilgili yurt içinde ödediği KDV 'yi, dönemde ödeyeceği vergilerden indirmek yada iadesini istemek üzere vergi dairesinden talepte bulunur.


4.1.4. Döviz Alım Belgesi

İhracatla ilgili olarak düzenlenen, ancak müşteriye gönderilmeyip Türkiye içinde alıkonulan bir başka belge de döviz alım belgesidir (DAB) .Bu belge bankalara ihracat bedeli ya da peşin ödeme havalesi geldiğinde ilgili bankalarca kesilir ve ihracatçıya verilir.Döviz alım belgesinde :

- Dövizi gelen kişi ya da kuruluşun adı ve ünvanı ,

- Satın alınan dövizin geldiği ülke, geliş nedeni, cinsi, uygulanan kur, döviz tutarı, TL tutarı, Dolar karşılığı ,

- İhracatın şekli, teslim şekli, GÇB tarih ve çıkış kapısı yer alır.
 

comment 0 yorum:

Yorum Gönder

Delete this element to display blogger navbar

 
© IIBF | Design by Blog template in collaboration with Concert Tickets, and Menopause symptoms
Powered by Blogger