1. GİRİŞ
Ticareti, üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılara ulaştırılmasını sağlayan alım-satım faaliyetlerinin tümü olarak tanımlayabiliriz. Bu alım-satım işlemleri devamlı olarak tekrarlanmakta, işlemlerin içine birçok firma ve kuruluşun hizmetleri katılmakta ve bu işlemler karşılığında çeşitli ödemeler yapılmaktadır. Ticaret genel olarak,iç ve dış ticaret olmak üzere ikiye ayrılır. Her iki yönteminde aynı olmasına karşın, dış ticareti iç ticaretten ayıran bazı durumlar vardır.
Dış Ticaret, malların ve sermayenin ulusal sınırların dışına akışıyla ilgilidir. ihracat ve ithalat olmak üzere iki şekilde gerçekleşir. İhracat, üretimi gerçekleştirilen bir malın o ülkenin mevzuatına uygun bir şekilde başka bir ülkeye gönderilip, bedelinin yurda getirilmesidir. İthalat ise, bir malın bedelinin ödenerek yurda getirilmesidir. İhracatta para akışı içeri, mal akışı dışarı doğrudur.
Küreselleşme süreci ile birlikte dünyada ihracat sürecinde kullanılan belgeler, tanımlar ve uygulamalar standartlaştırılmaktadır. Türkiye de Gümrük Birliği Anlaşmasıyla birlikte bu standartlaştırma sürecinin içinde yer alarak, standartlara uymak için kanun ve yönetmeliklerinde değişiklikler yapmıştır.
Bu proje kapsamında, Dış ticaretin tanımı ve dış ticaret ile ilgili kavramlar, dış ticaretle ilgili bilgilerin kaynakları ve dış ticareti teşvik eden kuruluşlar hakkında bilgi verilmiş, ihracatta teslim şekilleri, ödeme araçları ve bu ödemelerin finansman yolları açıklanmaya çalışılmış, ihracatın yapılabilmesi için şirketler tarafından hazırlanan ihracat belgeleri iç belgeler ve dış belgeler olarak tanımlanıp açıklanmaya çalışılmış, Dış ticaretle ilgili terimler ve açıklamaları ve ihracatta kullanılan kısaltmalar yer verilmiştir. Bilkont Dış Ticaret ve Tekstil A.Ş. nin İhracat süreçleri ve organizasyon yapısı mercek altına alınarak incelenmiştir. Son bölümde ise dış ticaretle ilgili hazırlamış olduğum proje ile ilgili değerlendirmelerim yer almaktadır.
2. DIŞ TİCARET
2.1. Dış Ticaretin Tanımı Ve Dış Ticaretle İlgili Kavramlar
Dış ticareti, üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılarına ulaştırılmasını sağlayan alım-satım faaliyetlerinin tümü olarak tanımlayabiliriz. Söz konusu alım-satım faaliyetleri devamlı olarak tekrarlanmakta, işlemler bütünü içine birçok kuruluşların hizmetleri katılmakta, bu hizmetler karşılığında çeşitli ödemeler yapılmaktadır.
Dış ticarette kullanılan para birimleri farklıdır. Dış ticarette, bir borcun ödenmesinde her para birimi karşı tarafça kabul edilmeyebilir. Böylece ithalatçının, ihracatçıya olan borcunu ödeyebilmesi için kendi ülkesinin parasını, ihracatçının kabul edebileceği bir para birimine dönüştürmesi gerekir.
Dış ticarette ülkeler birbirleriyle ticari işlemler yapmaktadırlar.Yurt içinde yapılan ticarette kazanan ve kaybeden kimseler aynı ülkenin insanları olduğu ve ülke çapında bir zarar söz konusu olmadığı halde, uluslararası ticaretin zararlı sonuçları doğrudan doğruya yurt ekonomisini etkiler.Ülke ziraat ve sanayiinin dış rekabete karşı korunmasında, ülke mahsul ve mamullerinin yabancı piyasalarda rekabet etmeleri imkanlarının hazırlanmasında, dış ödemeler dengesinin kurulmasında, ülkenin ekonomik durumunda sürekli bir denge sağlanmasında dış ticarete verilecek yönün ve bu alanda alınacak önlemlerin rolü küçümsenemez.
Devletler ; gümrük tarifelerini gelir sağlamak amacıyla olduğu kadar yurt içindeki üretimi koruyacak şekilde hazırlayacak, mal ve ülke itibariyle ithalat-ihracat kontenjanları koymak, ithalatı ve ihracatı lisansa tabi tutmak, mal veya ülke itibariyle ihracata ambargo uygulamak, bir malın belli bir ülkeye ihracına engel olmak, döviz alım satımını devletin denetimi altına almak ve dış ödemelerin hükümetin iznine tabi tutmak suretiyle uluslararası ticaretin ülke aleyhine sonuçlanmasını önlemeye çalışırlar.
2.2. Dış Ticarette Temel Bilgi Sistemleri
Bugünün şartları, ülkeleri kapalı birer ekonomi olarak çalışmaktan uzaklaştırmış ve uluslararası platformda yeni sorunlarla mücadele verecek etkin yapılar ve bilgi sistemleri kurmaya zorlamıştır. Bu çetin ortamda etkin bir uluslararası pazarlama yaparak ihracatını arttırabilen ülkeler, refah seviyelerini yükseltme konusunda bir hayli yol almışlardır.
Uluslararası çevre denildiğinde değişik para birimleri, gelir seviyeleri, diller, kültür farklılıkları, ticari yasa ve kurallar gibi birçok yeni bilgi ihtiyaçları karşımıza çıkmaktadır.
Dış Ticaret için gerekli olan bu temel bilgileri aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:
a. Ülke: Pazarlama faaliyetinin başlatılarak sürdürüleceği ülke ile ilgili
hem genel, hem de pazarlama konusunu yakından ilgilendiren bilgiler. Bu bilgiler hedeflenen pazarın genel çerçevesini gösterir.
hem genel, hem de pazarlama konusunu yakından ilgilendiren bilgiler. Bu bilgiler hedeflenen pazarın genel çerçevesini gösterir.
b. Konum: Pazarın konumu önemlidir. Yakın olması ulaşım masraflarını etkileyecektir. İklim, gerek pazarlanacak olan ürünün türünü, gerekse de pazar
lama yapacak kişileri etkileyecektir. Coğrafi konum, ulaşım yöntemini etkileye- ,
çektir. Hatta yakın çevrede yer alan rakip ülkeler, fiyatlarımızı dahi etkileyecektir.
lama yapacak kişileri etkileyecektir. Coğrafi konum, ulaşım yöntemini etkileye- ,
çektir. Hatta yakın çevrede yer alan rakip ülkeler, fiyatlarımızı dahi etkileyecektir.
c. Doğal Kaynaklar ve Ekonomik Faaliyet: Doğal kaynak ve ekonomik
faaliyet, o ülkeye yönelik pazarlama bakış açısını doğrudan etkileyecektir.
faaliyet, o ülkeye yönelik pazarlama bakış açısını doğrudan etkileyecektir.
d. Nüfus özellikleri: Nüfus ve özelliklerinin de pazarlama faaliyeti açısından önemi büyüktür. Tahmini satış miktarım belirlemede, ürün cinsini belirlemede, yaş, cinsiyet, eğitim ve kültür özellikleri çok önemlidir.
e. Altyapı: Altyapı bilgisi; bir yandan pazara girme konusunda bir takım
Kolaylıkların derecesini anlamamızı, öte yandan ülkenin kalkınma düzeyi hakkında fikir sahibi olmamızı sağlar. Burada kastedilen ulaşım imkanları, enerji kaynakları, eğitim müesseseleri gibi altyapı öğeleridir.
Kolaylıkların derecesini anlamamızı, öte yandan ülkenin kalkınma düzeyi hakkında fikir sahibi olmamızı sağlar. Burada kastedilen ulaşım imkanları, enerji kaynakları, eğitim müesseseleri gibi altyapı öğeleridir.
f. Ticari Politika: Bir ülkenin ticari politikasının, Dış Ticaret
stratejisinin şekillenmesinde çok büyük önemi vardır. Ülkeler bazı ülkelerle ticareti yasaklamış veya kotalar koymuş olabilir. Gümrük birlikleri ve ekonomik entegrasyon kuralları söz konusu olabilir. Aynı durum, pazarlama faaliyeti sapacağınız ülke için de geçerli olabilir. Gümrük kısıtlamaları, çok çeşitli vergiler, etiketleme ve paketleme, standardizasyon kuralları koymuş olabilir.
stratejisinin şekillenmesinde çok büyük önemi vardır. Ülkeler bazı ülkelerle ticareti yasaklamış veya kotalar koymuş olabilir. Gümrük birlikleri ve ekonomik entegrasyon kuralları söz konusu olabilir. Aynı durum, pazarlama faaliyeti sapacağınız ülke için de geçerli olabilir. Gümrük kısıtlamaları, çok çeşitli vergiler, etiketleme ve paketleme, standardizasyon kuralları koymuş olabilir.
g. Pazar Yapısı: Her ülkenin kendine has bir pazar yapısı mevcuttur. İnsanları, aile yapıları, özel ve kamu kuruluşları, pazarın işleyişi, mali yapısı ile ilgili bilgiler, başarılı bir Dış Ticaret için temel bilgileri teşkil eder.
h. Rekabet: Rekabet iç üreticiden ve diğer ülkelerden gelebilir. Satmaya çalıştığımız mamulün hedeflenen ülkedeki iç üretimi, genellikle önemli ithalat kısıtlamalarının bir habercisidir. (Akat, 2001)
2.3. Dış Ticarete Ait Bilgi Kaynakları
Dış Ticarette önemli olan sadece bilgilerin türünü saptamak değil, aynı zamanda bilgi kaynaklarını da bulup onlara ulaşabilmektir. Bu kaynakları şöyle sıralayabiliriz:
2.3.1. Dış Ticareti Geliştirme Ofisleri
Daha çok ihracatı geliştirme amacı ile kurulmuşlardır. Hem ilgili ülke hem de ticari faaliyette bulunan ülkeler ile ilgili geniş kütüphaneleri mevcuttur ve araştırmalar yaparlar. Örneğin, Türkiye'de İhracatı Geliştirme Merkezi (iGEME)gibi.
2.3.2. Ticaret Ateşelikleri
Bulunduğu ülkelerle ilgili bilgi toplama faaliyetleri ile birlikte ticari tanıtma faaliyetlerinde de bulunurlar, adresler temin ederler, ilişkilerin kurulmasında yardımcı olurlar.
2.3.3. Bankalar
Yurt dışında ofisleri olan bankalardan da gerek rakipler ve gerekse ülkelerin mali yapıları hakkında bilgi toplamak mümkün olabilir. Örneğin, İş Bankası ve Yapı Kredi Bankası bülten ve raporları.
2.3.4. Hedef Ülkelerin Resmi Kuruluşları
Bu kuruluşların yayınladıkları gizli olmayan rapor ve istatistikler elde edilip değerlendirildiği takdirde, önemli bir takım pazar bilgilerini elde etmek mümkün olabilir.
2.3.5. Uluslararası Kuruluşlar
Bu kuruluşlar; ülkelerle ilgili olarak kapsamlı istatistikler, bilgiler yayınlamaktadır. Bu tür kuruluşlara örnek olarak aşağıdakileri sayabiliriz:
a.Uluslar arası Ticaret Merkezi (International Trade Center-ITC)
Cenevre'deki bu kuruluş; belli mamuller için piyasa araştırmaları, genel ülke pazar profilleri, iki aylık bültenler (International Trade Forum) yayınlamakta ve ihracatla ilgili özel bilgi isteklerini cevaplandırmaktadır.
b.Birleşmiş Milletler (United Nations-UN)
Ticaret, sanayi ve çeşitli ekonomik konularda istatistik serileri ve piyasa gelişmesi ile ilgili özel raporlar yayınlamaktadır. Ayrıca Birleşmiş Milletler Ekonomik Komisyonları (UN Economic Commissions) ilgilendikleri coğrafi bölgelerle ilgili istatistik ve özel araştırmalar hazırlamaktadır.
c.Gıda ve Tarım Organizasyonu(Food and Agriculture Organization-FAO)
Birleşmiş Milletler'in Roma merkezli bu yan kuruluşu, tarımla ilgili istatistik serileri ve gıda mamulleri için pazar raporları yayınlamaktadır.
d.Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (Organization for Economic Cooperation and Development-OECD)
Türkiye'nin de üyesi olduğu bu kuruluş dış ticaret, sanayi, bilim ve teknoloji, gıda, taşımacılık gibi alanlarda ülke ekonomi araştırmaları, istatistik bültenleri ve raporları hazırlamaktadır.
e.Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference on Trade and Development-UNCTAD)
Bu konferansın yayınları arasında uluslararası ticaret, ticaret engelleri, ticaret tercihleri gibi konular yer almaktadır.
f.Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund-IMF)
Yayınları arasında ülke ve uluslararası döviz mevduatı, ticaret engelleri, dış ticaret, mali ve ekonomik gelişmeler yer almaktadır. (UNCTAD ve IMF'ye bir sonraki konuda daha geniş olarak tekrar değinilecektir.) (Kozlu, 1993)
2.3.6. Ticaret Odaları
Bu odalar da dış ticareti geliştirme merkezinin yaptığı çalışmalara benzer çalışma ve faaliyetlerde bulunurlar. Aslında konuları iç ticaret olup, dış ticaretle de ilgilenirler.
2.3.7. Yabancı Gazeteler ve Mecmualar
Hedef ülke ile ilgili olarak elde edilebilecek ticari ağırlıklı gazete ve mecmualardan, genel ekonomik eğilimler üzerine fikir sahibi olmak mümkündür.
2.3.8. Fuar ve Sergiler
Hem rakipler ve ürünler ile ilgili- bilgiler, hem de müşterilerle doğrudan lemas sonucu elde edilecek bilgiler, bu tür organizasyonlar aracılığı ile temin edilebilir. Aynı zamanda satış faaliyetini de gerçekleştirmek mümkün olabilir.
2.3.9. Dış Ticaret ile İlgili Seminer ve Konferanslar
Bu tür organizasyonlarda; hem genel olarak dış pazarlama konusunda gerekli bilgiler aktarılır, hem de dış pazarlarda edinilen tecrübeler iletilir.
2.3.10. Dünya Ticaret Merkezleri
Dünya Ticaret Merkezleri; bilgi alışverişi yolu ile uluslararası ticaretin s «yılması, gelişmesi ve etkin bir biçimde faaliyetlerin yürütülmesi amacını güderek çeşitli ülkelerde kurulmuş olan, politik niteliği olmayan ve kar amacı gütmeyen ticari işletmelerdir. Bu merkezler birçok hükümet kuruluşunu ve ticari kuruluşları içine almaktadır. (Akat, 2001)
2.4. Uluslararası Ticareti Teşvik Eden Kuruluşlar
Uluslararası işletmeciliği dolayısı ile de çok uluslu şirketleri yakından ilgilendiren ve etkileyen, belli başlı fonksiyonları uluslararası ticareti artırma amaçlı olan kuruluşlardan bazıları ve özellikleri aşağıda sıralanmıştır.
1. Ticaret ve Tarifeler Genel Anlaşması (General Agreement on Tarif/s and Trade-GATT)
1929'da patlak veren büyük ekonomik buhrandan sonra, başta ABD olmak üzere, ileri gelen batılı devletler, dünya ticaretini genişletmek için çalışmalar yapmışlardır. İşte bu doğrultuda Havana Görüşmeleri başlatılmış ve Uluslararası Ticaret Organizasyonu'nun (ITO'nun) kuruluşunu öngören Havana Anlaşması imzalanmıştır. Fakat bu anlaşmanın, ABD'de bile kongreden geçirilememesi üzerine, Batılı ülkeler; hizmetleri, gümrük engellerini ve ticareti daraltıcı diğer kısıtlamaları kaldırma düşüncesiyle "Hazırlık Komitesi" kurmuşlardır. Böylece 1947 yılında Tarife Görüşmeleri başlamıştır.
Genel Anlaşma kuralları, akit yapan ülkelerin kendi aralarındaki ticari ilişkilerini düzenler. Bunların uygulanmasının denetimi, GATT'ın devamlı ve önemli bir görevidir. Ayrıca, danışma ve uzlaşmayı sağlayıp, görüş farklılıklarını gidermeyi, üyelerin ticari menfaatlerine zarar gelmesini önlemeyi hedefler.
2. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference on Trade and Development-UNCTAD)
Dünya temel madde ihraç fiyatlarının 1950-1962 yılları arasında % 7 oranında düşmesi, buna karşın sanayi ürünleri fiyatlarının % 25 oranında artması, dış ticarette fiyat sorununun uluslararası düzeyde çözüme kavuşturulması için Birleşmiş Milletler bünyesinde bu sorunlarla ilgilenecek bir kuruluşun oluşturulmasını gerekli kılmıştır. Ancak bu amaçla kurulan UNCTAD'ın hedefleri, baştan beri temel madde ticareti sorunlarını aşmıştır. UNCTAD daha genel anlamda, az gelişmişliğin ve az gelişmişlerin sorunlarının dile getirildiği bir forum olmuş ve az gelişmiş ülkelerin (AGÜ) ortak menfaatleri için zaman zaman mücadeleler verdiği bir uluslararası platform görünümü kazanmıştır.
UNCTAD'ın çalışmaları, merkezi Cenevre'de bulunan bir Sekretarya, bunun altında yer alan ve görevi UNCTAD Konferanslarını hazırlamak ve iki konferans arasında kararları uygulamaya koymak olan bir Ticaret ve Kalkınma Konseyi ile Konseye bağlı çalışma komitelerince yürütülmektedir. Başlıca çalışma komiteleri; Temel Maddeler, Mamul Maddeler, Teknoloji Transferleri, Denizcilik ve Finansman Komiteleridir.(Alpar, 1998)
3. Dünya Bankası(WorldBank-WB) Grubu
Dünya Bankası Grubu adı altında; Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası, Uluslararası Kalkınma Birliği ve Uluslararası Finansman Kurumu, uluslararası para ve kalkınma projelerinde faaliyet göstermektedir.
3. l. Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (International Bank f ör Reconstruction and Development-IBRD)
IBRD'nin kuruluşuna, 1944 Temmuzunda ABD'de Bretton Woods'da düzenlenen BM Parasal ve Mali Konferansı sonucunda karar verilmiştir. Bankanın amacı "üye ülkelerin imar ve ekonomik gelişme çabalarına destek sağlamaktır". Bu desteğin iki ana yolla sağlanması öngörülmüştür. Bunlar, özel sermaye yatırımlarının söz konusu ülkelere yönlendirilmesine yardımcı olmak ya da banka kaynaklarından bu ülkelere dolaysız biçimde sermaye transfer etmektir. Bankanın kredi vermede kullandığı fonların üç ana kaynağı vardır. Bunlar ülkelerin sermaye katılımları (iştirakleri), gelişmiş Batılı ülkelerin sermaye piyasalarından yapılan borçlanmalar ve kredilerin işletilmesinden elde edilen net gelirlerdir
3.2. Uluslararası Kalkınma Birliği (International Development Association-IDA)
IDA 1960 yılında kurulmuştur. Kuruluş amacı "dış kaynaklara ihtiyaç duyan ancak sağladığı kredileri geri ödemede güçlükle karşılaşan" AGU'ye kredi açmaktır. Dünya Bankası'na üye olan tüm ülkeler IDA'ya katılabilir.
IDA fonları başlıca üç kaynaktan sağlanır; bunlar üye ülkelerin sermaye katılımları, Dünya Bankası net gelirlerinden transferler ve IDA'nın zengin üyelerinin katkılarıdır. AGÜ, katılımlarının büyük bölümünü kendi paralarıyla yapabilir.
IDA'nın ayrı bir kuruluş olarak oluşturulması ihtiyacı, IBRD'nin izlediği kredi politikasının "bankerce özellikler" taşıması sonucu belirmiştir. IBRD kredilerinden, gerekli kıstaslara sahip olmadıkları için yararlanamayan AGÜ'nün ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan IDA kredileri en yoksul ülkelere yönelmiştir.
3.3. Uluslararası Finansman Kurumu (International Finance Corporation-IFC)
Uluslararası Finansman Kurumu 1956'da kurulmuştur. İmkanlarından ancak IBRD üyeleri yararlanabilir. IFC, yasal ve mali yönden IBRD'den ayrıdır, idari yönden ise ona bağımlıdır.
IFC'nin kuruluşunda temel amaç "kredi verilen ülkelerde özel kesimin gelişmesinin teşviki ve bunun için yerli ve yabancı sermayenin harekete geçirilmesidir". IBRD tarafından özel kesime verilen kredilerde devlet garantisinin aranması, bazı ülke hükümetlerinin bu garantiyi sağlamaktan kaçınması, ayrıca IBRD'nin orta ve daha çok uzun vadeli kredi vermeye yetkili kılınmış olması, IFC'nin kurulmasının ana nedenidir.
IFC, AGÜ'nün özel kesimiyle birlikte özel kuruluşlarını da finanse eder. Sermayesinde devlet katkısı bulunan kuruluşlar da özel kuruluş niteliğini taşıdığı sürece bundan yararlanabilir. Başlangıçta IFC, girişimleri doğrudan doğruya kredi vererek finanse ediyordu, sonradan statüde yapılan bir değişiklikle Kurum'a hisse senedi alma yetkisi de verilmiştir. IFC, özel kuruluşların doğrudan finansmanını sağlamasının yanısıra, yatırım araştırmaları yapar, kalkınma bankalarının sermayelerine katılarak onların alanlarını genişletir. enm.blogcu.com.IFC kredilerinde devlet garantisi aranmaz. Kredi faizi, tek tek yatırımların özellikleri gözönüne alınarak belirlenir. Kredilerde vade genellikle 15-20 yıl arasında değişmektedir. IFC'nin kaynakları; üyelerinin sermaye katkıları, net gelir ve IBRD'den alınan borçlardan oluşmaktadır.
4. Uluslararası Para Fonu (InternationalMonetary Fund-IMF)
Uluslararası Para Fonu'nun kurulmasına yol açan nedenleri 1930'lu yıllarda aramak gerekir. Büyük buhran yılları olarak bilinen bu dönemde uluslararası ekonomik ilişkiler tam bir darboğaz içine girmişti. Buhranın milli gelir ve istihdam düzeyleri üzerinde yarattığı daraltıcı etkilerden kurtulabilmek ve küçülen dünya piyasalarındaki mevcut paylarını koruyabilmek için, çoğu ülke bir yandan rekabetçi devalüasyonlara başvuruyor, öte yandan kendi pazarını dış rekabetten korumak için gümrük tarifelerini yükselterek, miktar kısıtlamaları getiriyor ve ithalatta döviz tahdidine gidiyordu.
Bütün bu uygulamaların sonucunda dünya ticaret ve üretiminin daha da daraldığı izlenmekteydi. Komşuyu Fakirleştirme Politikası (Beggar the Neighbour Policy) adı verilen söz konusu uygulamaları, her ülkenin kendi dışındaki ülkelere karşı yürürlüğe koyması, mantıksal olarak başka bir sonuç veremezdi. Bu dönemin bir başka özelliği de dünya ticaretinin, serbest dövizle ticaretten, "kliring" ve "takas" anlaşmalarıyla yapılan ticarete kaymasıydı.
Yaşanan, bu deneyimler sonucunda yeni bir uluslararası para sisteminin kurulmasına ihtiyaç duyuldu. Bu amaçla l-22Temmuz 1944 tarihleri arasında, ABD'nin Bretton Woods kasabasında 44 ülkenin delegasyonlarıyla Uluslararası Para Fonu'nun kurulması kararlaştırıldı. IMF'nin amaçları ise, şu şekilde sıralanabilir:
v Uluslararası parasal konularda üyeler arası danışma ve birlikte hareketin gerektirdiği mekanizmayı oluşturarak uluslararası işbirliğini teşvik etmek.
v Uluslararası ticaretin dengeli gelişmesini sağlamak ve bu yolla yüksek
istihdam ve reel gelir düzeylerinin gerçekleştirilmesine, üretken kapasitenin
geliştirilmesine katkıda bulunmak.
istihdam ve reel gelir düzeylerinin gerçekleştirilmesine, üretken kapasitenin
geliştirilmesine katkıda bulunmak.
v Kambiyo istikrarını ve gerekli kambiyo düzenlemelerini sağlamak ve
rekabetçi devalüasyonları önlemek.
rekabetçi devalüasyonları önlemek.
v Çok yanlı bir ödeme sistemi kurabilmek için ulusal paraların tam konvertibilitesini gerçekleştirmek ve kambiyo kısıtlamalarını kaldırmak.
v Üye ülkelerin, dış dengesizlikleri gidermek amacıyla kısıtlayıcı önlemlere başvurmamaları için, geçici olmak kaydıyla mali kaynaklar bulmak.
v Dış ödemelerdeki dengesizlikleri hem süre hem de hacim yönünden azaltmak.
5. Dış Finansman Sağlayan DiğeıKuruluşlar
Dış Ticarette dış finansman sağlayan diğer kuruluşların başlıcaları olarak İslam Kalkınma Bankası ve Asya Kalkınma Bankası'ndan bahsedilebilir.
5.1. İslam Kalkınma Bankası (Islamic Development Bank-IDB)
İslam Kalkınma Bankası 1975'te kurulmuştur. Bankanın amacı: İslam ülkelerinin kalkınma çabalarına yardımcı olmak, bunun için kaynak sağlamak ve üyeler arasındaki ticari ve sınai işbirliğini geliştirip güçlendirmektir.
İslam Kalkınma Bankası çalışmalarını teknik düzeyde yürüten komiteler de kuruluşun organları arasındadır. Bunlar; Yönetim, Faaliyet ve Mali Komitelerden oluşmaktadır. Kuruluş; üye ülkelerin finansman başvurularını, yatırım ve projelerin fizibilite raporlarıyla birlikte teknik, ekonomik ve mali yönlerden inceleyerek kurala bağlar. Finansman işlemlerinde fail ve taahhüt ücreti alınmaz. Banka, yatırım projelerini, hisse salın almak yoluyla, sermayeye katılımla ya da kar payı karşılığı kaynak sağlayarak finanse etmektedir. Bankanın kar payında, projenin sağlayacağı kar üzerinden finansmana katılma oranı esas alınır. Bu suretle geri ödeme yapıldıkça bankanın kar payı azalmaktadır.
Bunun dışında başka finansman biçimleri de vardır. Bunlar; kiralama, satmalına kredisi, taksitli satış, kısa vadeli finansman ve teknik yatırımlardan oluşmaktadır
5.2. Asya Kalkınma Bankası (Asian Development Bank-ADB)
Asya Kalkınma Bankası, 1966 yılında bölge ülkeleri arasındaki ekonomik ve mali işbirliğini özendirmek ve geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Sağladığı kaynakların en büyük bölümü tarımda, kalan kısmı da enerji, madencilik ve sanayi kesimlerinde kullanılmıştır.
6. Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı (Organization of Petroleum Exporting Countries-OPEC)
14 Eylül 1960 tarihinde ortak bir petrol üretimi ve fiyatı politikası izlemek üzere Bağdat'la imzalanan bir anlaşmayla kurulmuştur.Kuruluşun amacı "petrol fiyatlarını yükseltmek, özel petrol şirketlerinden daha büyük gelir payları sağlamak ve fiyatları iyileştirmek için üretim ayarlama planları üzerinde çalışmaktır". Günümüzde OPEC eski etkinliğini büyük ölçüde kaybetmiş ve dağılma noktasına gelmiş bir kartel görünümündedir. (Akat, 2001)
Ticari terimlerin, her ülkede değişik şekilde yorumlanmasının (hukuksal anlaşmazlıklar sonucu) hem zaman hem de para kaybına neden olduğu düşüncesinden hareketle ve bu terimlerin standart kurallara bağlanması amacıyla bazı uluslararası çalışmalar yapılmıştır. Bunların en önemlisi "INCOTERMS"dir.
Incoterms'in amacı; ticari terimlerin her ülkede farklı olarak yorumlanıp, uygulanmasından doğan anlaşmazlık ve güçlüklerin mümkün olduğu ölçüde ortadan kaldırılmasıdır.
Uluslararası Ticaret Odası (ICC), INCOTERMS kitapçığını ilk kez 1936 yılında yayımlamıştır. Kitapçıkta yer alan kurallar sırasıyla 1953, 1967, 1970, 1976 ve 1980 yılında revize edilerek günümüz şartlarına uygun hale getirilmiştir. Günümüzde geçerli olan kitapçığın yayın tarihi 01.07.1990'dır. Burada terimlerin tanımlanmaları özlü ve açık bir biçimde yeniden düzenlenmiştir. (ITO, 1993)
Incoterms'de yeni düzenlemeye göre, gelişmelere de uygun olarak, ticari terimler aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi, dört gruba ayrılmıştır.
• Bunlardan birincisi (E Grubu), satıcının bizzat kendi kuruluşunda mallarını alıcıya sunması durumudur.
• İkincisi (Fgrubu), satıcıdan mallarını alıcı tarafından tespit ve tayin edilen taşıyıcıya teslim etmesi istenir.
• Üçüncüsü (C grubu), satıcı, taşıma işlemi için kendisi sözleşme yapmasına rağmen, malların yüklenmesi ve yola çıkmasından sonra meydana gelebilecek ek masrafları kendisi üstlenmez.
Dördüncüsü (D grubu) ise, malların varış ülkesine kadar taşınmasıyla ilgili bütün masrafların ve risklerin satıcıya ait olmasıdır
Dış ticaret işlemleriyle ilgili olarak, bazı sözleşmelerde alıcının, satıcının ülkesindeki ihracat işlemlerini (EXW, FAS); bazı sözleşmelerde de satıcının, alıcının ülkesindeki ithalat işlemlerini (DEQ ve DDP) yürütmesi gerekebilir. Bu tür durumlarda alıcı ve satıcı ihracatta veya ithalatta konabilecek yasaklardan doğabilecek riskleri de karşılıklı olarak paylaşmak durumundadırlar. Öyle durumlar olabilir ki, alıcı, malları EXW çerçevesinde satıcının kuruluşundan, ya da FAS çerçevesinde gemi doğrultusunda teslim almak istediği halde malların ihraç işlemlerinin satıcı tarafından yerine getirilmesini tercih edebilir. Eğer durum bu ise, işlemi tanımlayan terime bir de, "Çıkış işlemi tamamlanarak" ibaresi eklenir. (Ataman Ve Sümer, 1993)
3.1.1. İş Yerinde Teslim/ Ex-works (EXW)
Bu satış şeklinde pozisyon itibarıyla ithalatçı zayıf iken ihracatçı güçlü konumda bulunmaktadır. İhracatçının pozisyonunun güçlü olması malın satış fiyatına herhangi bir ihracat rizikosu ya da nakliye masrafını eklemeye gerek bırakmamaktadır. Fakat her zaman bazı rizikolar söz konusudur.
İthalatçı ya da temsilcisi sözleşmeye göre belirtilen belli tarih ya da zaman aralığında satıcının işyerinde ya da mağazasında malları teslim alır. Teslim ile birlikte malla ilgili masraf ve rizikolar ithalatçıya geçer. Bu tür satışın dahili bir satıştan farkı olmadığı için, ihracat ile ilgili formalitelerin yerine getirilmesi ve belgelerin hazırlanması görevi de ithalatçıya ya da onun temsilcisine aittir.
3.1.2. Gemi Bordasında Teslim/ Free On Board (FOB)
İhracat malının, ihracatçı tarafından, satış sözleşmesinde belirtilmiş olan yükleme limanında geminin güvertesinde alıcıya teslimini ifade eder.Mallarla ilgili kaybolma ve hasar rizikoları, mal gemi küpeştesini geçtiği andan itibaren, ihracatçıdan alıcıya geçer. Satıcı, ithalatın gerçekleşmesi için bütün belgeleri sağlamaya mecburdur. (Kozlu, 1993)
3.1.3. Free On Rail (FOR)
İhracat malının demiryolunda, vagonda teslimini ifade eder.Mal tam bir vagon yükü kadarsa, mutat tipte bir vagon tutmak ve malı yüklemeyi istasyon kurallarına uygun surette ve masrafları kendisine ait olmak üzere yapmak ; mal daha az ise demiryolu idaresi tarafından gösterilen bir vagon'a yüklemek ve FOB'da belirtilen diğer unsurları yerine getirmekle ihracatçı yükümlüdür.
3.1.4. Gemi Doğrultusunda Teslim/ Free Alongsıde Shıp ( FAS)
Malların yükleme limanında rıhtımda, geminin yanında teslimini ifade eder. FOB'dan farkı malın rıhtımda teslim edilmesidir.Diğer hususlar FOB'un aynıdır.
3.1.5. Taşıyıcıya Teslim/ Free Carrier (FCA)
Günümüzde taşıma teknolojisindeki yeniliklerin etkisi ile birden fazla taşıma türünün içerdiği kombine ya da multi model taşıma sisteminin giderek yaygınlaşması FCA teslim şeklinin gelişmesine neden olmuştur. bu taşıma sisteminde örneğin, mal Eskişehir ' den konteynır içinde önce trenle Haydarpaşa Garına, oradan gemiye yüklenerek Hamburg ' a, oradan da konteynır tıra yüklenerek alıcının adresine ulaşmaktadır. Böyle bir durumda ihracatçı bu taşıma sistemini bizzat yapan ya da yapılmasını sağlayan taşıyıcıya mallarını teslim etmekle risk ve masrafları ithalatçıya yüklemiş olur. Taşıyıcı da bu durumda tek konşimento keser. Tek konşimento düzenlenmeseydi her bir taşıma türü için ayrı ayrı navlun ve konşimento kesilmesi gerekecektir ki, böyle bir işlem şekli akılcı olmayarak, gereksiz masraflara sebep olacaktır.Burada ihracat ile ilgili formaliteler satıcı tarafından yerine getirilir.
3.1.6. Mal Bedeli Ve Navlun/ Cost And Freight (CFR):
Belirtilen Varış Limanında Mal bedeli ve navlunu ödenmiş olarak teslim. Bu teslim şeklinde CFR ' den sonra varış limanının ismi yer almaktadır.Örneğin, CFR Hamburg gibi. İhracatçı sözleşmede belirtilen tarihte malı gemiye yükler. Yükleme, liman masrafları ve navlun ihracatçıya ait olup, sigorta primi ithalatçıya aittir. Bazı alıcıların mal sigortasını kendi sigortacısına yaptırmak istemeleri, bazı Asya ve Güney Afrika ülkelerindeki mevzuatın sigortaların yerli şirketlerce yapılmasını şart koşmaları, CFR teslim şeklinin doğmasında temel etkendir.
CFR ' de belirtildiği gibi masraflar varış limanına kadar ithalatçı 'ya ait iken, rizikolar ihracatçının malı yükleme limanında teslimi ile birlikte ithalatçı ' ya geçmektedir. Başka bir deyişle rizikolar, masrafa göre daha önceden ithalatçı ' ya geçmektedir. Oysa FOB ' da riziko ve masrafın devri aynı ana tesadüf etmektedir.CFR teslim şekli deniz taşımacılığı ile birlikte kara, hava ve demiryolu taşımacılığı için de kullanılmaktadır.
3.1.7. Mal Bedeli, Sigorta ve Navlun/ Cost, Insurance And Freıght (CIF)
(Belirtilen Varış Limanında) Mal bedeli sigortası ve navlunu ödenmiş olarak teslim. Bu teslim şekli CFR 'ye benzemekte ancak ondan farkı ; ihracatçı navlun bedeli yanında sigorta primlerini de ödeyerek, masrafları malın fiyatına yansıtmaktadır. Malın, CIF bedelinin % 10 ' u değerinde sigorta ettirilmelidir. CIF teslim şekli, denizyolu taşımacılığı ile birlikte kara, hava ve demiryolu taşımacılığı için de kullanılmaktadır.
3.1.8. Taşıma Ücreti Ödenmiş Olarak Teslim/ Freight Carriage Paid To (CPT)
CPT teriminden sonra varış yerinin ismi yer almaktadır. Birden fazla taşıma sistemini konu alan kombine taşımacılıkta kullanılan bir teslim şeklidir. CPT gemi ile taşımada kullanılan CFR 'ın çoklu taşıma sisteminde karşılığıdır. Bu teslim şeklinde de navlun bedelini satıcı karşılayacak ve malın fiyatına yansıtacaktır. Hasar ve ziyan rizikosu malın ihracatçı tarafından ilk taşıyıcıya teslimiyle birlikte ithalatçıya geçmektedir.
3.1.9. Taşıma Ve Sigorta Bedeli Ödenmiş Olarak Teslim/ Carriage And Insurance Paid To (CIP)
Belirtilen Varış Yerine Kadar. Navlun ve Sigorta Primi Ödenmiş olarak Teslim. CPT teslim şekline benzemektedir ancak ondan farkı, ihracatçı malın navlun bedeli yanında mal bedelinin %110 değerindeki sigorta primini de ödemek zorundadır. Tek taşıma türünün kullanıldığı CIF 'den farkı, CIP 'de denizyolu taşımacılığı da dahil olmak üzere diğer taşıma türlerinin kombine olarak birlikte kullanılmasıdır.
3.1.10. Sınırda Teslim/ Delivered At Frontier (DAF):
Bu teslim şeklinde mallar antlaşmada belirtilen sınırda, gümrükten önce alıcının emrine hazır bulundurulur.Hudut satıcının gümrüğü olabileceği gibi, alıcının ya da herhangi bir ülkenin gümrüğü de olabilir.Sınıra kadar masraf ve rizikolar ihracatçıya, sınırdan sonra ise ithalatçıya aittir.Bu terim özellikle mal, demiryolu ya da karayolu ile taşındığında kullanılsa da diğer taşıma türleri için de kullanılır.
3.1.11. Gümrük Resmi Ödenmeksizin Teslim/ Delivered Duty Unpaid(DDU)
Gümrük vergisi ödemeksizin teslim. Anılan teslim şeklinde ihracatçı, ithalatçının ülkesinde ve adı belirtilen yerde malları ithalatçıya teslim etmekle yükümlüdür.Ancak burada gümrük vergisinin ödenmesi söz konusu değildir.Teslim yerine kadarki tüm masraf ve rizikolar ihracatçıya aittir.
3.1.12. Gümrük Resmi Ödenmiş Teslim/ Delivered Duty Paid(DDP)
Belirtilen varış yerinde teslim. Gümrük vergisi ödenmiş olarak teslim. Yukarıda bahsettiğimiz ödeme şeklinden tek farkı sadece gümrük vergisinin de ihracatçı tarafından ödenerek, belirtilen yerde malın teslimini ifade etmektedir.
3.1.13. Rıhtımda Teslim/ Delivered Ex-Quay (DEQ)
Belirtilen Varış Limanında teslim. Rıhtımda Teslim(DEQ). Bu teslim şeklinde ihracatçı malı satış sözleşmesinde belirtilen rıhtımda ithalatçıya teslim etmektedir. Rıhtıma kadarki masrafı ve rizikolar ihracatçıya aittir.
3.1.14. Gemide Teslim/ Delivered Ex Ship(DES)
Belirtilen Varış Limanında ve Gemide Teslim. Bu teslim şeklinde ihracatçı varış limanında gemide malları ithalatçıya teslim etmektedir. O ana kadarki masraf ve rizikolar ihracatçıya ait iken teslim anından sonra masraf ve rizikolar ithalatçıya geçmekte ve gemiden malın boşaltma masrafları da dahil edilmek üzere alıcı tarafından karşılanmaktadır. DES 'in CİF 'ten farkı ; DES 'de masraf ve riziko varış limanında gemide teslim ile birlikte ithalatçıya devredilirken, CIF de ithalatçının hasar ve ziyana ilişkin rizikosu yükleme limanındaki gemi güvertesine teslim ile başlamakta, ancak masraf devri DES 'de olduğu gibi varış limanında gemide olmaktadır. Bu önemli farka dikkat edilmelidir. (www. foreingtrade.gov.tr)
3.1.1. İş Yerinde Teslim/ Ex-works (EXW)
Bu satış şeklinde pozisyon itibarıyla ithalatçı zayıf iken ihracatçı güçlü konumda bulunmaktadır. İhracatçının pozisyonunun güçlü olması malın satış fiyatına herhangi bir ihracat rizikosu ya da nakliye masrafını eklemeye gerek bırakmamaktadır. Fakat her zaman bazı rizikolar söz konusudur.
İthalatçı ya da temsilcisi sözleşmeye göre belirtilen belli tarih ya da zaman aralığında satıcının işyerinde ya da mağazasında malları teslim alır. Teslim ile birlikte malla ilgili masraf ve rizikolar ithalatçıya geçer. Bu tür satışın dahili bir satıştan farkı olmadığı için, ihracat ile ilgili formalitelerin yerine getirilmesi ve belgelerin hazırlanması görevi de ithalatçıya ya da onun temsilcisine aittir.
3.1.2. Gemi Bordasında Teslim/ Free On Board (FOB)
İhracat malının, ihracatçı tarafından, satış sözleşmesinde belirtilmiş olan yükleme limanında geminin güvertesinde alıcıya teslimini ifade eder.Mallarla ilgili kaybolma ve hasar rizikoları, mal gemi küpeştesini geçtiği andan itibaren, ihracatçıdan alıcıya geçer. Satıcı, ithalatın gerçekleşmesi için bütün belgeleri sağlamaya mecburdur. (Kozlu, 1993)
3.1.3. Free On Rail (FOR)
İhracat malının demiryolunda, vagonda teslimini ifade eder.Mal tam bir vagon yükü kadarsa, mutat tipte bir vagon tutmak ve malı yüklemeyi istasyon kurallarına uygun surette ve masrafları kendisine ait olmak üzere yapmak ; mal daha az ise demiryolu idaresi tarafından gösterilen bir vagon'a yüklemek ve FOB'da belirtilen diğer unsurları yerine getirmekle ihracatçı yükümlüdür.
3.1.4. Gemi Doğrultusunda Teslim/ Free Alongsıde Shıp ( FAS)
Malların yükleme limanında rıhtımda, geminin yanında teslimini ifade eder. FOB'dan farkı malın rıhtımda teslim edilmesidir.Diğer hususlar FOB'un aynıdır.
3.1.5. Taşıyıcıya Teslim/ Free Carrier (FCA)
Günümüzde taşıma teknolojisindeki yeniliklerin etkisi ile birden fazla taşıma türünün içerdiği kombine ya da multi model taşıma sisteminin giderek yaygınlaşması FCA teslim şeklinin gelişmesine neden olmuştur. bu taşıma sisteminde örneğin, mal Eskişehir ' den konteynır içinde önce trenle Haydarpaşa Garına, oradan gemiye yüklenerek Hamburg ' a, oradan da konteynır tıra yüklenerek alıcının adresine ulaşmaktadır. Böyle bir durumda ihracatçı bu taşıma sistemini bizzat yapan ya da yapılmasını sağlayan taşıyıcıya mallarını teslim etmekle risk ve masrafları ithalatçıya yüklemiş olur. Taşıyıcı da bu durumda tek konşimento keser. Tek konşimento düzenlenmeseydi her bir taşıma türü için ayrı ayrı navlun ve konşimento kesilmesi gerekecektir ki, böyle bir işlem şekli akılcı olmayarak, gereksiz masraflara sebep olacaktır.Burada ihracat ile ilgili formaliteler satıcı tarafından yerine getirilir.
3.1.6. Mal Bedeli Ve Navlun/ Cost And Freight (CFR):
Belirtilen Varış Limanında Mal bedeli ve navlunu ödenmiş olarak teslim. Bu teslim şeklinde CFR ' den sonra varış limanının ismi yer almaktadır.Örneğin, CFR Hamburg gibi. İhracatçı sözleşmede belirtilen tarihte malı gemiye yükler. Yükleme, liman masrafları ve navlun ihracatçıya ait olup, sigorta primi ithalatçıya aittir. Bazı alıcıların mal sigortasını kendi sigortacısına yaptırmak istemeleri, bazı Asya ve Güney Afrika ülkelerindeki mevzuatın sigortaların yerli şirketlerce yapılmasını şart koşmaları, CFR teslim şeklinin doğmasında temel etkendir.
CFR ' de belirtildiği gibi masraflar varış limanına kadar ithalatçı 'ya ait iken, rizikolar ihracatçının malı yükleme limanında teslimi ile birlikte ithalatçı ' ya geçmektedir. Başka bir deyişle rizikolar, masrafa göre daha önceden ithalatçı ' ya geçmektedir. Oysa FOB ' da riziko ve masrafın devri aynı ana tesadüf etmektedir.CFR teslim şekli deniz taşımacılığı ile birlikte kara, hava ve demiryolu taşımacılığı için de kullanılmaktadır.
3.1.7. Mal Bedeli, Sigorta ve Navlun/ Cost, Insurance And Freıght (CIF)
(Belirtilen Varış Limanında) Mal bedeli sigortası ve navlunu ödenmiş olarak teslim. Bu teslim şekli CFR 'ye benzemekte ancak ondan farkı ; ihracatçı navlun bedeli yanında sigorta primlerini de ödeyerek, masrafları malın fiyatına yansıtmaktadır. Malın, CIF bedelinin % 10 ' u değerinde sigorta ettirilmelidir. CIF teslim şekli, denizyolu taşımacılığı ile birlikte kara, hava ve demiryolu taşımacılığı için de kullanılmaktadır.
3.1.8. Taşıma Ücreti Ödenmiş Olarak Teslim/ Freight Carriage Paid To (CPT)
CPT teriminden sonra varış yerinin ismi yer almaktadır. Birden fazla taşıma sistemini konu alan kombine taşımacılıkta kullanılan bir teslim şeklidir. CPT gemi ile taşımada kullanılan CFR 'ın çoklu taşıma sisteminde karşılığıdır. Bu teslim şeklinde de navlun bedelini satıcı karşılayacak ve malın fiyatına yansıtacaktır. Hasar ve ziyan rizikosu malın ihracatçı tarafından ilk taşıyıcıya teslimiyle birlikte ithalatçıya geçmektedir.
3.1.9. Taşıma Ve Sigorta Bedeli Ödenmiş Olarak Teslim/ Carriage And Insurance Paid To (CIP)
Belirtilen Varış Yerine Kadar. Navlun ve Sigorta Primi Ödenmiş olarak Teslim. CPT teslim şekline benzemektedir ancak ondan farkı, ihracatçı malın navlun bedeli yanında mal bedelinin %110 değerindeki sigorta primini de ödemek zorundadır. Tek taşıma türünün kullanıldığı CIF 'den farkı, CIP 'de denizyolu taşımacılığı da dahil olmak üzere diğer taşıma türlerinin kombine olarak birlikte kullanılmasıdır.
3.1.10. Sınırda Teslim/ Delivered At Frontier (DAF):
Bu teslim şeklinde mallar antlaşmada belirtilen sınırda, gümrükten önce alıcının emrine hazır bulundurulur.Hudut satıcının gümrüğü olabileceği gibi, alıcının ya da herhangi bir ülkenin gümrüğü de olabilir.Sınıra kadar masraf ve rizikolar ihracatçıya, sınırdan sonra ise ithalatçıya aittir.Bu terim özellikle mal, demiryolu ya da karayolu ile taşındığında kullanılsa da diğer taşıma türleri için de kullanılır.
3.1.11. Gümrük Resmi Ödenmeksizin Teslim/ Delivered Duty Unpaid(DDU)
Gümrük vergisi ödemeksizin teslim. Anılan teslim şeklinde ihracatçı, ithalatçının ülkesinde ve adı belirtilen yerde malları ithalatçıya teslim etmekle yükümlüdür.Ancak burada gümrük vergisinin ödenmesi söz konusu değildir.Teslim yerine kadarki tüm masraf ve rizikolar ihracatçıya aittir.
3.1.12. Gümrük Resmi Ödenmiş Teslim/ Delivered Duty Paid(DDP)
Belirtilen varış yerinde teslim. Gümrük vergisi ödenmiş olarak teslim. Yukarıda bahsettiğimiz ödeme şeklinden tek farkı sadece gümrük vergisinin de ihracatçı tarafından ödenerek, belirtilen yerde malın teslimini ifade etmektedir.
3.1.13. Rıhtımda Teslim/ Delivered Ex-Quay (DEQ)
Belirtilen Varış Limanında teslim. Rıhtımda Teslim(DEQ). Bu teslim şeklinde ihracatçı malı satış sözleşmesinde belirtilen rıhtımda ithalatçıya teslim etmektedir. Rıhtıma kadarki masrafı ve rizikolar ihracatçıya aittir.
3.1.14. Gemide Teslim/ Delivered Ex Ship(DES)
Belirtilen Varış Limanında ve Gemide Teslim. Bu teslim şeklinde ihracatçı varış limanında gemide malları ithalatçıya teslim etmektedir. O ana kadarki masraf ve rizikolar ihracatçıya ait iken teslim anından sonra masraf ve rizikolar ithalatçıya geçmekte ve gemiden malın boşaltma masrafları da dahil edilmek üzere alıcı tarafından karşılanmaktadır. DES 'in CİF 'ten farkı ; DES 'de masraf ve riziko varış limanında gemide teslim ile birlikte ithalatçıya devredilirken, CIF de ithalatçının hasar ve ziyana ilişkin rizikosu yükleme limanındaki gemi güvertesine teslim ile başlamakta, ancak masraf devri DES 'de olduğu gibi varış limanında gemide olmaktadır. Bu önemli farka dikkat edilmelidir. (www. foreingtrade.gov.tr)
3.2. Dış Ticarette Ödeme Şekilleri:
İthalatçıyla anlaşarak malı hazırlayan ihracatçı, mal bedelinin ödenmesini düşünmek durumundadır.Eğer ürettiği malın karşılığını zamanında alamazsa ihracatçı oldukça zor bir duruma düşer.Bu yüzden ithalatçıların ödeme şekilleri hakkında yeterince bilgi sahibi olmaların gerekmektedir.Böylece karşılaşa bilinecek rizikoları enaza indirmiş olurlar. Uluslararası ticarette ödeme şekillerini dört grupta toplanabilir. (Akat, 2001)
3.2.1. Peşin Ödeme (Cash/ Advance Payment) Ve Prefinansman
Peşin ödeme şeklinde, alıcı önce parayı göndermekte, daha sonra mal gitmektedir.Kuşkusuz burada, alıcının ihracatçıya tam güvenmesi gerekmektedir.Bu yolla ihracatçı mal sevkıyatında bulunmadan parayı almakta, yaptığı işlerin finansmanını ithalatçı vasıtasıyla sağlayabilmektedir.Öte yandan, peşin ödeme alıcı için satıcı için olduğu kadar elverişli ve güvenilir değildir. Alıcı, parasını peşin ödediği malı teslim alamamak, değişik veya düşük kalitede mal gönderilmesi gibi riskleri üstlenmektedir.
Yukarıda belirttiğimiz gibi, peşin ödeme güvene dayanır. Bununla beraber ithalatçı kendini garanti altına almak isteyebilir. Bu bakımdan peşin dövizi garantili ve garantisiz peşin döviz olarak ayırabiliriz. Garantisiz peşin dövizde, ithalatçı ihracatçıya bankanın herhangi bir garantisini istemeden dövizi göndermektedir. İhracatçı malı göndermediği ya da parayı iade etmediği takdirde ihracatçı bankanın bir sorumluluğu yoktur. Garantili peşin dövizde ise ithalatçının bankası, ihracatçı adına havale yaparken, anlaşmaya uygun malın zamanında gönderilmediği ya da para iade edilmediği takdirde gönderilen peşin dövizin faizi ile birlikte ithalatçıya geri gönderileceğine dair ihracatçının bankasından garanti istemektedir. Buna prefinansman adı verilir.Prefinansman da garantör banka ithalatçı tarafından gönderilen parayı, ihracatçıya teslim etmeden önce teminat mektubu ister. Bu tür garantilerin haricinde, bankaların sorumluluk taşıyarak işleme dahil olduğu bir peşin ödeme, avans ödemesi şeklinde "red clause" veya "green clause" akreditifler ile de yapılabilmektedir. (Akat, 2001)
3.2.2. Mal Karşılığı Ödeme Şekli/ Cash Against Goods
Peşin ödemenin tersine, ihracatçı bedelini almadan malı alıcıya göndermekte ve bu bakımdan ithalatçıya tam bir güven duymaktadır. İhracatçının en çok risk üstlendiği ödeme şeklidir. İhracatçı malını sevk ettikten sonra sevkıyata ilişkin vesaiki doğrudan veya bedelsiz teslim edilmek kaydıyla bir banka aracılığı ile veya doğrudan ithalatçıya göndermektedir.
İthalatçı vesaiki teslim alarak, bununla malları gümrükten çekmekte, mal bedelini ise aralarındaki anlaşma uyarınca belirlenen süre sonunda belirlemektedir. Mal bedelinin ödenmeme riski her zaman vardır.
Mal karşılığı ödeme, ihracatçıyı değil ithalatçıyı finanse eden bir ödeme şeklidir. İhracatçının mal karşılığı ödeme şeklini kabul edebilmesi için mal bedelinin ödeneceğine inanması gerekmektedir. Güvence bankaların garantisiyle sağlana bilinir. Ödemenin zamanında yapılacağına ilişkin bir garanti alıcının bankası vasıtasıyla satıcıya verilmekte olup, mal karşılığı ödemede oldukça sık görülmektedir. Mal karşılığı ödemenin en sık rastlandığı durumlar aşağıda kısaca belirtilmektedir.
v Alıcı (ithalatçı), satıcının (ihracatçı) bir temsilcisi veya şubesidir.
v Alıcı ile satıcının alım - satım ilişkisi yıllardır sürüyor olabilir.
v Satıcının pazarlık gücü olmadığı gibi, piyasa koşulları buna zorluyor olabilir.
Mal karşılığı ödemede, alıcı ile satıcı olmak üzere iki taraf mevcuttur. Vesaikin alıcıya gönderilmesinde bankalar hiç devreye girmeyebilir. Satıcının vesaiki doğrudan alıcıya göndermesi mümkündür. Vesaik banka aracılığı ile alıcıya gönderilse bile bedelsiz teslim söz konusu olduğundan bankaların hiçbir yükümlülüğü bulunmamakta, satıcı tüm sorumluluğu yüklenmektedir. Ancak işlemin uygulanışına göre, bankalar devreye girebilir. Ülkelerdeki mevzuata bağlı olarak, mal karşılığı ödeme dahi olsa vesaikin bankalar aracılığıyla alıcıya gönderilmesi gerekebilmektedir. Böyle bir durumda bankalar genel mevzuat yükümlerini yerine getirdikleri gibi vesaikin muhataba ulaşması hususunda güvence teşkil etmektedirler. Bankalar, mal karşılığı işlemde ihracat bedelinin ödenmesi aşamasında devreye girerler. Burada bankalar sadece havale işlemine taraf olmaktadır. Sadece kendilerine verilen paranın lehdar’a ulaştırılması hizmetini yaparlar. Görüleceği gibi mal karşılığı ödemede bankalar vesaik ve özellikle akreditif karşılığı ödemeye göre en az yükümlülüğe sahiptir. Sadece ödemenin yapılacağına dair garanti vermeleri halinde sorumlulukları değişmekte, ancak o zamanda üstlendiği rol ve verdiği hizmet ödeme şeklinden çıkmakta, garantör olmaktadır.
3.2.3. Banka Denetiminde Mal Karşılığı Ödeme Şekli
Daha öncede belirtildiği gibi, mal karşılığı ödemede bankalar taraf olmamakta, sadece havale işleminin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesinden sorumludurlar. Vesaikin alıcıya ulaştırılması ve mal bedelinin ödenmesi işlemine bankaların katıldığı bir "mal karşılığı ödeme", vesaik karşılığı ödemeden pek farklı değildir. Yalnız satıcının bedelsiz teslim talimatı nedeniyle, bankaların vesaikin tevdi edilmesinde bir sorumluluğu vardır. Vesaik karşılığı ödemede vesaik, sevkıyat tutarının ödenmesi poliçenin alıcı tarafından kabul karşılığında alıcıya teslim edilirken, mal karşılığı ödemede bedelsiz olarak teslim edilmektedir.
3.2.4. Kabul Kredili Ödeme
Temel olarak alıcı finanse etmeyi amaçlayan, söz konusu olan işlemde geçen poliçenin ıskonto edilmesi halinde satıcıya da kaynak sağlayan, alıcının mal bedelini, malı teslim alınca değil de belli bir vade sonunda ödediği bir yöntemdir. Vadeli akreditifler gibi vadeli mal alım-satımında kullanılmaktadır. Kabul kredili ödemede, vade, kambiyo senetlerinden poliçe vasıtasıyla belirlenmekte olup diğer poliçelerden tek farkı, genellikle poliçe bedelinin vadesinde ödeneceği hususunda bir bankanın dönülemez taahhüdünü oluşturmaktadır.
Vadeli mal alım-satımlarına yönelik dış ticaret işlemlerinde ithalatçı ile ihracatçı arasında ortaya çıkabilecek muhtemel sorunların önlenmesi ve işlemin devamlılığının sağlanabilmesi için bankaların aracılığına başvurulmaktadır
3.2.5. Akreditifli Ödeme Şekli/ Letter of Credit-L/C
Akreditif, ithalatçı tarafından bankasına verdiği talimatla açılmaktadır.Ancak ithalatçının bankaya verdiği talimatın özünü, alıcı ile satıcının yaptığı anlaşma belirlemektedir. Bu bakımdan ihracatçının, açılacak akreditifi belirleyebilmesi ve kendi lehine oluşturabilmesi için, ithalatçı ile yapacağı sözleşmede etkin olması, aktif olması ve belirlenmedik konu bırakmaması gereklidir.
Akreditif, dış ticarette en yaygın şekilde kullanılan bir ödeme şeklidir. Akreditif'i en basit şekilde bir " Koşullu havale " olarak tanımlayabiliriz. Alıcı yani ithalatçı, ihracatçının gönderdiği proforma faturayı bankasına ibraz ederek, gerekli belgelerin zamanında ithalatçının bankasına gönderilmesi karşılığında ödeme yapılacağını belirten bir taahhüttür. " Koşulların belgelerle kanıtlanması " hususu akreditiflere ilişkin en önemli özelliklerden birisidir. İşleme ödeme aracı olarak giren bankalar belgelerin kapsadığı mal, hizmet veya diğer işlemleri dikkate almayarak sadece belgeler ile ilgilenmektedir. Bir akreditifte en az dört taraf mevcuttur.
1. Akreditif Amiri (Aplicant, Orderer, Principal): Amir ithalatçı olup, kendi bankasına akreditif açtırma talimatı veren taraftır.
2. Amir Banka (Opening Bank, Issuing Bank): İthalatçının talimatı üzerine ihracatçı lehine akreditif açan ve bunu ihracatçının bankasına bildiren taraftır.
3. İhbar Bankası (Advising Bank): Gelen akreditifi ihracatçıya ihbar eden yerli bankadır.
4. Lehdar (Beneficiary) : Adına akreditif açılan, malı gönderip parasını tahsil edecek olan taraf yani ihracatçıdır
Akreditif akışı aşağıda belirtildiği gibidir.
1. İthalatçının kendi bankasına akreditif açtırma talimatını vermesi,
2. Akreditif metninin mektup, telex, swift ile ihbar bankasına gönderilmesi,
3. Akreditifin ihracatçıya ihbar edilmesi,
4. Yükleme yapıldıktan sonra dokümanların ihbar bankasına ibrazı,
5. Dökümanların ya da vesaikin kontrol neticesi pozitif olduğunda, eğer ihbar bankası aynı zamanda bir teyit ve ödeme bankası ise ödemenin yapılması, değilse evrakın amir bankaya mal bedeli tahsili için gönderilmesi.
6. Akreditifin teyitsiz olması durumunda, mal bedelinin tahsili için evrakın amir bankaya gönderilmesi, teyitli olması durumunda ödeme ya da rambursman talimatı gereğince paranın tahsil edilmesi ve evrakın amir bankaya gönderilmesi,
7. Akreditif bedelinin tahsili karşılığında evrakın ithalatçıya teslim edilmesi,
3.2.6. Vesaik Mukabili Ödeme Şekli/ Cash Against Documents
Dış ticarette oldukça sık rastlanan ödeme şekillerinden biri de vesaik karşılığı ödemedir (documantary collectıons). Bu ödeme şeklinde mallar ithalatçıya gönderilirken, orjinal evrak ihracatçının bankasına verilmekte, ihracatçı bankası ya da aracı banka ihracatçıdan aldığı talimata dayanarak, orijinal evrakı ithalatçının bankasına yani muhabir bankaya römiz mektubu (remıttance letter) ekinde gönderir. Bu mektubda bedeli ithalatçıdan tahsil edildikten sonra, evrakın kendisine verileceği talimatı yer almaktadır. Böylece ithalatçı, mal bedelini ödemeden orijinal evrakı bankadan alamayacağı için, gümrükten malları çekemeyecektir. Burada ihracatçı için bir garanti bulunmaktadır. Ancak bu garantiyi fazla abartmamak gerekir.
Vesaik ödemede bulunan tarafları şu şekilde açıklayabiliriz.
Amir (principal): Tahsil işlemi için vesaiki bankasına veren ihracatçı firma.
İhracatçının Bankası (Remitting Bank): Amirin vesaiki verdiği banka
Muhatap(Drawee):Vesaikin tahsil ve kabul için ibraz edildiği alıcı (ithalatçı) 'dır.
İthalatçının Bankası/ Muhabir Banka (Collectıng Bank): Tahsil işlemine aracılık eden banka.
Vesaik Mukabili ödemenin riskleri: Alıcı ile satıcı vesaik mukabili ödeme şeklinde anlaşsalar dahi, ithalatçı siparişi verdikten ve ihracatçı üretime başladıktan, hatta malı sevk ettikten sonra, malı almaktan vazgeçebilir, mal kendi gümrüğüne gelse dahi mal bedelini ödemeyerek evrakı bankadan almayabilir.
3.3. Akreditif Türleri
3.3.1. Fonksiyonlarına Göre Akreditife Türleri
A. Cayılabilir, Kabili Rücu Akreditif (Revcable L/C)
Eğer açılan akreditif cayılabilir nitelikte ise, ihbar bankasına ve dolayısıyla ihracatçıya haber vermeksizin akreditif, amiri ve dolayısıyla ithalatçı bankası tarafından iptal edilebilmekte ya da şartları değiştirilebilmektedir. Bu bakımdan ihracatçı açısından güvencesi olmayan bir akreditiftir. (Tumay, 1986)
B. Dönülemez, Gayrikabili Rücu Akreditif (Irrevocable L/C)
Bir akreditifte varolan dört tarafın onayı olmaksızın iptal edilemeyen ve değişiklik yapılamayan akreditife, gayrikabili rücu akreditif adı verilir. Akreditif koşulları yerine getirildiği takdirde, ihracatçı malın bedelini mutlaka tahsil edeceğinden, güvenilir bir akreditiftir.
C. Teyitsiz Akreditif (Unconfirmed L/C)
Teyitsiz akreditifte, eğer akreditif vesaik görüldüğünde ödemeli ise, ihracatçı yükleme belgelerini kendi bankasına verdiği zaman, mal bedelini tahsil edememekte, bankası tahsil için evrakı akreditif bankasına göndermektedir.Akreditif bankası, gelen evrak koşullara uyduğunda, ödemeyi havale etmektedir.Vadeli ve kabul kredili akreditifte de, ihracatçının bankasi herhangi bir kabul ya da ödeme taahhüdü vermeksizin, evrakı olduğu gibi ithalatçının bankasına göndermektedir. Teyitsiz akreditifte, ihracatçının bankası herhangi bir sorumluluk yüklenmemekte, bir bakıma ithalatçının bankasının uzatılmış bir kolu olarak faaliyet göstermektedir.
D. Teyitli Akreditif (Confirmed L/C)
Teyitli akreditifte, ihracatçı sevk evrakını kendi bankasına verdiğinde mal bedelini alabilmekte, vadeli akreditifte vade sonunda parasını tahsil etmekte, kabul kredilide ise kendi bankasından aval alabilmektedir. Herhangi bir anlaşmazlık olduğunda yerli hukuk uygulanır.Teyitli akreditifin bir başka avantajı da akreditif vadesi Türkiye’de dolarken, teyitsizde vade, ithalatçının ülkesinde dolacağından, evrak gönderme süresinden yararlanılmış olunur.
E. Döner Akreditif (Rotatif, Revolving L/C)
Eğer ithalatçı aynı türden malı aynı ihracatçıdan sürekli alıyor ise, bu takdirde örneğin bir yıllık akreditif açtırarak parasını bağlamasına gerek yoktur. Açılan akreditif kullanıldığında, talimata gerek kalmaksızın, otomatik olarak yenilenir.
F. Devredilebilir Akreditif (Transferable L/C)
Akreditif metninde " transferable " sözcüğü mevcut ise, kendisine akreditif açılan ihracatçı, bu akreditifi bir başkasına devredebilir. enm.blogcu.com. Transferable akreditif ancak bir kez olarak devredilebilir. Başka bir değişle, ikinci lehdar kendisine devredilen akreditifi yeniden bir başkasına devredemez. Bu kural alıcıyı korumak içindir. Eğer açılan akreditif aynı zamanda kısmi yüklemelere de olanak sağlıyorsa, (bu durumda akreditif metninde " partial shipment allowed " ibaresi yer alır.) ilk lehdar aynı akreditifi birden fazla kişilere aktarabilir. (Kozlu, 1993)
G. Arka Arkaya Akreditif (Back to Back Credit)
Bu durumda alıcı, ithalatçı lehine devredilmez akreditif açmakta, ihracatçıda açılan bu akreditifi kredi garantisi olarak göstererek, sattığı malı kendisine satan imalatçı adına yeni bir alım akreditifi açtırmaktadır. Eğer ihracatçı açtırmış olduğu alım akreditifini kendi finansman olanakları ile karşılasa idi böyle bir karşı akreditif söz konusu olamazdı. Transferable akreditife oranla karşılıklı akreditif açtırmak ihracatçı için daha pahalıdır. Karşılıklı akreditifin içerik kazanması için hem satış hemde alış akreditiflerinin ödemelerinin aynı bankada yapılabilmesi gerekir. İmalatçı malı yükleyip evrakı bankaya verdikten sonra, satış akreditif bedelinin ihracatçıya düşen kar kısmı ayrılır ve kalanı imalatçıya ödenir. Daha sonra satış akreditifin tamamı karşı bankadan tahsil edilir. Kuşkusuz bankaların satış akreditif bedelini tahsil edebilmesi için, satış akreditifinin süresinin alış akreditifinin süresinden daha uzun olması gerekir.Karşılıklı akreditifler, ithalat açısından da kullanılabilirler. (Kozlu, 1993)
H. Peşin Akreditif (Red Clause, Down Payment L/C)
Peşin akreditifte, akreditif tutarının tamamı ya da bir kısmı, mal sevkıyatı yapılmadan ihracatçıya kullandırılır. Akreditife dayanarak tek bir yükleme yapıldığında peşin alınan bedelin akreditif tutarından mahsubu gerekir. Kısmi yüklemelerde ise, hangi yükleme ya da yüklemelerde mahsub edileceğinin belirtilmesi gerekir. Peşin akreditif garantili ya da garantisiz olur. Garantisizde, ihracatçının bankası peşin kısmı, ihracatçıdan bir garanti almaksızın kendisine öder. İhracat gerçekleşmezse ödediği parayı amir bankasından tahsil eder. Garantilide, ödenen peşin kısmı için ihracatçıdan garanti alınır. Peşin döviz alındığı halde ihracat gerçekleşmez ise, bu peşin dövizin Kambiyo mevzuatına göre 1 yıl içinde geri iadesi gerekir.
3.3.2. Ödeme Şekillerine Göre Akreditifler
A. Görüldüğünde Ödemeli Akreditifler (Sight L/C)
Bu tür akreditifte belgeler görüldüğünde ; teyitli akreditifte ihracatçının bankasında, teyitsizde ise ithalatçının bankasında ödenir.
B. Vadeli Akreditif (Deferred L/C)
Müşteriye vade tanınarak vade sonunda mal bedeli tahsis edilir. Teyitli akreditif olduğunda vade sonunda yerli bankadan, teyitsiz akreditifte ise ithalatçının bankasından mal bedeli tahsis edilir. Bu durumda belli bir sürenin sonunda mal bedelinin alınacağına dair bankadan bir yazı alınabilir. Ancak böyle bir belge kıymetli evrak niteliğinde olmadığından poliçe gibi kırdırılmaz. Vade sonunda mutlaka mal bedeli tahsis edileceğinden, malı alan ithalatçının malın kaliteli olmadığını iddia ederek, mal bedelini ödememesi gibi bir husus söz konusu değildir. Eğer ihracatçı vadeyi beklemeden para tahsil etmek istiyorsa, alıcı banka adına vadeli poliçe tanzim etmek durumundadır.
C. Kabul Kredili Akreditif (Acceptance L/C)
Banka adına çekilmiş vadeli poliçeyi ihracatçı isterse kırdırarak peşin mal bedeline kavuşabilir.Kambiyo mevzuatımıza göre, vadeli ve kabul kredili akreditiflerde vade en çok 180 gündür.
3.3.3. Teminat Akreditifi (Standby L/C)
Şimdiye kadar gördüğümüz akreditif türlerinde, bir işin yapılması karşılığında akreditif açılıyor ve bedeli tahsil ediliyordu. Standy akreditifte ise, işin yerine getirilmemesi halinde akreditif kullanılmaktadır. Örneğin bir Türk firması Libya 'da bir ihaleye katılmaktadır. Türk firması ihaleyi kazandığında, eğer ihaleyi zamanında yerine getiremezse, Libya firması tarafından kullanılmak üzere akreditif açmaktadır. Bu tür bir akreditif teminat mektubu niteliğinde olmaktadır.
1. İthalatçının kendi bankasına akreditif açtırma talimatını vermesi,
2. Akreditif metninin mektup, telex, swift ile ihbar bankasına gönderilmesi,
3. Akreditifin ihracatçıya ihbar edilmesi,
4. Yükleme yapıldıktan sonra dokümanların ihbar bankasına ibrazı,
5. Dökümanların ya da vesaikin kontrol neticesi pozitif olduğunda, eğer ihbar bankası aynı zamanda bir teyit ve ödeme bankası ise ödemenin yapılması, değilse evrakın amir bankaya mal bedeli tahsili için gönderilmesi.
6. Akreditifin teyitsiz olması durumunda, mal bedelinin tahsili için evrakın amir bankaya gönderilmesi, teyitli olması durumunda ödeme ya da rambursman talimatı gereğince paranın tahsil edilmesi ve evrakın amir bankaya gönderilmesi,
7. Akreditif bedelinin tahsili karşılığında evrakın ithalatçıya teslim edilmesi,
3.2.6. Vesaik Mukabili Ödeme Şekli/ Cash Against Documents
Dış ticarette oldukça sık rastlanan ödeme şekillerinden biri de vesaik karşılığı ödemedir (documantary collectıons). Bu ödeme şeklinde mallar ithalatçıya gönderilirken, orjinal evrak ihracatçının bankasına verilmekte, ihracatçı bankası ya da aracı banka ihracatçıdan aldığı talimata dayanarak, orijinal evrakı ithalatçının bankasına yani muhabir bankaya römiz mektubu (remıttance letter) ekinde gönderir. Bu mektubda bedeli ithalatçıdan tahsil edildikten sonra, evrakın kendisine verileceği talimatı yer almaktadır. Böylece ithalatçı, mal bedelini ödemeden orijinal evrakı bankadan alamayacağı için, gümrükten malları çekemeyecektir. Burada ihracatçı için bir garanti bulunmaktadır. Ancak bu garantiyi fazla abartmamak gerekir.
Vesaik ödemede bulunan tarafları şu şekilde açıklayabiliriz.
Amir (principal): Tahsil işlemi için vesaiki bankasına veren ihracatçı firma.
İhracatçının Bankası (Remitting Bank): Amirin vesaiki verdiği banka
Muhatap(Drawee):Vesaikin tahsil ve kabul için ibraz edildiği alıcı (ithalatçı) 'dır.
İthalatçının Bankası/ Muhabir Banka (Collectıng Bank): Tahsil işlemine aracılık eden banka.
Vesaik Mukabili ödemenin riskleri: Alıcı ile satıcı vesaik mukabili ödeme şeklinde anlaşsalar dahi, ithalatçı siparişi verdikten ve ihracatçı üretime başladıktan, hatta malı sevk ettikten sonra, malı almaktan vazgeçebilir, mal kendi gümrüğüne gelse dahi mal bedelini ödemeyerek evrakı bankadan almayabilir.
3.3. Akreditif Türleri
3.3.1. Fonksiyonlarına Göre Akreditife Türleri
A. Cayılabilir, Kabili Rücu Akreditif (Revcable L/C)
Eğer açılan akreditif cayılabilir nitelikte ise, ihbar bankasına ve dolayısıyla ihracatçıya haber vermeksizin akreditif, amiri ve dolayısıyla ithalatçı bankası tarafından iptal edilebilmekte ya da şartları değiştirilebilmektedir. Bu bakımdan ihracatçı açısından güvencesi olmayan bir akreditiftir. (Tumay, 1986)
B. Dönülemez, Gayrikabili Rücu Akreditif (Irrevocable L/C)
Bir akreditifte varolan dört tarafın onayı olmaksızın iptal edilemeyen ve değişiklik yapılamayan akreditife, gayrikabili rücu akreditif adı verilir. Akreditif koşulları yerine getirildiği takdirde, ihracatçı malın bedelini mutlaka tahsil edeceğinden, güvenilir bir akreditiftir.
C. Teyitsiz Akreditif (Unconfirmed L/C)
Teyitsiz akreditifte, eğer akreditif vesaik görüldüğünde ödemeli ise, ihracatçı yükleme belgelerini kendi bankasına verdiği zaman, mal bedelini tahsil edememekte, bankası tahsil için evrakı akreditif bankasına göndermektedir.Akreditif bankası, gelen evrak koşullara uyduğunda, ödemeyi havale etmektedir.Vadeli ve kabul kredili akreditifte de, ihracatçının bankasi herhangi bir kabul ya da ödeme taahhüdü vermeksizin, evrakı olduğu gibi ithalatçının bankasına göndermektedir. Teyitsiz akreditifte, ihracatçının bankası herhangi bir sorumluluk yüklenmemekte, bir bakıma ithalatçının bankasının uzatılmış bir kolu olarak faaliyet göstermektedir.
D. Teyitli Akreditif (Confirmed L/C)
Teyitli akreditifte, ihracatçı sevk evrakını kendi bankasına verdiğinde mal bedelini alabilmekte, vadeli akreditifte vade sonunda parasını tahsil etmekte, kabul kredilide ise kendi bankasından aval alabilmektedir. Herhangi bir anlaşmazlık olduğunda yerli hukuk uygulanır.Teyitli akreditifin bir başka avantajı da akreditif vadesi Türkiye’de dolarken, teyitsizde vade, ithalatçının ülkesinde dolacağından, evrak gönderme süresinden yararlanılmış olunur.
E. Döner Akreditif (Rotatif, Revolving L/C)
Eğer ithalatçı aynı türden malı aynı ihracatçıdan sürekli alıyor ise, bu takdirde örneğin bir yıllık akreditif açtırarak parasını bağlamasına gerek yoktur. Açılan akreditif kullanıldığında, talimata gerek kalmaksızın, otomatik olarak yenilenir.
F. Devredilebilir Akreditif (Transferable L/C)
Akreditif metninde " transferable " sözcüğü mevcut ise, kendisine akreditif açılan ihracatçı, bu akreditifi bir başkasına devredebilir. enm.blogcu.com. Transferable akreditif ancak bir kez olarak devredilebilir. Başka bir değişle, ikinci lehdar kendisine devredilen akreditifi yeniden bir başkasına devredemez. Bu kural alıcıyı korumak içindir. Eğer açılan akreditif aynı zamanda kısmi yüklemelere de olanak sağlıyorsa, (bu durumda akreditif metninde " partial shipment allowed " ibaresi yer alır.) ilk lehdar aynı akreditifi birden fazla kişilere aktarabilir. (Kozlu, 1993)
G. Arka Arkaya Akreditif (Back to Back Credit)
Bu durumda alıcı, ithalatçı lehine devredilmez akreditif açmakta, ihracatçıda açılan bu akreditifi kredi garantisi olarak göstererek, sattığı malı kendisine satan imalatçı adına yeni bir alım akreditifi açtırmaktadır. Eğer ihracatçı açtırmış olduğu alım akreditifini kendi finansman olanakları ile karşılasa idi böyle bir karşı akreditif söz konusu olamazdı. Transferable akreditife oranla karşılıklı akreditif açtırmak ihracatçı için daha pahalıdır. Karşılıklı akreditifin içerik kazanması için hem satış hemde alış akreditiflerinin ödemelerinin aynı bankada yapılabilmesi gerekir. İmalatçı malı yükleyip evrakı bankaya verdikten sonra, satış akreditif bedelinin ihracatçıya düşen kar kısmı ayrılır ve kalanı imalatçıya ödenir. Daha sonra satış akreditifin tamamı karşı bankadan tahsil edilir. Kuşkusuz bankaların satış akreditif bedelini tahsil edebilmesi için, satış akreditifinin süresinin alış akreditifinin süresinden daha uzun olması gerekir.Karşılıklı akreditifler, ithalat açısından da kullanılabilirler. (Kozlu, 1993)
H. Peşin Akreditif (Red Clause, Down Payment L/C)
Peşin akreditifte, akreditif tutarının tamamı ya da bir kısmı, mal sevkıyatı yapılmadan ihracatçıya kullandırılır. Akreditife dayanarak tek bir yükleme yapıldığında peşin alınan bedelin akreditif tutarından mahsubu gerekir. Kısmi yüklemelerde ise, hangi yükleme ya da yüklemelerde mahsub edileceğinin belirtilmesi gerekir. Peşin akreditif garantili ya da garantisiz olur. Garantisizde, ihracatçının bankası peşin kısmı, ihracatçıdan bir garanti almaksızın kendisine öder. İhracat gerçekleşmezse ödediği parayı amir bankasından tahsil eder. Garantilide, ödenen peşin kısmı için ihracatçıdan garanti alınır. Peşin döviz alındığı halde ihracat gerçekleşmez ise, bu peşin dövizin Kambiyo mevzuatına göre 1 yıl içinde geri iadesi gerekir.
3.3.2. Ödeme Şekillerine Göre Akreditifler
A. Görüldüğünde Ödemeli Akreditifler (Sight L/C)
Bu tür akreditifte belgeler görüldüğünde ; teyitli akreditifte ihracatçının bankasında, teyitsizde ise ithalatçının bankasında ödenir.
B. Vadeli Akreditif (Deferred L/C)
Müşteriye vade tanınarak vade sonunda mal bedeli tahsis edilir. Teyitli akreditif olduğunda vade sonunda yerli bankadan, teyitsiz akreditifte ise ithalatçının bankasından mal bedeli tahsis edilir. Bu durumda belli bir sürenin sonunda mal bedelinin alınacağına dair bankadan bir yazı alınabilir. Ancak böyle bir belge kıymetli evrak niteliğinde olmadığından poliçe gibi kırdırılmaz. Vade sonunda mutlaka mal bedeli tahsis edileceğinden, malı alan ithalatçının malın kaliteli olmadığını iddia ederek, mal bedelini ödememesi gibi bir husus söz konusu değildir. Eğer ihracatçı vadeyi beklemeden para tahsil etmek istiyorsa, alıcı banka adına vadeli poliçe tanzim etmek durumundadır.
C. Kabul Kredili Akreditif (Acceptance L/C)
Banka adına çekilmiş vadeli poliçeyi ihracatçı isterse kırdırarak peşin mal bedeline kavuşabilir.Kambiyo mevzuatımıza göre, vadeli ve kabul kredili akreditiflerde vade en çok 180 gündür.
3.3.3. Teminat Akreditifi (Standby L/C)
Şimdiye kadar gördüğümüz akreditif türlerinde, bir işin yapılması karşılığında akreditif açılıyor ve bedeli tahsil ediliyordu. Standy akreditifte ise, işin yerine getirilmemesi halinde akreditif kullanılmaktadır. Örneğin bir Türk firması Libya 'da bir ihaleye katılmaktadır. Türk firması ihaleyi kazandığında, eğer ihaleyi zamanında yerine getiremezse, Libya firması tarafından kullanılmak üzere akreditif açmaktadır. Bu tür bir akreditif teminat mektubu niteliğinde olmaktadır.
3.4. İhracatta Finansman Şekilleri
İhracatçının siparişi aldıktan sonra, malı sevkıyata hazır hale getirebilmesi için, imalat aşamasında girdiler satın almak ve işçi ücretlerini ödemek veya aldığı malı aynen ihraç etmek istediğinde, bu malı almak için belli bir nakdi sermayeye ihtiyacı bulunmaktadır. Bu nedenle herhangi bir ihracatçının kendi öz kaynaklarının yanında, dış kaynak bulma olanakları konusunda bir bilgiye sahip olması gerekmektedir. İhracatta finansman şekillerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
3.4.1. İthalatçının İhracatçıyı Finanse Etmesi
Bu finansman şeklinde mal henüz gitmeden ithalatçı, mal bedelini önceden satıcıya göndermektedir. Peşin havale, peşin döviz veya akreditiflerde "Red Clause " türü, bu imkanı sağlamaktadır. Daha önce de gördüğümüz gibi bu tür finansman "Prefinansman" olarak adlandırılmaktadır. Prefinansman kanalıyla gelen döviz hesabının 1 yıl içinde kapanması şarttır. Tüm kredilerde olduğu gibi, Türkiye açısından bir kredi olması sebebiyle KKDF'ye tabidir. Bu oran peşin dövizde %6 'dır.
3.4.2. Döviz Kredisi (DKR)
Prefinansmanda ülkeye peşin dövizi getiren ihracatçı firma olmasına karşın, DKR'de bankalar bizzat dışarıdan döviz temin ederek bu dövizi, mal ve hizmet ihracatı ile uğraşan firmalara kullandırmaktadır. Bu tür dövizlerin faizi ; Türkiye para piyasasında ortalama olarak döviz bazında %15 - %17 oranında olmaktadır. Kambiyo mevzuatımıza göre bankalar, bu dövizi en fazla 1 yıl süreli kredi olarak getirtebilirler. Dolayısıyla bankalar bu krediyi, müşterilerine verirken 3 - 6 ay gibi anlaşmaya bağlı olarak süreler belirlemekte ve gerektiğinde bu süreleri 1 yıla kadar uzatabilmektedirler.
İhracatçıların döviz kredisi alabilmeleri için, her şeyden önce birlikte çalıştıkları banka ile ticari ilişkilerinin iyi olması gerekir. Bir anlamda ihracatçı, kendi adına kredi tahsis ettirir. Böyle bir kredi tahsisi için ayni ve nakdi teminatlar müşteriden alınır.
Kredi tahsisinden sonra diyelim ki, ihracatçının aylık sürede DKR 'ye ihtiyacı varsa, bu sürede ne kadar ihracat yapacağını beyan etmesi gereklidir. Bu bakımdan bankacı açısından, böyle bir krediyi kullanırken karşılaşacağı ilk risk, ihracatın yerine getirilmemesi ile ilgilidir. İhracatçının taahhüdü yerine getirmediği durumda, ihracat nedeniyle alınmayan her türlü resim ve harçlar, faizi ile birlikte geri alınır.
İhracatçı, 3 aylık süre içinde gelen ihracat bedellerini krediye mahsub edebilir ; böylece döviz alış kuru ile satış kuru arasındaki zarardan korunmuş olur. Ya da sürenin sonunda ana para ile faizi kadar TL 'yi bankaya getirerek, döviz satış kuru üzerinden borcunu kapatır. Bu durumda DKR 'nin bankacılar açısından ikinci riski, TL riskidir. Yani dışarıdan mal bedelinin gelmemesi ya da süre sonrasında TL olarak bedelin ödenmemesi sonucu kredi karşılığının bankaya geri gelmemesidir. Kuşkusuz böyle bir durumda banka, ipoteği nakde çevirecektir. DKR 'de taahhüt edilen dövizin %100 'ü nispetinde kredi verilir. Eximbank kredisinde ise bu oran %50 'dir.
3.4.3. Kısa Vadeli İhracat Kredi Sigortası (Eximbank Kredisi)
İhracatçılar mal bedelinin tahsil edilememesi riskine karşı 1 yıllık muhtemel ihracatlarını Exımbank'a sigorta ettirebilirler. Bu sigorta programının işleyişi aşağıda adım adım izah edilmiştir.
1 . İlk olarak ihracatçı 12 sayfadan oluşan SKO2 formunu doldurur. Bu formda ihracatçı 12 ay içinde yapılması muhtemel toplam ihracatını göstermek zorundadır. Yıl içindeki sapmaların Eximbank'a bildirilmesi gerekir. Eximbank, teyitsiz akreditif, vesaik mukabili ve mal mukabili türü ödemelerde mal bedelinin %90'ını ödemektedir. Eximbank sigorta kapsamına dahil edilmeyen ödeme şekilleri peşin, prefinansman ve teyitli akreditiftir. Peşin ve prefinansmanda zaten alıcı riski yktur, teyitli akreditifte ise alıcı riskini Türkiye'deki bir banka üstlendiğinden sigorta kapsamı dışına alınmışlardır.İhracatçı SKO2 formunu doldurduktan sonra, istenilen belgeleri ve poliçe tanzim ücretini ödediğine dair banka dekontunu Forma ekleyerek Eximbank'a gönderir.
2 . Eximbank SKO2 formunu aldıktan sonra, formdaki bilgileri kabul ederse, ihracatçıya 2 nüsha SKO3 "Kısa Vadeli İhracat Kredi Sigortası Genel Poliçesi Kabul Formu" gönderir. İhracatçı şartları kabul ederse, Formu imzalayarak bir nüshasını Eximbank'a, diğer nüshasını da kredi için talepte bulunacaksa aracı bankaya ibraz eder.
3 . Eximbank SKO3 formunu aldıktan sonra, SKO1 formunu yani " Sigorta Genel Poliçesi " ni imzalayarak ihracatçıya gönderir.
4 . Kabul formu ile kapsama alınan ülkedeki alıcılara yapılacak sevkiyatların risk kapsamına alınabilinmesi için sevkiyat tarihinden önce ihracatçı SKO4' nolu " Alıcı Limit Formu " doldurarak Eximbank'a gönderilir.
5 . Eximbank SKO4 formunu aldıktan sonra her alıcı için istihbaratta bulunur. Gereken bilgileri çalıştığı enformasyon kuruluşuna göndererek, alıcı hakkında rapor ister. Burada alıcı için gelen raporların mali analizi yapılır. İhracatçının ithalatçı ile çalışacağı ödeme şekli ve alıcının durumu gözönüne alınarak limit belirlenir. Durum SKO5 nolu " Alıcı Limiti Onayı " formu ile ihracatçıya gönderilir.
6 . Alıcı limiti alındıktan sonra ihracatçı sevkiyata başlamakta ve bir ay içinde yapılan ihracatlar SKO6 nolu " Aylık Sevkiyat Formu " na işlenir ve en geç takip eden ayın 10'una kadar Eximbank'a gönderilir.
7 . Eximbank Aylık Sevkiyat Formunu aldıktan sonra, hesaplanan sigorta prim tutarı, sigortalıya (ihracatçıya) SKO7 nolu " Prim Bildirim Formu " ile bildirilir.
8 . Eğer vadesi gelipde ödenmemiş alacaklar sözkonusu ise her ayın sonu itibariyle SKO8 nolu " Vadesi Geçmiş Alacaklılar Aylık Bildirim Formu " doldurarak takip eden ayın onuna kadar Eximbank'a bildirir. Bunun üzerine Eximbank faaliyete geçerek alacağın tahsili için her türlü gayreti gösterir.
9 . Poliçe kapsamına giren herhangi bir zararın ortaya çıkması halinde, sigortalı zararın kesinleşmesini müteakiben SKO9 nolu " Tazminat Talep Formunu " doldurarak Eximbank'a müracaat eder. Limitte öngörülen şartlar dahilinde Türk Eximbank tarafından sigortalıya yazılı ihbarın yapıldığı ayın ilk günü geçerli olan T.C.M.B döviz alış kuru esas alınarak fatura bedelinin %90 nisbetinde tazminat ödenir. Bu durumda ihracatçı o işlemle ilişkili haklarını Eximbank'a devreder. Eximbank yasal tatbikata geçer ve eğer mahkemeyi kazanırsa, masraflarını düştükten sonra geri kalan parayı belirtilen kur üzerinde ihracatçıya öder.
3.4.4. Kısa Vadeli Kredi Programları (Eximbank Kredisi)
Eximbank ihracatçılara kısa vadeli Türk lirası kredileri ile dövize endeksli döviz kredileri vermektedir.
Kısa vadeli Türk lirası kredisi alabilmek için, ihracatçının gelecek 1 yıllık ihracatını Eximbank'a sigorta ettirmesi gerekir. Kabul formunun bir nüshası Eximbank'a gönderilmekte, diğer nüshası ise TL kredisi için aracı bankaya ibraz edilir.
Eximbank TL kredilerini doğrudan ihracatçılara kullandırmayıp, bankalara tahsis ederek kullandırmaktadır. Dolayısıyla ihracatçı kredi için kendi bankasına müracaat ederek, bakiye varsa kullandırılmaktadır. Eximbank, kredinin ana para ve faizinin geri ödenmesinde aracı bankayı sorumlu tuttuğundan, ihracatçının ilkin çalıştığı bankada kredisinin olması gerekir, aksi halde Eximbank kredilerinden yararlanamaz. Aracı Bankada tahsisin ve müşterinin kredisinin bulunması halinde ;
- Müracaat Formu ,
- Firma taahhütnamesi ,
- Muvafakatname'yi, ihracatçılar aracı bankaya sunarlar, aracı bankada bu belgeleri Exımbank'a iletir, Eximbank talebi uygun görürse, kredi ertesi işgünü aracı bankaya ödenir, aracı bankada en geç ertesi işgünü krediyi firmanın hesabına aktarır. Verilen kredinin süresi 120 gündür.
Eximbank ilk defa ihracat yapacak olan girişimcilere ve iç piyasaya yönelik olarak çalışmakta iken, ihracata dönük olarak çalışmayı planlayan firmalara, ihracata hazırlık aşamasında, Sevk Öncesi ve Hedef Pazar İhracat Kredileri 'ne ve İhracat Döviz Kredisine bağlı olarak, ilk Adım İhracat Kredisi adı verilen ihracat kredisi kullandırılır.
3.4.5. Factoring Ve Forfaiting
1. Factoring
İhracatçı mal mukabili ya da kabul kredili olarak mal sattığında, alacak hakkını aracı factor kuruluşuna satmaktadır. Factoring halinde ihracat bedelinin, evrakın factor 'a verilmesi ile birlikte %80 'i ödenmektedir. Bu işlemde %3 - %5 dolayında komisyon verilmekte, geri kalan bedel ise factor kuruluşunca tahsil edildikten sonra ihracatçıya ödenmektedir. Factoring firmasının böyle bir kredi işlemine girebilmesi için, alıcıların istihbaratını yapıp, alıcı limitini belirlemesi gereklidir. Bu limitin üzerindeki limitler değerlendirilmemektedir. Malların istenilen kalitede yapılmaması sebebiyle alıcının bedeli ödememesi durumunda, factoring kuruluşu verdiği bedeli geri almaktadır. Müşterinin iflası halinde ise factoring kuruluşu, meydana gelecek kayıp riskini üstlenmektedir.
Factoring 'te 4 taraftan söz edilebilir.
- Kredili mal satışı yapan ihracatçı ,
- Kredili mal alışı yapan ithalatçı ,
- Kredili satış için aval veren muhabir banka (ithalatçının bankası)
- Alacak hakkını satın alan banka (Factor)
Factoring yurt içi ve yurt dışı factoring olarak iki bölüme ayrılır.Yurt içi Factoring' te 3 taraf vardır ;
- Alıcı Firma
- Satıcı Firma
- Factoring Kuruluşu
Factoring kuruluşu, muhabir bankası aracılığıyla yurt içindeki alıcı firma hakkında bilgi toplar ; istihbaratın olumlu olması halinde satıcı firmaya kredi limiti vererek, factoring yapmaya hazır hale gelir. Tahsil işlemi factoring kuruluşu tarafından ya vadesinde gerçekleştirilir ya da satıcı firmanın peşin ödeme istemesi halinde faturanın %70 - 80 bedeli, satıcı firmaya avans olarak ödenir ki, bu iskonto işlemi olmaktadır. İç factoring 'te factoring kuruluşu borcun ödenmemesi durumunda doğacak riski üstlenmez, satıcıya rücu edebilir. Yurt dışı factoringte ise, factoring kuruluşu borcun vadesinde ödenmemesi halinde, riski üstlenir ve satıcıya rücu edemez (without recourse).
Son yıllarda önemleri artan küçük ve orta boy firmalar için, factoring uygun bir finansman yoludur. Küçük ve orta boy firmalar, büyük organize firmalar gibi finansman sorunlarını rahatça çözümleyemezler ; muhasebe sistemleri eskidir, kredi bulmaları kolay değildir, ...vb gibi sorunlar bu firmalar için finansman sıkıntısı doğurmaktadır. Bu açıdan factoring sistemi, önem arzetmekedir.
Factoring 'in başlıca avantajlarını şöyle sıralayabiliriz ; İhracatı arttırır, müşteriye " açık kredi " şeklinde 90 güne kadar kredi imkanı tanır, factoring şirketinin sahip olduğu pazarlama imkanlarından yararlanabilir, rekebet artar, büyüme dış kaynaklar yerine satışlarla finanse edilir.
Factoring işlemleri batı ülkelerinde yasal düzenlemelere tabidir. Türkiyede ise yasal bir düzenleme olmayıp, işlemler mevcut hukuki sisteme göre yürütülmektedir. Factoring'e ilişkin yasal bir düzenleme bulunmaması, uygulamada bazı sorunların doğmasına neden olmaktadır. Örneğin, yürürlükteki mevzuata göre, ihracat hesaplarının 180 gün içinde kapatılması gerekmektedir. Dolayısıyla factoring işlemleri için azami vade 180 gündür. Oysa uluslararası uygulamada factoring 'e tanınan süre 270 gündür.
2. Forfaiting
Sermaye malları genellikle pahalı araçlardır. enm.blogcu.com.Bunların ithalatçısı kısa dönemde ödeme yapamayabilir. Diğer bir deyişle, pahalı sermaye mallarında çoğunlukla uzun vadeli finansmana ihtiyaç doğar. İhracatçının mali gücü ithalatçıya kredi sağlamaya yetse de bunu arzu etmeyebilir. Çünkü finansman uzun bir dönemi kapsar. Bu dönemde gerekli uzun vadeli finansmanı sağlamak amacıyla Forfaiting yöntemi geliştirilmiştir. (Seyidoğlu, 1994)
İhracat işlemlerinden doğan genellikle orta süreli, uygulamada bir banka garantisince güvenceye alınmış senetli ya da kayıtlı alacakların kesin satışına fortfaiting denir. Forfaiting, özellikle yatırım malı ve hizmeti ihracatından doğan ve belli bir ödeme planına bağlı olarak tahsil edilebilecek olan alacakların bir banka veya bu konuda uzmanlaşmış bir finans kuruluşu tarafından satın alınmasıdır. Forfaitingde ödemeler belli bir plana bağlıdır. Uygulamada 6 aydan 10 yıla kadar veya daha uzun bir süre için kredi imkanı vardır. Forfaitingde taraflar, factoringdeki gibidir.
4. İHRACATTA KULLANILAN BELGELER
İhracatçı Belgesi kullanımı uygulaması Gümrük Birliğine girilmesiyle beraber kaldırılmıştır. 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle ihracat faaliyetleri, Gümrük Beyannamesi ve Tek Vergi numarası çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. İhracat işlemlerinde kullanılan temel belgeler aşağıda belirtilmiştir.
4.1. İhracatta Kullanılan İç Belgeler
Dış ticarette kullanılan belgeler, özellikle ödeme şekilleri ile büyük bir bağlantı halindedir. İhracat işleminde gerekli olan belgelerin yanı sıra Türkiye için gerekli olan dört belge şunlardır; İhracat Beyannamesı (İB), T.C. Gümrükleri Çıkış Beyannamesi (GÇB), Yerli Fatura ve Döviz Alım Belgesi (DAB).
4.1.1. İhracat Beyannamesi(İB)
Mevzuatımıza göre, yasaklanmış mallar dışında kalan bütün malların ihracı serbesttir. Serbest ihracatta ihracatçılar, 5 nüsha İB tanzim ederek ihracatın yapılacağı Gümrük idaresine müracat ederler. 1 nüsha İB 'i onaylı olarak ihracatçıya iade ederler. Gümrük Çıkış Beyannamesinin kapanışını izleyen ilk iş günü içinde kalan 4 nüsha İB, GÇB nüshalarına ayrı ayrı eklenerek, set halinde ihracatçının bankasına, Birliğine ve bir seti de ihracatçıya verilir.
İhracat Belgesine kaydedilmesi gerekli hususlar şöyledir : İhracatçı, imalatçı ve alıcı firmaların ünvan ve adresleri, ihraç konusu malla ilgili bilgiler, birim fiyat, toplam tutar, ihracatın yapıldığı para birimi, ödeme ve teslim şekilleri ile eğer varsa komisyoncu firma ünvan ve adresi ile komisyon yüzdesi.
4.1.2. Gümrük Çıkış Beyannamesi(GÇB)
İhracatı yapılacak mallar için matbu olarak bastırılmış GÇB 'lerin doldurulması, ihracatçı ve kanuni temsilcisi tarafından imzalanıp Gümrük idaresine verilmesi gereklidir. GÇB 'ler uygulamada genellikle 14 yada 16 nüsha olarak tanzim edilmektedir.
Gümrük İdarelerine sunulan beyannamelerin tescil edilebilmesi için :
- Çıkış işlemi yapılacak ihraç malının tamamının muayeneye hazır olması ,
- Eşyanın yükleneceği deniz, kara ve hava taşıtının Bakanlıkça tayin edilecek süre içinde geleceğinin belgelenmiş olması ,
- Beyanname ile birlikte sunulması zorunlu belgelerin hazır olması gerekir .
Gümrük Çıkış Beyannamesine eklenmesi gerekli belgeler şunlardır :
- Yerli Fatura ,
- İB (gerekiyorsa ekli liste) ,
- ATR 1 (Ortak pazar ülkeleri için) ,
- Ayniyat listesi ,
- Çeki Listesi ,
4.1.3. Yerli Fatura
Yerli fatura KDV iadesinde önem taşıyan bir belgedir ve 1 sureti GÇB 'ye eklenir.Yerli faturada bulunması gereken hususlar şöyledir :
- Fatura no ve tanzim tarihi ,
- İhracatçının ad, ünvan ve adresi ,
- Malın brüt ağırlığı ,
- Malın Türk menşeli olduğu ,
- Teslim ve ödeme şekli ,
- Aracı ve muhabir banka isimleri ,
- Toplam mal adedinin ve toplam mal değerinin " Yalnızca " ya da kısaltılmış olarak "Y" ile başlamak üzere yazıyla yazılması .
İhracatçılar, aldıkları girdi ya da mallar için KDV 'yi ödeyecekler, ihraç ettiklerinde, yabancı alıcı adına düzenledikleri faturada KDV 'yi hesaplamayacaklardır. Başka bir deyişle KDV 'yi yabancı müşteriden tahsil etmeyeceklerdir. Çünkü bu müşteriler ithalat esnasında kendi ülkelerinde KDV 'yi ödemektedirler.
Fiili ihracattan sonra, ihracatçı yurt dışına gönderdiği mallar ile ilgili yurt içinde ödediği KDV 'yi, dönemde ödeyeceği vergilerden indirmek yada iadesini istemek üzere vergi dairesinden talepte bulunur.
4.1.4. Döviz Alım Belgesi
İhracatla ilgili olarak düzenlenen, ancak müşteriye gönderilmeyip Türkiye içinde alıkonulan bir başka belge de döviz alım belgesidir (DAB) .Bu belge bankalara ihracat bedeli ya da peşin ödeme havalesi geldiğinde ilgili bankalarca kesilir ve ihracatçıya verilir.Döviz alım belgesinde :
- Dövizi gelen kişi ya da kuruluşun adı ve ünvanı ,
- Satın alınan dövizin geldiği ülke, geliş nedeni, cinsi, uygulanan kur, döviz tutarı, TL tutarı, Dolar karşılığı ,
- İhracatın şekli, teslim şekli, GÇB tarih ve çıkış kapısı yer alır.
1. Factoring
İhracatçı mal mukabili ya da kabul kredili olarak mal sattığında, alacak hakkını aracı factor kuruluşuna satmaktadır. Factoring halinde ihracat bedelinin, evrakın factor 'a verilmesi ile birlikte %80 'i ödenmektedir. Bu işlemde %3 - %5 dolayında komisyon verilmekte, geri kalan bedel ise factor kuruluşunca tahsil edildikten sonra ihracatçıya ödenmektedir. Factoring firmasının böyle bir kredi işlemine girebilmesi için, alıcıların istihbaratını yapıp, alıcı limitini belirlemesi gereklidir. Bu limitin üzerindeki limitler değerlendirilmemektedir. Malların istenilen kalitede yapılmaması sebebiyle alıcının bedeli ödememesi durumunda, factoring kuruluşu verdiği bedeli geri almaktadır. Müşterinin iflası halinde ise factoring kuruluşu, meydana gelecek kayıp riskini üstlenmektedir.
Factoring 'te 4 taraftan söz edilebilir.
- Kredili mal satışı yapan ihracatçı ,
- Kredili mal alışı yapan ithalatçı ,
- Kredili satış için aval veren muhabir banka (ithalatçının bankası)
- Alacak hakkını satın alan banka (Factor)
Factoring yurt içi ve yurt dışı factoring olarak iki bölüme ayrılır.Yurt içi Factoring' te 3 taraf vardır ;
- Alıcı Firma
- Satıcı Firma
- Factoring Kuruluşu
Factoring kuruluşu, muhabir bankası aracılığıyla yurt içindeki alıcı firma hakkında bilgi toplar ; istihbaratın olumlu olması halinde satıcı firmaya kredi limiti vererek, factoring yapmaya hazır hale gelir. Tahsil işlemi factoring kuruluşu tarafından ya vadesinde gerçekleştirilir ya da satıcı firmanın peşin ödeme istemesi halinde faturanın %70 - 80 bedeli, satıcı firmaya avans olarak ödenir ki, bu iskonto işlemi olmaktadır. İç factoring 'te factoring kuruluşu borcun ödenmemesi durumunda doğacak riski üstlenmez, satıcıya rücu edebilir. Yurt dışı factoringte ise, factoring kuruluşu borcun vadesinde ödenmemesi halinde, riski üstlenir ve satıcıya rücu edemez (without recourse).
Son yıllarda önemleri artan küçük ve orta boy firmalar için, factoring uygun bir finansman yoludur. Küçük ve orta boy firmalar, büyük organize firmalar gibi finansman sorunlarını rahatça çözümleyemezler ; muhasebe sistemleri eskidir, kredi bulmaları kolay değildir, ...vb gibi sorunlar bu firmalar için finansman sıkıntısı doğurmaktadır. Bu açıdan factoring sistemi, önem arzetmekedir.
Factoring 'in başlıca avantajlarını şöyle sıralayabiliriz ; İhracatı arttırır, müşteriye " açık kredi " şeklinde 90 güne kadar kredi imkanı tanır, factoring şirketinin sahip olduğu pazarlama imkanlarından yararlanabilir, rekebet artar, büyüme dış kaynaklar yerine satışlarla finanse edilir.
Factoring işlemleri batı ülkelerinde yasal düzenlemelere tabidir. Türkiyede ise yasal bir düzenleme olmayıp, işlemler mevcut hukuki sisteme göre yürütülmektedir. Factoring'e ilişkin yasal bir düzenleme bulunmaması, uygulamada bazı sorunların doğmasına neden olmaktadır. Örneğin, yürürlükteki mevzuata göre, ihracat hesaplarının 180 gün içinde kapatılması gerekmektedir. Dolayısıyla factoring işlemleri için azami vade 180 gündür. Oysa uluslararası uygulamada factoring 'e tanınan süre 270 gündür.
2. Forfaiting
Sermaye malları genellikle pahalı araçlardır. enm.blogcu.com.Bunların ithalatçısı kısa dönemde ödeme yapamayabilir. Diğer bir deyişle, pahalı sermaye mallarında çoğunlukla uzun vadeli finansmana ihtiyaç doğar. İhracatçının mali gücü ithalatçıya kredi sağlamaya yetse de bunu arzu etmeyebilir. Çünkü finansman uzun bir dönemi kapsar. Bu dönemde gerekli uzun vadeli finansmanı sağlamak amacıyla Forfaiting yöntemi geliştirilmiştir. (Seyidoğlu, 1994)
İhracat işlemlerinden doğan genellikle orta süreli, uygulamada bir banka garantisince güvenceye alınmış senetli ya da kayıtlı alacakların kesin satışına fortfaiting denir. Forfaiting, özellikle yatırım malı ve hizmeti ihracatından doğan ve belli bir ödeme planına bağlı olarak tahsil edilebilecek olan alacakların bir banka veya bu konuda uzmanlaşmış bir finans kuruluşu tarafından satın alınmasıdır. Forfaitingde ödemeler belli bir plana bağlıdır. Uygulamada 6 aydan 10 yıla kadar veya daha uzun bir süre için kredi imkanı vardır. Forfaitingde taraflar, factoringdeki gibidir.
4. İHRACATTA KULLANILAN BELGELER
İhracatçı Belgesi kullanımı uygulaması Gümrük Birliğine girilmesiyle beraber kaldırılmıştır. 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle ihracat faaliyetleri, Gümrük Beyannamesi ve Tek Vergi numarası çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. İhracat işlemlerinde kullanılan temel belgeler aşağıda belirtilmiştir.
4.1. İhracatta Kullanılan İç Belgeler
Dış ticarette kullanılan belgeler, özellikle ödeme şekilleri ile büyük bir bağlantı halindedir. İhracat işleminde gerekli olan belgelerin yanı sıra Türkiye için gerekli olan dört belge şunlardır; İhracat Beyannamesı (İB), T.C. Gümrükleri Çıkış Beyannamesi (GÇB), Yerli Fatura ve Döviz Alım Belgesi (DAB).
4.1.1. İhracat Beyannamesi(İB)
Mevzuatımıza göre, yasaklanmış mallar dışında kalan bütün malların ihracı serbesttir. Serbest ihracatta ihracatçılar, 5 nüsha İB tanzim ederek ihracatın yapılacağı Gümrük idaresine müracat ederler. 1 nüsha İB 'i onaylı olarak ihracatçıya iade ederler. Gümrük Çıkış Beyannamesinin kapanışını izleyen ilk iş günü içinde kalan 4 nüsha İB, GÇB nüshalarına ayrı ayrı eklenerek, set halinde ihracatçının bankasına, Birliğine ve bir seti de ihracatçıya verilir.
İhracat Belgesine kaydedilmesi gerekli hususlar şöyledir : İhracatçı, imalatçı ve alıcı firmaların ünvan ve adresleri, ihraç konusu malla ilgili bilgiler, birim fiyat, toplam tutar, ihracatın yapıldığı para birimi, ödeme ve teslim şekilleri ile eğer varsa komisyoncu firma ünvan ve adresi ile komisyon yüzdesi.
4.1.2. Gümrük Çıkış Beyannamesi(GÇB)
İhracatı yapılacak mallar için matbu olarak bastırılmış GÇB 'lerin doldurulması, ihracatçı ve kanuni temsilcisi tarafından imzalanıp Gümrük idaresine verilmesi gereklidir. GÇB 'ler uygulamada genellikle 14 yada 16 nüsha olarak tanzim edilmektedir.
Gümrük İdarelerine sunulan beyannamelerin tescil edilebilmesi için :
- Çıkış işlemi yapılacak ihraç malının tamamının muayeneye hazır olması ,
- Eşyanın yükleneceği deniz, kara ve hava taşıtının Bakanlıkça tayin edilecek süre içinde geleceğinin belgelenmiş olması ,
- Beyanname ile birlikte sunulması zorunlu belgelerin hazır olması gerekir .
Gümrük Çıkış Beyannamesine eklenmesi gerekli belgeler şunlardır :
- Yerli Fatura ,
- İB (gerekiyorsa ekli liste) ,
- ATR 1 (Ortak pazar ülkeleri için) ,
- Ayniyat listesi ,
- Çeki Listesi ,
4.1.3. Yerli Fatura
Yerli fatura KDV iadesinde önem taşıyan bir belgedir ve 1 sureti GÇB 'ye eklenir.Yerli faturada bulunması gereken hususlar şöyledir :
- Fatura no ve tanzim tarihi ,
- İhracatçının ad, ünvan ve adresi ,
- Malın brüt ağırlığı ,
- Malın Türk menşeli olduğu ,
- Teslim ve ödeme şekli ,
- Aracı ve muhabir banka isimleri ,
- Toplam mal adedinin ve toplam mal değerinin " Yalnızca " ya da kısaltılmış olarak "Y" ile başlamak üzere yazıyla yazılması .
İhracatçılar, aldıkları girdi ya da mallar için KDV 'yi ödeyecekler, ihraç ettiklerinde, yabancı alıcı adına düzenledikleri faturada KDV 'yi hesaplamayacaklardır. Başka bir deyişle KDV 'yi yabancı müşteriden tahsil etmeyeceklerdir. Çünkü bu müşteriler ithalat esnasında kendi ülkelerinde KDV 'yi ödemektedirler.
Fiili ihracattan sonra, ihracatçı yurt dışına gönderdiği mallar ile ilgili yurt içinde ödediği KDV 'yi, dönemde ödeyeceği vergilerden indirmek yada iadesini istemek üzere vergi dairesinden talepte bulunur.
4.1.4. Döviz Alım Belgesi
İhracatla ilgili olarak düzenlenen, ancak müşteriye gönderilmeyip Türkiye içinde alıkonulan bir başka belge de döviz alım belgesidir (DAB) .Bu belge bankalara ihracat bedeli ya da peşin ödeme havalesi geldiğinde ilgili bankalarca kesilir ve ihracatçıya verilir.Döviz alım belgesinde :
- Dövizi gelen kişi ya da kuruluşun adı ve ünvanı ,
- Satın alınan dövizin geldiği ülke, geliş nedeni, cinsi, uygulanan kur, döviz tutarı, TL tutarı, Dolar karşılığı ,
- İhracatın şekli, teslim şekli, GÇB tarih ve çıkış kapısı yer alır.
0 yorum:
Yorum Gönder