AVRUPA TOPLULUĞUNUN FİNANS
SEKTÖRÜNDEKİ DÜZENLEMELERİ VE TÜRK FİNANS SEKTÖRÜ
Avrupa Birliği’nde (AB) finansal sistemle ilgili önemli iki gelişme olmuştur. Bunlardan birincisi finansal hizmetlerin entegrasyondur. Bir başka deyişle tek bankacılık piyasasının yanı sıra menkul kıymetler ve sigorta hizmetleri için tek bir pazarın oluşturulmasıdır. İkincisi ise Avrupa Para Birliği (APB) ’dir.
Türkiye’de gelecek yıllarda APB’nde yer almaya aday ülkelerden birisi olması muhtemeldir.Ancak APB’ ne katılmadan önce Türkiye ile AB arasında finansal hizmetler alanında entegrasyonun gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu amaca ulaşmak için ise Türkiye’nin Avrupa Finansal Hukuk Sistemini, yani finansal kuruluşlarla ilgili AB düzenlemelerini benimsemesi gerekmektedir.
AB hukukunda kredi kurumları ve yatırım firmaları (menkul kıymet firmaları ve aracı kurumları) ile ilgili ayrı düzenlemeler bulunmaktadır. Diğer yandan üniversal bankacılık anlayışını benimsemekte ve finansal kuruluşlarla ilgili yasal düzenlemelerini bu anlayışa göre yönlendirmektedir. AB’ye üye olan belli ülkelerin 1 Ocak 2000’de deregülasyonu ile finansal hizmetlerde tam serbestleşme sağlanmıştır.
AB mevzuatında tanımlandığı ismiyle kredi kuruluşları finansal piyasalarda faaliyet gösterme ve hizmet sunma serbestisine sahiptir. Finansal sistem prototipine göre, örneğin bir Yunan veya İspanyol bankası, Yunan veya İspanyol Borsasına veya türev piyasalarına üye olabilmektedir. Bu bankalar müşterilerine temel bankacılık hizmetleri yanında menkul kıymet garantisi, menkul kıymet aracılığı ve menkul kıymet borçlanması gibi yatırım hizmetleri de sunabilmektedirler. AB’nin finansal hizmetlere ilişkin düzenlemeleri incelendiğinde kredi kurumları ve yatırım firmaları için ayrı kurallar oluşturulduğu, diğer yandan yatırım firmaları için uygulanan belli kuralların kredi kurumları için de geçerli olduğu görülmektedir.
AB Bankacılık Kanunu'nu oluşturan direktifler başlıca beş ayrı başlık altında toplanabilir. Bunlardan ilki temel bankacılık mevzuatıdır; Birinci Bankacılık Direktifi ve İkinci Bankacılık Direktifi kredi kurumlarının kuruluşu ve faaliyetlerini düzenleyen temel direktiflerdir. Bu direktiflere göre Türkiye AB üyesi olduğunda, merkezi İstanbul’da bulunan bir Türk bankası AB üyesi ülkelerde de serbestçe hizmet sunabilecektir. Bu bağlamda hizmet sunduğu diğer AB üyesi ülkenin otoritelerinden faaliyet izni alması gerekmeyecektir.
Aynı kural şubeleşme için de geçerlidir. yabancı bankalar İstanbul’da şube açmak istediklerinde, bankacılık otoritelerinden izin almaları gerekmeyecektir. Bu durum yoğun rekabet ortamı yaratmakta ve banka birleşmelerini teşvik etmektedir. Türkiye birinci ve ikinci bankacılık direktiflerini uygulamaya başladığında Türk bankacılık sistemi Avrupa Birliği'ne, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin bankaları da Türkiye’ye açılacaktır. Hizmetlerin serbest dolaşımını ve şube açma serbestliğini içeren ikinci bankacılık direktiflerine ilişkin hükümler, Avrupa bankacılık sisteminin işleyişinin temelini oluşturmaktadır.
İkinci başlık altındaki kurallar ise “banka güvenlik çemberi” ile ilgilidir. Bankacılık sisteminin kırılgan olduğu ve birçok bankanın iflas edebileceği bilinen bir husustur.
Bankacılık sisteminin krizlere açık olması, bir bankanın iflasının diğer bankaları da etkilemesi ve diğer riskler bir takım önlemlerin alınmasını kaçınılmaz kılmıştır. Bu çerçevede iki araç vardır: Bunlar, “ihtiyatlı gözetim ve denetim” ile “mevduat garanti sistemi”dir.
AB’de ihtiyatlı gözetim ve denetim, risk yönetim teknikleri ve mevduat garanti sistemiyle ilgili çok ağır hükümler içeren yasal düzenlemeler bulunmaktadır.
Türkiye, AB’nin finansal hizmetlere ilişkin düzenlemelerini uygulamaya karar verdiğinde, özellikle Bankalar Kanunu'nu ve diğer bankacılık düzenlemelerini sadece bugünün gerçeklerine göre değil, gelecek yıllarda meydana gelebilecek gelişmelere göre de ayarlamalıdır. AB’nin hukuki çerçevesi “birleşmeler" yönünde yapılanmaktadır. Türkiye'nin de bu yapıya uyum sağlaması gerekecektir.
Uluslararası gözetim ve denetim otoriteleri krizlerin sebeplerini incelemekte ve krizler meydana gelmeden önce önlem alınması yönünde çalışmalar yapmaktadırlar. IMF’nin çalışmaları bu çerçevede çok önemlidir. IMF son üç yıldır “gözetim politikası" (surveillance politikası) üzerinde çalışmaktadır. Bu politikanın bir parçası olarak IMF, bankacılık sisteminin etkin operasyonu üzerine çalışmalar da yapmaktadır. IMF ülkelere mali yardımda bulunurken makroekonomik koşullar ve sektörel durumun yanında ülkelerin bankacılık sektörlerinin yapısını da incelemektedir. Aynı zamanda “ihtiyatlı gözetim” AB mevzuatında da çok önemli bir yer tutmaktadır. İhtiyatlı gözetim ya belli şartların yerine getirilmesi için ya da bankaların yeni koşullara uyum sağlaması ve uluslararası alanda rekabet edebilmesi için stratejik bir silah olarak kullanılabilir. Türkiye’deki bankaların uluslararası alanda rekabet edebilmeleri için bu kurallara uyum sağlaması gerekmektedir.
Bankaların stratejik yapılandırmasında risk yönetimi ve uyum (compliance) departmanlarına büyük önem verilmiştir. Sadece bankaların ve bankacılık faaliyetlerinin yeniden yapılandırılması değil aynı zamanda müşteri memnuniyetini esas alan bir stratejik yapılanma hedeflenmiştir.
AB'de bir yandan bütün üye ülkeler için geçerli olan asgari düzenlemeler bulunurken, diğer yandan Euro alanındaki bankalarının denetimi bankaların kendi ülkelerindeki denetim otoriteleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Maastricht Antlaşması’na göre, Avrupa Merkez Bankası bankaların gözetim ve denetimden sorumlu değildir. Her ülkenin kendi gözetim ve denetim otoritesi bulunmaktadır. Türkiye’de ise yeni kurulan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu bankaların denetlenmesinde yetkili organlardır.
Üçüncü başlık altında muhasebe ile ilgili kurallar yer almaktadır. AB’nin banka hesapları ile ilgili direktifi tüm üye ülkelerde aynı muhasebe standartlarının uygulanmasını sağlamaktadır. Söz konusu direktifin ABD bankaları tarafından kullanılan uluslararası muhasebe standartlarına göre yenilenmesi ihtiyacı vardır.
Dördüncü başlık tüketicilerin korunmasına ilişkin düzenlemeler ile ilgilidir. AB’de konuyla ilgili önemli direktifler bulunmakta ve bunlar bankalara müşterilerin haklarının korunması yönünde önemli sorumluluklar yüklemektedir. Bu konu Türkiye’nin AB’ne girerken yapacağı önemli mevzuat düzenlemelerinden birisi olacaktır.
Son başlık olarak kara paranın aklamasının önlenmesi ile ilgili mevzuat bulunmaktadır. Türkiye’nin de üyesi bulunduğu “Mali Eylem Görev Grubu"nun (Financial Action Task Force) yaptığı çalışmalar nedeniyle bu alanda AB’ye uyumda büyük bir zorluk yaşanacağı düşünülmemektedir.
AB’de kredi kurumları yanında yatırım firmaları için de kurallar ve hükümler bulunmaktadır. Belli kurallar kredi kurumları içinde geçerlidir. Örnek vermek gerekirse, yatırım firmalarının faaliyetlerini düzenleyen direktif menkul kıymet firmalarının ve aracı kurumların tek bir belgeyle AB’de faaliyet göstermelerini sağlamaktadır. Yani bir banka bir yatırım firması olarak faaliyet göstermek istediğinde sadece bir belgeye ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca yatırım firmaları için zorunlu olan şartlar kredi kurumları için de zorunlu olacaktır.
AB’de aynı zamanda yatırımcı tazmin modeli bulunmaktadır. Bu model mevduat sigortası modeli gibi piyasa katılımcıları tarafından fonlanmaktadır. Yatırım firması iflas ettiğinde ve piyasa katılımcıları artık bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinde bu fon devreye girerek yatırımcıların zararını tazmin etmektedir. Türkiye'de yatırım fonları ve firmalarının faaliyet kuralları ve düzenlemeleri yanında içerden ticaret ile ilgili yasalar bulunmaktadır. Bu hususlarda da Türkiye AB mevzuatı ve düzenlemelerine oldukça yakındır.
Yatırım firmalarının denetim ve gözetimi “sermaye yeterliliği direktifi” düzenlemelerine göre gerçekleştirilmektedir. enm.blogcu.com. Ancak, Türkiye bu düzenlemelerin uygulamaya geçirilmesine karar verdiğinde AB’de karşısına bir çok sorun çıkacaktır.
AB'nin sınır ötesi kredi transferlerine ilişkin direktifinde, fonların transferiyle ilgili olarak tüketici haklarının korunması amaçlanmıştır. Buna göre örneğin, İstanbul'dan Londra'ya gönderilen ödeme emri normalde altı iş gününü geçmemelidir. Bazen belli durumlarda bu süre 2 aydan fazla bir zamanı almakta, hatta para kaybolabilmektedir. Bu durumda Komisyon AB'de ödeme sistemleri operasyonlarına karşı ihtiyatlı bir tutum takınmaktadır.
Son olarak AB'de iki ya da üç yıl içinde şeffaflık konusunda on iki temel unsurun uygulamaya konulması düşünülmektedir.
AB’nin Kredi Kurumlarına İlişkin Temel Düzenlemeleri
Kredi Kurumlarının Kuruluş ve Faaliyetlerinin Düzenlenmesi | 1.Birinci Bankacılık Direktifi (77/780) 2.İkinci Bankacılık Direktifi (89/646) |
Banka Güvenlik Çemberi | |
· İhtiyatlı Denetim | 1. Ödeme Gücü Oranı Direktifi (89/64) 2. Sermaye Yeterliliği Direktifi (93/6) 3. Tasarruf Fonu Direktifi (89/299) 4. Büyük Riskler Direktifi (92/121) 5. İkinci Konsolide Denetim Direktifi (92/30) |
· Tasfiye ve Yeniden Organizasyon | Direktif için Değiştirilen Önerge |
· Mevduat Garantisi | Mevduat Garantisinin Uygulanması İle İlgili Direktif (94/19) |
Muhasebe Kanunu | Banka Hesapları Direktifi (86/635) |
Tüketici Kanunu | 1.Tüketicinin Korunması Direktifi (87/102) |
2.Tüketici Sözleşmelerinin Kötüye Kullanılabilecek Hükümleri Hakkında Direktif (93/13) | |
3.Ülkelerarası Sözleşmeler Hakkında Direktif (97/7) | |
4.Karşılaştırmalı Reklam Direktifi (97/55) | |
5.Tüketici Haklarının Korunması Direktifi (98/27) | |
Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi | Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin AB Direktifi (91/308) |
AB’nin Sermaye Piyasaları ve Aracı Kurumlara İlişkin Düzenlemeleri
Yatırım Firmalarının Kuruluşu ve Faaliyetleri | Yatırım Hizmetleri Direktifi (93/22) |
Yatırım Firmalarının İhtiyatlı Denetimi | 1. Yatırım Hizmetleri Direktifi (93/22) 2. Sermaye Yeterliliği Direktifi (93/6) |
Yatırımcı Tazminatı Modelleri | Yatırımcı Tazminatı Modelleri (97/9) |
UCITS'lerin Otorizasyonu ve Operasyonu | UCITS Direktifi (85/611) |
Kotasyon Detayları | Kotasyon Detayları (80/390) |
İçerden Ticaret | İçerden Ticaret Direktifi (89/592) |
AB Ödemeler Sistemi Düzenlemeleri
Perakende Ödemeler | Sınır Ötesi Kredi Transferleri Direktifi (97/5) |
Büyük Miktarda Ödemeler | 1. TARGET Sistemi 2. Nihai Ödemeler Direktifi (98/26) |
AB BANKACILIK DİREKTİFLERİ ile
TÜRK BANKACILIK MEVZUATININ KARŞILAŞTIRMASI
Sıra No. | Direktif No. | Direktif Konusu |
1. | Bankaların ve diğer finans kuruluşlarının “self-employed” faaliyetleri açısından yerleşme hakkı ve hizmet sunma serbestisi üzerindeki sınırlandırmaların kaldırılmasına ilişkin 28 Haziran 1973 tarihli Konsey Direktifi | |
2. | Kredi kurumlarının ihdasına ve faaliyete geçmelerine ilişkin kanunların ve idari hükümlerin koordinasyonu hakkında 12 aralık 1977 tarihli Birinci Konsey Direktifi | |
3. | Kredi kurumlarının ihdasına ve faaliyete geçmelerine ilişkin kanunların, yönetmeliklerin ve idari hükümlerin koordinasyonu hakkında ve 77/780/EEC sayılı Direktif’te değişiklikler yapan 15 Aralık 1989 tarihli İkinci Konsey Direktifi | |
4. | Menkul kıymetler alanında yatırım hizmetlerine ilişkin 10 Mayıs 1993 tarihli Konsey Direktifi | |
5. | Mevduat garanti sistemleri hakkında 30 Mayıs 1994 tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi | |
6. | Kredi kurumlarının öz kaynakları hakkında 17 Nisan 1989 tarihli Konsey Direktifi | |
7. | Kredi kurumlarının solvabilite (ödeme gücü) oranları hakkında 18 Aralık 1989 tarihli Konsey Direktifi | |
8. | Kredi kurumları da dahil olmak üzere yatırım şirketlerinin sermaye yeterliliği hakkında 15 Mart 1993 tarihli Konsey Direktifi | |
9. | Kredi kurumlarının konsolide bazda denetlenmesi hakkında 6 Nisan 1992 tarihli Konsey Direktifi | |
10. | Kredi kurumlarının geniş riziko sahalarının izlenmesi ve denetlenmesi hakkında 21 Aralık 1992 tarihli Konsey Direktifi | |
11. | Bankaların ve diğer finans kurumlarının yıllık hesapları ve konsolide hesapları hakkında 8 Aralık 1986 tarihli Konsey Direktifi | |
12. | Ödeme sistemlerine ve özellikle kart sahibi ile kart tedarikçisi kurum arasındaki ilişkiye ilişkin 17 Kasım 1988 tarihli Komisyon Tavsiyesi | |
13. | Sınır-ötesi kredi transferlerine ilişkin 27 Ocak 1997 tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi | |
14. | Üye Devletlerin tüketici kredisine ilişkin kanunlarının, yönetmeliklerinin ve idari hükümlerinin uyumlu hale getirilmesine yönelik 22 Aralık 1986 tarihli Konsey Direktifi | |
15. | Konsolide Hesap Defteri Hakkında 13 Haziran 1983 tarihli Konsey Direktifi | |
16. | Elektronik Ödemeye İlişkin Bir Avrupa İşletme kodu hakkında 8 Aralık 1987 Tarihli Konsey Tavsiyesi | |
17. | Yıllık muhasebe belgelerinin yayınlanması ile ilgili olarak 13 Şubat 1989 tarihli Konsey Direktifi | |
18. | Sınır-ötesi mali işlemlerle ilgili bankacılık faaliyetlerinin şeffaflığı hakkında Komisyon Önerisi | |
19. | Finansal sistemin para aklama amacıyla kullanılmasının önlenmesine ilişkin 10 Haziran 1991 tarihli Konsey Direktifi | |
20. | Kredi Kurumlarının Faaliyetlerinin Yürütülmesi ve Takibine İlişkin 20 Mart 2000 Tarihli Konsey Direktifi | |
21. | Kredi Kurumlarının Faaliyetlerinin Yürütülmesi Ve Takibine İlişkin 2000/12/Ec Sayılı Yönergede Yapılan Değişikliklere Dair 18 Eylül 2000 Tarih Ve 2000/28/Ec Sayılı Avrupa Parlamentosu Ve Konsey Yönergesi |
AVRUPA TOPLULUĞUNUN FİNANS
SEKTÖRÜNDEKİ DÜZENLEMELERİ VE TÜRK FİNANS SEKTÖRÜ
AVRUPA BİRLİĞİNDE FİNANSAL SİSTEMLE İLGİLİ İKİ ÖNEMLİ GELİŞME OLMUŞTUR
1.FİNANSAL HİZMETLERİN ENTEGRASYONU
Bankacılık piyasasının yanı sıra menkul kıymetler ve sigorta hizmetleri için tek bir pazarın oluşturulması.
2.AVRUPA PARA BİRLİĞİ (APB)
AB BANKACILIK KANUNU’NU OLUŞTURAN DİREKTİFLER 5 AYRI BAŞLIK ALTINDA TOPLANABİLİR
1.TEMEL BANKACILIK MEVZUATI
2.BANKA GÜVENLİK ÇEMBERİ
3.MUHASEBE İLE İLGİLİ KURALLAR
4.TÜKETİCİNİN KORUNMASINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER
5.KARA PARANIN AKLANMASI
0 yorum:
Yorum Gönder