Finans Nedir

FİNANSIN TANIMI,KAPSAMI,ARAÇLARI

Finansın Tanımı ve Kapsamı

FİNANS : İhtiyaç duyulan fonların uygun şartlarda sağlanması ve etkin bir şekilde kullanılmasıyla ilgili faaliyetlerdir.

FON : Finansmanın en genel aracıdır,nakit,vadesiz mevduat,nakde çevrilerbilir değerler ve gerektiğinde para gibi görev yapabilecek çeşitli unsurları kapsar.

3 Adet Finans Yönetimi Yaklaşımı:

1)Yalnız nakit parayla ilgilenir. >>Niteliği çok geniş kapsamlı

2)İşletmede kullanılan fonların sağlanması ve idare edilmesidir.

3)Finansal Yönetim,işletmenin tüm yönetiminin bölünmez bir parçasıdır. 1







Finans ve Finansal Yönetim

Diğer disiplinler île kıyaslandığında modern finans kısa bir tarihe sahiptir ve 1950 lerde önem kazanmaya başlamıştır. 1950 ' lerden itibaren finans esas itibariyle finansal piyasalara ilişkin faaliyetlerde doğan özel bir sorunlar gurubu ü/erinde yoğunlaşan ayrı bir disiplin olarak iktisattan ayrılmış ve gelişmeye başlamıştır.

Hsas itibariyle iki tür piyasa vardır; finansal piyasalar ve reci mal piyasaları.Reel varlık alım, buğday gibi fiziki varlığı ulan bir maldır. Finansal varlık ise, tahvil gibi nakil ödemeleri seklinde müstakbel yararlar vadeden bir maldır. Finansal piyasalar, fi-nansal varlıkların alıp satıldığı piyasalardır. Menkul kıymet borsaları pay senetlerinin alınıp satıldığı finansal piyasaların bir örneğidir. ;



Finansın diğer disiplinler ile, örneğin iktisat ve muhasebe ile çok yakın bağları vardır. Örneğin iktisat, emek ve sermaye gibi kıt kaynaklara tahsisine ilişkin genel sorun ile ilgilenirken fınans yalnızca iktisadın özel bir alanını oluşturan kıt finansal kaynakların tahsisi ile uğraşır. Finansal yöneticinin karşılaştığı kararlar firmanın muhasebe sisteminin sağlaması gereken bilgiyi gerektirir. Ancak, bilgi her /aman uygun biçimde değildir ve bu nedenle finansal yönelici muhasebecinin verdiği raporları yoriiinlayabilmelidir.

İş yapabilmek için paraya ihtiyaç vardır. Yani günlük hayatımıza girmiş bir deyimle,

işi FİNANSE etmek gerekir,

Para, iş sahibinin kendisi tarafından işe konabileceği gibi,

Çeşitli şekillerde borç olarak da sağlanabilir.



Bol parası bulunan bir işadamı için işi finanse etmek zor bir sorun değildir; lüzumlu parayı kolayca işine yatırabilir. Fakat işadamının amacı işin finanse edilmesi, yani lüzumlu paranın sağlanması değildir. Amaç para kazanmak, kâr elde etmektir veya daha bilimsel ve gerçeğe uygun bir deyim kullanılır ise amaç, işletmenin varlıklarının değerini maksimum düzeye çıkarmaktır.

Bir Disiplin Olarak Finansa Genel Bakış

Bir disiplin olarak finansın üç ayrı alı bölümü vardır. Birincisi şirketlerin finansal yönetimine ilişkin olanıdır. Buradaki temel sorun fonların nasıl elde edileceği ve nasıl kullanılacağıdır. Finansın ikinci kesimi finansal piyasalar ve finansal kurumlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Üçüncüsü ise yatırımlar ile ilgilenir.

Reel varlık alım, buğday gibi fiziki varlığı ulan bir maldır. Finansal varlık ise, tahvil gibi nakil ödemeleri seklinde müstakbel yararlar vadeden bir maldır. Finansal piyasalar, fi-nansal varlıkların alıp satıldığı piyasalardır. Menkul kıymet borsaları pay senetlerinin alınıp satıldığı finansal piyasaların bir örneğidir.



Tipik bir şirkette, finansal yönetici finansal piyasalardan fonları sağlar ve bunları reel mallara yatırır. Örneğin bir inşaat şirketinin finansal yöneticisi, bir buldozer almak (reel bir mala yatırım) için borç para alabilir (finansal piyasadaki bir işlem). Finansal kurumlarda ise, finansal yönetici finansal piyasalardan fon sağlar ve bu fonları finansal varlıklara yatırır. Örneğin bir banka finansal yöneticisi, mevduat alır (finansal piyasadan borçlanma) ve bu yeni elde edilmiş fonları ev almak isteyen bir müşterisine kredi olarak verebilir (finansal piyasadaki bir başka işlem). 2

Şirketlerin finansal yönetimine ve finansal kurumlarla piyasaların incelenmesine ek olarak, finans, yatırımları da içermektedir. Bu alan esas itibariyle, en iyi finansal varlıkların veya bunların portföyünün seçimi ile uğraşır ve bir şekilde elde edilmiş fonların tahsisi üzerine yoğunlaşır, insanların bütün parasını bir hisse senedine mi yoksa hisse senetleri ve tahvillerin portföyüne mi yatırması gerektiği gibi konularla uğraşır.

Finansın bu üç alanı birbirini tamamlamaktadır. Finansal yöneticiler bankalar gibi finansal kurumlarla iş yapmak zorunda oldukları gibi, firmanın pay senellerini borsada satmak isteyebilirler de. Bunun anlamı firmanın pay senedini yatırımcılar için çekici yapmak zorunda olmalarıdır. Bu nedenle finansın bir alanı diğerleri ile yakından ilişkilidir. Bu dersimizde şirketlerin finansal yönelimi ile ilgileneceğiz, ancak gerektikçe finansal kurum ve piyasalar ile yatırımlar konusuna da değineceği.

İşletme bir şirket halinde ise varlıkların değerinin maksimum yapılması, bunun toplam hisse senetlerinin değerini maksimum yapmaktır. (Senetlerin maksimuma çıkarılmasının anlamı aşağıda açıklanacaktır.) Varlıkların değerini maksimuma çıkarmak için para veya sermaye zorunlu, fakat yeterli değildir. 3

Değer Yaratmanın Maliyet-Fayda Prensibi

Her gün karar alırız. Bunların herbirisinde seçilen hareket biçiminin değerli olacağı inancı vardır. Genel olarak, bir kararın yararları maliyetini aşarsa değer yaratıldığını söyleyebiliriz. Bu maiiyet-fayda ilkesi herhangi bir rasyonel davranışa uygulanabilir.

Maliyet-fayda ilkesi finansa da uygulanabilir; bir finansal yönelici bir kararın yararlarının onun maliyetini aşması halinde uygular. Örneğin, bir otomobil firması yeni bir model yapmak için yeni bir fabrika yatırımı yaparsa, gelecekteki yararların (satış hasılatının) yeni bir fabrikayı inşa ve işletme maliyetlerini aşacağına inanmalıdır. Bu basil ilke aslında çok güçlüdür ve sıklıkla tekrar edilecektir. Bir kararın yararları maliyetini aştığında bu karar ile bir değer yaratıldığını söyleyeceğiz. Bu nedenle yukarıdaki örnekte, yeni bir otomobil fabrikası inşa etmek kararının firmanın değerini bütün olarak-artıracağı beklenmekledir.

Geniş anlamda konuşursak, finansal değer bir kaç değişkenin etkisi ile yaratılır. Bun-ların en önemlileri şunlardır; nakit akımı, zaman ve risk. Diğer bütün değişkenler sabit iken, bir finansal karar ile sağlanan nakit akımı ne kadar büyük ise karann yalattığı değer o kadar yüksektir. Benzer biçimde, nakit akımları ne kadar erken alınırsa değer o' kadar yüksektir. Nakil akımları ile ilgili risk azaldıkça değerde artar. Uygulamada, değer yaratmaya götüren bu temel değişkenler birbiriyle ilişkilidir. Bu nedenle de bir finansal karar değerlendirilirken; bunlar eş anlı olarak dikkate alınmalıdırlar. Bir değişkeni diğerine göre ön plana çıkarmak potansiyel olarak büyük yanlışlıklara neden olabilir. Örneğin, bu konudaki yaygın bir yanlışlık bir yatırımın daha büyük nakit akımı ürettiği için bir diğerinden daha iyi olduğunun ileriye süıülmesidir. Beklenen nakit akımlarının zamanlaması ve risk durumu dikkate alınmadıkça bunun bir anlamı yoklur.

Firmanın Amaçları

Şimdiye kadar yaptığımı/ açıklamalardan anlaşılacağı gibi firmanın genel amacı değerini azamileştirmektir. Bu ancak, yararlan maliyetlerini aşan kararlan almakla gerçekleştirilebilir. Bu açık olmasına karşın firman değerini maksimize etmenin gerçek anlamı çok açık değildir. Firma için değer yaratmaya götüıecek herhangi bir strateji eş anlı olarak üç ana değişkeni dikkate almak zorundadır;nakit akımı,zaman ve risk. Şirket için değişik potansiyel amaçların istenilirliğini değerlendirirken bunları aklımızda tutmalıyız.

Şimdi firma için olası üç amacı biraz yakından inceleyebiliriz; 4



Hacmi Azamilestirmek

Bazı firmalar küçük iseler etkin bir biçimde faaliyette bulunabilme olanağına sahip değildirler. Örneğin küçük bir firma, en ucuz fiyattan alınmasını sağlayacak yeterince büyük miktarlarda hammadde satmalına olanağına sahip clamayabilir. Ayrıca bazı firmaların etkinsizlikten şikayetçi olacak kadar da büyük oldukları bir başka gerçektir, Örneğin bu tür firmalarda yöneticiler etkin bir biçimde karar almak ve hareket etmek için bilgiyi zamanında elde cdemeyebilirler. Diğer yandan çok hızlı büyüyen firmalar "büyüme sancılarından" zarar görebilir ve başarısızlığa uğranabilirler. Ayrıca halı büyüme aşın riske götürür.



Firmanın hacmini azamileştirmek hedefi, en azından sezgisel olarak değer yaratmanın unsurlarından birisi olan firmanın nakit akımlarını maksimize etmek ile tutarlıdır. Ancak bu hem zaman hem risk unsurlarını dikkate almamaktadır. Bu nedenle kendi babına firmanın hacmini azamileşıirmek şirketlerin ana amacı olamaz.

Muhasebe Kârlarım Azamileştirmek

Muhasebe karları ile kastettiğimiz şey, belirli muhasebe kurallarını izleyerek hazırlanan firmanın gelir tablosunda raporlunun kardır. Ancak muhasebe karları firmanın performansının ve değerinin ekonomik bakımdan her zaman en anlamlı ölçüsü değildir. Özellikle, değer yaratmanın en temel unsurlarından birisi olan nakit akımı ile aynı şey değildirler. Gerçekte, muhasebe zararı açıklayan bir firma, nakil masrafı olmamasına rağmen, karları düşüren amortisman masrafı yeterince yüksek ise, pozitif bir nakit akımına sahip olabilir.

Muhasebe karının bir kurallar seline dayanmakla olmasına karşın, nakit akımı fiili nakil tahsilatı ve ödemeleridir. Finansal yönetici muhasebe karlarından ziyade nakit akımları ile ilgilenir. Çünkü, pay sahiplerine lemeitü, işçilere ücret, hammadde satıcılarına bedel ödemek için nakit gereklidir. Karlar genellikle nakit akımlarından farklı olduğu için, muhasebe karını azamileştirmck ve finansal değeri yaratmak için esas olan değişkenlerden birisini dikkale almamakladır.

Muhasebe karlarını azamilcşlirmek amacı diğer yandan değer yaratmanın zaman bo-yulunu da dikkate almamaktadır. Örneğin, hangi dönemin muhasebe kan azami-leştirilecektir ? Kısa-süreli muhasebe karlarını maksimize çimek çoğunlukla firmanın gelecekıeki başarısına zarar vererek gcrçcklcşlirilcbilmckıcdir. Örneğin ilaç firmaları yeni ilaçlar için yoğun bir araştırma ve geliştirme (AR-GE) harcaması yaparlar. Bu alanda faaliycl gösicren bir firma AR-GE harcamalarını önemli ölçüde azallarak bu yılın muhasebe karını artırabilir, ancak bu firmanın gelecekteki gelişmesine ve satışlarına zarar verir.

Bunların yanısıra muhasebe karını azamilcşlirmek uygun bir hedef değildir, çünkü değer yaratmanın üçüncü unsuru olan riski dikkale almamakladır. Her dönemde, yönetici, farklı risk düzeyleri olan farklı projelerle karşılaşır. Çoğunluk durumlarda da, en yüksek beklenen muhasebe karı olan projeler en büyük riske sahiptir. Daha sonra göreceğimiz gibi yüksek kar ile yüksek risk birlikle gilmc eğilimindedir. Eğer yalnızca beklenen muhasebe karını azamilcşlirmek islersek, en riskli projeleri seçeriz. Daha yüksek risk ise daha düşük bir firma değerine götürür. Bu nedenle riski dikkale almadaki yetersizlik, muhasebe karlarını azamileştirme stratejisinin ciddi bir kusurudur.

Hisse Senedi Fiyatını Maksimize Etmek

Firmanın üçüncü olası amacı değer yaratma ile ilgili bulun lemel değişkenleri hesaba kalmakladır. Bu nedenle, şirket pay senedinin fiyatını maksimize etmek amacıyla yönetilmelidir (Sermaye piyasasının gelişmediği ve küçük pay sahipliğinin yaygın olmadığı bir durum için isterseniz buna firmanın değerini maksimize etmek diyelim). Bu pay sahiplerinin servetini maksimize eımekle eş anlamlıdır.

Yatırımcılar esas iıibariyle firma tarafından yaratılan nakit akımları ile ilgilenirler. Eğer onlar firmanın gelecekte-önemli ölçüde nakit akımı yaratacağına inanırlarsa daha büyük miktarda pay senedi almak isterler, böylece pay senedinin fiyatı da yükselir. Eğer nakit akımı geç olmaktan çok, erken elde edilirse de pay senedinin fiyutı yüksçlir. Çünkü, bugünkü bir lira yarınki bir liradan daha büyük bir değere sahiptir. Bu nedenle pay senedi fiyatının maksimize edilmesi amacı, değer yaratmanın zarnan unusurunu du dikkate almaktadır. Ayrıca riski de dikkate alır. Yatırımcılar beklenen geliri için fir-manın stratejisinin çok riskli olduğunu düşünüyorlarsa, yatırımcılar pay senetlerini satacaklar ve pay senedinin fiyalı düşecektir.

Dersimizin sonraki bölümlerinde pay sahibinin servetini maksimize etmeyi esas alıyoruz. Bu pay senedi fiyatını maksimize etme ile eş anlamldır. Bu firma için uygun . bir amaçtır, çünkü finansal değer yaratmanın bütün unsurlarını, yani nakit akımı, zaman ve riski birleştirmekledir

Firmanın Finans Fonksiyonu

Bu derste finansal yönetici terimini, bir şirketin önemli bir yatırım veya finanslama kararından sorumlu herhangi bir kişiyi ifade etmek üzere kullanacağız. Çok küçük firma lar ayrık lutulursa bu dersde tartışılan bütün kararlardan sorumlu olan tek bir kişi değildir. Sorumluluk firma içinde dağılmıştır. Yukarı yönetim kuşkusuz sürekli olarak finansal kararlarla uğraşır. Yeni bir üretim aracını dizayn eden mühendis de bu işle-uğraşır; dizayn firmanın sahip olacağı reel varlığın çeşidini belirler. Reklam yöneticisi de işini yaparken önemli yatırım kararlan alır. Önemli bir reklam kampanyası gerçekte maddi olmayan varlıklara yapılan bir yatırımdır. Eğer potansiyel müşterileriniz ürününüzden haberdurlursu ve onu alına konusunda ikna olmuşlarsa gelecekteki satış ve kazançlarla geriye ödenecek bir varlığa sahipsiniz demektir.

Ancak, finans konusunda ihtisaslaşmış yöneticiler vardır. Hazine yöneticisi (treasu-rer) genellikle finansmanı sağlamak, firmanın nakil hesabıyla bankalar ve diğer mali ku-rumlarla ilişkilerini yönelmekle en doğrudan sorumlu kişidir. Hazine yönelicisinin tipik sorumlulukları Tablo 1.1'in sol tarafında sıralanmıştır.

Küçük firmalarda hazine yöneticisi muhtemelen lek mali yöneticidir. Ancak daha büyük şirketlerde genellikle bir kontrolör de vardır. Tablo l.1in sağ tarafında tipik kont-rolör sorumlulukları sıralanmıştır. Bu iki iş arasında kavramsal farklılık vardır.



Hazine yöneticisinin birincil görevi emanetçiliktir; yani firmanın sermayesini sağlar ve yönetir. Buna karşılık kontrolörün birincil görevi kullanılan paranın etkin bir biçimde kullanılıp kullanılmadığını murakabe etmektir. Kontrolör bülçclcme, muhasebe ve denetimi yönetir.

Büyük firmalar genellikle hem ha/ine yöneticisinin hem de kontrolörün çalışmasını yönetmek ve baş (inansal yönetici olarak görev yapmak üzere bir mali işler genci müdür yardımcısı atarlar. Buna ilave olarak mali işler genel müdür yardımcısı yoğun bir biçimde mali politikanın tayini ve planlama ile uğraşır ve dar anlamda mali konuların ötesinde genel yönetim sorumlulukları vardır.

Türkiye'deki uygulama çeşitli ö/ellikler göstermektedir. Ülkemi/de şirketlerin büyüklük ve küçüklüğü yumsıru genelde kapalı aile şirketleri olması da yönetimsel yapılarını ve organizasyonlarını belirleyici bir etken olmuştur. Terim olarak ülkemizde Hazine Yöneticisi yerine Finansman Müdürü, kontrolör yerine ise Muhasebe Müdürü deyimleri kullanılmaktadır. Küçük şirketlerde bu iki işlev genel olarak aynı kişinin sorumluluğunda ve bölümde yerine getirilmektedir. Büyük şirketlerde özellikle yabancı sermayeli şirketler ile kamu iktisadi teşebbüslerinde bu iki işlev ayrılmıştır. Ancak büyük şirketlerde de genel uygulama bu iki bölümün genel müdür yardımcısı düzeyinde aynı kişiye bağlı olması şeklindedir. Diğer yandan ülkemizde sermaye piyasası araçlarına (halka bono ve tahvil gibi borçlanma senetleri ve pay senedi ar/ı) başvuran şirketlerin sayıca azlığı ve bu araçların kullanma yoğunluğunun düşük oluju da bu örgütlenmeyi etkilemektedir. Ayrıca hankalar,sigorta şirketleri gibi mali kurumların örgütlenme tarzı da sanayi ve ticaret şirketlerine kıyasla değişik özellikler göstermektedir.

Önemli sermeye yatırım projeleri ürün geliştirilmesi, üretim ve pazarlama planlan ile öylesine yakından ilişkilidir ki, bu alanlardaki yöneticilerin kaçınılmaz bir biçimde projelerin planlanması ve analizine katılmaları gerekir. Eğer firmanın planla-

ma konusunda ihtisaslaşmış personeli varsa doğal olarak yatırım hütçelemesi jle bunlar ilgilenirler. Genellikle finansman müdürü, muhasebe müdürü veya mali isler genel müdür yardımcısı yatırım bütçelemesi sürecini organize etmek ve denetlemek-le sorumludur.

Bir çok finansal konuların önemi yüzünden nihai karar, yasalar veya gelenek nedeniyle yönelim kuruluna kalır. Bu konuda her ülkenin kendine özgü düzenlemeleri vardır.Bir çok karar ülkede yürürlükte olan yasal düzenleme çerçevesinde yönetim kuruluna bırakılmıştır. Ayrıca şirket, özellikle anonim şirket, şeklindeki örgütlenmelerde , şirketin anasözleşmesi yönetim kurulunun yetki ve görevlerini belirleyici bir diğer un-surdur. Gerçekten de bazı önemli yatırım kararları ve finansal boyutu olan diğer kararlar için yönetim kurulunun karar alması gereği olabilir.

Finansmanın İşletmedeki yeri ve önemi

İşletme yönetimi ve iktisadı bilgisinin konusu, işadamına kâr temini için yardımcı olmaktır. Kârı artırmak çeşitli biçimlerde mümkün olabilir.

ÖR:Örneğin ucuz, yani düşük maliyetlerle üretim yapmak, fazla satmak, işte çalışan personelin istekle çalışmasını sağlamak vb. işadamına kârı artırma olanaklarını verir. Kârı artırmak için var olan çeşitli olanakların her biri işletme iktisadı ve yönetimi bilgisine giren çeşitli dalların konusunu oluşturur. Nitekim,

1-ucuz üretim yapabilmek üretim yönetimi,

2-fazla miktarda ve az masrafla satış yapmak pazarlama,

3- işletme personelinin istekli çalışmasını sağlamak, personel yönetimi bilgilerinin konusunu oluşturur.

Önce, işe başlamak için paraya ihtiyaç vardır. Paranın en ucuz ve kolay bir şekilde nasıl sağlanacağı, finansman bilgisinin araştırdığı ilk problemdir.

Para, işletmenin öz sermayesi olabileceği gibi borcu da olabilir.

Öz sermayeyi daima işletmenin sahibi bankasından alarak işe koymaz. Sermaye ister Öz sermaye, ister borç olsun, bunun temin edilebileceği çeşitli kurumlar ve imkânlar vardır. Bunlar arasından en ucuz ve en uygun bulunanı seçilir. Para temin edilince, acaba ne şekilde kullanıldığı takdirde en fazla kâr elde edilecektir?

ÖR:Örneğin şu veya bu şekilde sağlanan para ile mağazamızda fazla miktarda çeşit saklayabiliriz veya bu parayı veresiye satışlarımızı artırmak üzere kullanabiliriz. Acaba bu iki hareket tarzının hangisi işimiz için daha kârlıdır?



ÖR: Mevcut paramızla bir yünlü veya pamuklu kumaş fabrikası kurabiliri/. Acaba bu iki hareket tar/. ının hangisi daha kârlıdır? işte finansman bilgisi bu çeşit soruların iyi bir şekilde cevaplandırılması için işadamına faydalı olacak ilke ve aletlerden oluşur.

Kân artıran diğer bir etken, işadamının mümkün olduğu kadar fazla borçlannıa-sıdır. Makul faiz ödemek suretiyle ne kadar fazla borçlanmak mümkün olursa, kâr da o kadar artar. Zira, genellikle faiz oranları, işle kullanılan sermayenin gelirinden daha küçüktür. Finansman bilgisi kimden ve nasıl borç para alınabileceği hususunda işadamına yardımcı olur. Fazla borç almak kârlılığı artırmakla beraber, işin tehlikesini de artırmaktadır. Zira, her borcun bir vadesi vardır ve vadesinde ödenmelidir. Finansman bilgisi işadamına borçları vadesinde ödemek şanıyla borçlanma olanaklarını göstermek bakımından yardımcı olur.



Finansman bilgisi paranın hangi yollardan temin edilebileceğini göstermekle kalmaz, bu çeşit yollar ile işletmenin ihtiyaçları arasında nasıl bir uyumun mümkün olabileceğini gösterir. 5







1 MUCUK İsmet,”Modern İşletmecilik”,Türmen Yayınları İstanbul 2000

2 MUCUK,İsmet,”Modern İşletmecilik”, (Türkmen Yayınları, İstanbul 2000)

3 KOLB Robert W.,RODRİGEZ Richardo J.,”Financal Management”,(Sermaye Piyasası Kurulu,1996)4 TOSUN Kemal,”İşletme Yönetimi”

5 KOLB Robert W.,RODRİGEZ Richardo J.,”Financal Management”, (Sermaye Piyasası Kurulu,1996)



FON SAĞLANMASI

Finansman Şekillerine Karar Verirken

İşiniz İçin Finansmanın Önemi

Bazı girişimciler, bir işe başlamayı sadece hayal eder, bazıları ise bu hayallerini gerçekleştirmeye çalışır. Bu hayalleri gerçekleştirme yönünde çaba göstermeye karar verdiğinizde, bu işe başlamak veya geliştirmek için nereden ve nasıl fon sağlanacağını öğrenmek gerekir. Sağlanacak finansman miktarı, işin çeşidine göre 100 dolar kadar küçük veya 1 milyar dolardan fazla olabilir.

Bu rehber, işinizi başarıya götürmek için işinizin ihtiyacı olan sermayeyi nasıl, ne zaman elde edeceğinizi ve nerede koruyacağınıza dair ve işinizi olabilecek en kârlı şekilde nasıl finanse edeceğinize dair basamaklı bir yol gösterecektir. enm.blogcu.com.Nasıl ve nereye başvuracağınızı bildiğiniz takdirde, işinizin ihtiyacı olan parayı elde etme olasılığınız her zaman olacaktır.

Bir işe başlamak ya da geliştirmek üzere finansman sağlayanlar

Siz, finansman sağlayabilirsiniz. Geçerliliği olan her iş, nereye bakacağınızı bildiğiniz takdirde, fonlanabilir. Eğer işiniz başarıya ulaşırsa, işte payı olan her birey kazanacaktır. İşiniz, yeni istihdam yaratır ve ülkenize yeni bir ürün veya hizmet kazandırır.

Bu sebeplerden dolayı, işiniz kâr ettiği müddetçe şahıslar ve kuruluşlar işinize yatırım yapmayı arzu edecektir.

Para İhtiyacı

Her iş farklı olsa da, bazı anahtar faktörleri dikkate alarak, işinizin ne kadar maddi desteğe ihtiyacı olduğu konusunda geçerli bir fikriniz olabilir.

§ Sahip olduğunuz iş, üretim mi yapıyor, yoksa hizmet mi sağlıyor?

Hizmet sektöründe iş yapmakta olan işletmelerin hammadde ve alet, teçhizat maliyetleri az olacağı için daha az maddi desteğe ihtiyacı olacaktır. Tam tersine imalat sektöründeki işletmelerin ise, finansman talep ederken, kullanacakları hammadde, makine teçhizat maliyetlerini ve harcamalarını dikkate almaları gerekecektir.







§ İşgücü İstihdam Edilecek mi?

Başlangıçta, iş sahibi, kendi emeğini kullandığı takdirde, maliyetlerini düşürmüş olur, ancak iş geliştikçe günlük olarak işleri yürütecek personel istihdam etmek gerekecektir.



§ İşinizi kurarken şahsi sermayenizi koydunuz mu?

Tüm işletmeciler, sizin de o işe katılırken sermaye koymanızı tercih edeler. İşe, kişilerin herhangi bir fon veya kredi ödünç almadan şahsi sermayeleriyle ortak olmasına, “equity” denir. Ancak en az %25 oranında sermaye koymayı gerektirir. Equity’nin miktarı, yönetim becerisi ve maddi teminat gösterebilme ile de belirlenir.

İlk 1,2 yıl, yeni iş kuran işletmelerin kâra geçmesi pek beklenmemelidir. İlk 6 ay için kişisel ve şirketin giderlerini karşılayabilmek ve zarar etmemek, iyi bir stratejidir.

§ Harcamaları önceden tahmin etmek

Tipik harcamalarınızı tespit etmek üzere bir liste veriliyor.

§ Finansal ihtiyaçlarınızı tespit etmek

Firmayı riske atmamak için, önceden firmanın mali durumunu gerçekçi olarak tespit etmek gerekir. Muhasebeci ya da hesap uzmanınız aracılığıyla aylık olarak nakit akış çizelgesini ilk yıl için hazırlamanız gerekir.

FONLAMA ŞEKİLLERİ

Borçlanma mı, yoksa sermaye koyma mı?

İşinizi ne şekilde finanse edeceğinize karar verirken:

- Yeni işinizin ne kadarını rahatlıkla kontrol edebilirsiniz?

- Borçlanma ve sermaye ile finansman sağlayacak kişiler, işle ilgili hangi faktörlerle ilgilenmektedirler?

- Şirketinizi ne oranda kredilendirmek istiyorsunuz? Ya da, ne kadarlık bir devlet yardımı talep ediyorsunuz? (Başlangıç sermayesi ne kadar yüksekse, o kadar yüksek finansman talep edilebilir.)6

Borçlanmayla Finansman

Genellikle, ödenen faiz miktarı, alınan borçtan fazladır. O nedenle uygulanacak faiz oranı dikkate alınmalıdır.

Faiz Oranı ve Risk

Faiz oranı, yatırımcının size ödünç para verirken üstlendiği riskin düzeyini göstermektedir. Yatırımcı, kendini risk altında hissetmezse, daha az faiz talep eder. Risk arttıkça faiz artar. Ödeme gücü arttıkça, faiz düşer. Yeni bir iş için talep edilen faiz oranı, daha yüksek olacaktır.

Borç Verenlerin Aradığı Şartlar

Borç veren taraf, şu sorulara verilen cevapları değerlendirerek, değerlendirme yapacaktır:

- Geri ödeme kabiliyetine dair, şu anda mevcut olan bir işe yönelik bir kazanç ya da yeni bir işe yönelik elde edilen kâr şeklinde bir teminat gösterilebilecek mi?

- İşi yönetmeye yönelik yeterli yönetim tecrübesine sahip misiniz?

- Yeterli başlangıç sermayesine sahip misiniz? Ödünç para veren taraflarca, bir darbenin hızını kesecek olan sermaye, mal varlığı, maddi teminat, ... vs, başlangıç sermayesi olarak kabul edilir.

- Makul bir maddi teminata (menkul kıymet, ikamet edilir mal varlığı) sahip misiniz?

Borçlanmayla Finansmanın Avantajları

Borçlanmayla finansman;

Şirketin kontrolünü kaybetmemenizi sağlar.

Bu şekilde kârı paylaşmanız gerekmez;

Karar mekanizmasını elinizde tutmuş olursunuz.

Borç alma yönteminde, ödünç aldığınız parayı ödedikten sonra, ödünç veren kişinin, işiniz üzerinde herhangi bir alacağı kalmayacaktır.

Borçlanmayla Finansmanın Dezavantajları

Borçlanmayla finansmanın ;

En büyük dezavantajı, her ay belli miktarda ödeme yapmak gerekmesidir.

Ayrıca, harcamalarınız, tahmin ettiğinizden fazla olabilir. Buna rağmen ödemelerinizi zamanında yapmanız gerekir. Aksi takdirde ek faiz uygulaması, kredi notunuzun düşmesi, ... gibi bazı yaptırımlara maruz kalırsınız.

Borçlanmanın başka bir güçlüğü, borç almanın kolay olmamasıdır. Ödünç para veren kurum ve kuruluşlar itibarlı ya da kendini ispat etmiş işletmeleri tercih edebilir veya size yüksek faiz önerebilirler.



Sermaye Koyarak Finansman

Bu şekilde, işletmenizdeki payınızın bir kısmını satarak finansman elde etmeniz söz konusudur. Sermayenize ortak olan kişi, sizin iş ortağınız olur ve işletme yönetiminde de kendi payı oranında söz sahibi olur. Örneğin, sermaye koyarak finansmanın bir şekli olan hisse senetlerinin satışı şu şekilde işlemektedir:

1) Yaptığınız analizden, işinizin, mevcut olandan daha fazla maddi kaynağa ihtiyacı olduğunu tespit etmiş olmalısınız;

2) Finansal opsiyonları dikkate alarak borç almak yerine hisselerinizden satmayı tercih etmiş olmanız gerekir;

3) Bir grup hisse senedi satışı önerisi düzenlersiniz. Bu, karışık bir yöntem olabilir. Çünkü işinizin devamı için bazı yasal ve raporlama yaptırımlarına uymanız gerekir. Hisselerinizin payları satıldıktan sonra, yatırımcılar, başkalarına devredecekleri veya gelecekte satacakları paylara sahip olurlar.

Sermaye Sahipleri İçin Önemli Hususlar

Sermaye sahipleri, işinize ortak olmaları sebebiyle, işletmenin uzun dönemli başarısı ve gelecek kârları ile ilgilidirler.

Sermaye sahipleri, şirketteki paylarını tekrar diğer yatırımcılara satabilirler. Sermayedarlar, borç alan yatırımcılara oranla riskle daha büyük oranda karşı karşıya kalırlar. Bu demektir ki, işiniz zarardaysa, sermayedarlar, borç aldıkları döneme oranla daha fazla para kaybedebilirler. Çünkü şirketten alacaklı kişiler, sermayedarlardan daha önce paralarını alma hakkına sahiptirler. Aynı şekilde, daha fazla risk almalarından dolayı, şirket kârdayken, şirketten alacaklı kişilere göre kârdan daha fazla pay alırlar.

Sermaye Koyarak Finansman Sağlamanın Avantajları

Sermaye ile finansmanda, kişilerin sermayelerini koyarak yaptıkları yatırımı tekrar geri ödemezsiniz.

Sermaye hissedarı olarak, işinizi başarıya götürmek üzere ortaya atacağınız fikirlerin, ya da uygulamaların borç olan yatırımcılara göre, daha fazla yaptırım gücü olacaktır. Ayrıca sermaye hissedarları, kendi payları olması sebebiyle, işin gelişmesi yönünde olumlu çaba gösterecektir.

Sermaye Koyarak Finansmanın Dezavantajları

İşinize sermayedar ortaklar almak, işinizi tek başınıza kontrol etmenizi engeller.

Ayrıca, sermaye koyarak finanse edilmiş bir işletme, karmaşık ve dışardan muhasebeci ve danışmanlara danışılmasına ihtiyaç gösterecektir.7

Kısa Vadeli Finansman

İşletmede normal bir şekilde yürütülen çalışmalar çerçevesinde,sürekli olarak işletmeye fon giriş ve çıkışları sözkonusudur.Böylece tüm faaliyetleri kapsayan bir "nakdi sermaye >üretim faktörleri > yarı mamül > mamül > nakit" şekşindeki dönüşüm mevcuttur.Bu devir ,nakit şeklindeki parasal sermaye ile başlayıp nakidin işletmeye dönüşü ile son bulur.İşte bu olağan işletme faaliyetlerinin yürütülmesinde,çalışma sermayesi önemli bir rol oynar. Büyük bir değişkenlik gösteren fon ihtiyacı, kısa süreli finansmanla sağlanacak fonlarla karşılanır. Kısa vadeli finansman, kısaca, bir yıla kadar vadeli borç sağlanması olarak tanımlanabilir.

Uzun Vadeli Finansman

İşletmenin makine, teçhizat, arsa, bina gibi duran varlıklarının öz sermaye ile veya uzun vadeli kredilerle finanse edilmesi gerekir, işletmenin kuruluşu ve işleyişi sırasında, uzun vadeli finansmana, kısa vadeli finansmana göre daha seyrek olarak başvurulur.

Sermaye şirketlerinde ve özellikle anonim şirketlerde uzun süreli fon ihtiyacı, mevcut öz sermaye yanında, uzun vadeli finansman yolu olarak "hisse senedi " ve "tahvil" çıkarmak suretiyle karşılanır.Diğer hukuki işletmeler bunu yapamazlar.

Hisse senedi sahibine şirkette bir pay verir;ona sahip olan,hissenin büyüklüğü oranında şirketin geliri ve varlıkları üzerinde hak sahibi olduğu gibi şirketi denetim yetkisine de sahip olur.

Tahvil çıkarma yolu ise,kişileri şirkette hisse sahibi yapmadan ,satın aldıkları tahviller için ödedikleri paralara karşılık önceden belirlenmiş oranda faiz ödeme taahhüdü ile uzun vadeli finansman sağlanır.8

FONLARIN KULLANIMI

1- Uzun süreli yatırım analizi,

2- Çalışma sermayesi yönetimi,

3- Fonların kaynak ve maliyeti,

4- Sermaye yapısının belirlenmesi,

5- Dividant politikaları,

6- Risk ve gelirinin analizi,

7- Finansman (mali tablolar) analizi,



Şimdi bu konuların her birini kısaca açıklayalım.

Uzun süreli yatırım analizi:(Duran Varlık Yatırımları) İşletme finansmanı biliminin konularından biri sermayeyi ileride (genellikle bir yıldan fazla dönemde, bu 5. 10, 20 vb. yıl olabilir) gelir getirecek varlıklara bağlama olayıdır, İşletme fonlarının çeşitli yatırımlar arasında nasıl bölüneceği veya diğer bir deyim ile ne gibi yatırımlar yapılacağı finansman biliminin önemli konularından biridir. Son yıllarda hızla gelişen sermaye yatırımlarının planlanması ile ilgili tekniklerin önemine özellikle değinmekte fayda vardır. Her yatırımın beklenen getirişinin hesaplanması yatırım kararlarında en önemli etkenlerden biri olmaktadır. Aynı biçimde eski yatırımların ekonomik bakımdan değerlendirilmesi, bunların yerine ne gibi yatırımların geçirileceği önemli bir araştırma konusudur. İşletmenin sahip olduğu fonların çeşitli yatırımlar arasında bölünmesi, bunlann birbirini tamamlaması soruna önemli bir boyut getirmektedir.

Çalışma sermayesi yönetimi: Her işletme faaliyetini sürdürebilmek için kendisine uzun süre gelir getirecek sermaye yatırımları yanında nakit, alacaklar ve stoklar gibi kısa sürede şekil değiştiren, diğer bir deyim ile eskisi gidip yenisi gelen aktiflere, varlıklara sahip olacaktır. Bunlar sabit sermaye yatırımlarına eşlik yapacaktır. Yani işletmenin en verimli bir biçimde çalışmasına olanak verebilecek yatırımların nasıl yönetilebileceği, işletmenin sabit sermayesi dışındaki diğer yatırımlarının (Buna, işletme sermayesi diyeceğiz) çeşitli kalemler arasında nasıl bölüneceği, her birinin Özel sorunları bu bölümün konusunu oluşturur, işletme sermayesinin nasıl finanse edileceği, yani bunlara bağlanan paraların hangi kaynaklardan sağlanması gerektiği, bu kaynakların sağlandığı pazarlar keza bu bölümde araştırılır. Çeşitli fi-nans yöntemlerinin (özellikle kısa vadeli borçlanmaların) işletmenin kısa vadedeki ödeme durumu ile kârlılık faaliyetine etkisi burada çok büyük önem kazanır.

Bu arada en önemli konu işletmenin faaliyetine zarar vermeksizin ödemelerini za-manında yapma amacı ile para sağlanması, bulundurması yani nakit yönetimidir.

Fonların kaynak ve maliyeti: İşletme, faaliyetini yürütebilmek için serma

yeye veya fonlara ihtiyaç duyar. Bunlar bizzat işletmenin sahipleri tarafından (öz sermaye) sağlanabileceği gibi dış kaynaklardan, bankalardan, müşterilerden, işletmeye mal satanlardan, sermaye piyasalarından sağlanabilir. Bu çeşitli fon kaynaklarının nerelerde olduğu, bunların nasıl sağlanacağı, bunların maliyeti işletme finansmanı bilgisinin araştırma konularından biridir.

Sermaye yapısının belirlenmesi: Yukarıdaki açıklamalarımız gösteriyor ki, işletmenin öz sermayesi ve yabancı sermayesi vardın Bir işletmenin öz sermayesi ile yabancı sermayesi arasındaki katığa sermaye yapısı denir. Bu katığın şu veya bu düzeyde olmasının işletmenin kârlılığı, fonlarının maliyet ve başarısı bakımından son derecede anlamlı sonuçları vardır. Bu nedenle en iyi sermaye yapısı seçmekte sayısız yararlar olacaktır.

Dividant politikaları: İşletmeler kazandıkları paraların, kârların hepsini, daha fazlasını veya azını sahiplere ödeyebilir. İşletmeler anonim şirketler halindeyse (ki finansman biliminin incelediği şirketlerin çoğu böyledir) sahiplere Ödeme divi-dant şeklinde (yani her yıl kararlaştırılan miktarda bir ödeme) olur. İşletmelerin ortaklarına ödedikleri paraların az veya çok olmasının bunlann pazardaki değerleri üzerinde önemli etkileri vardır. Pazardaki değerinden maksat, toplam hisse senetlerinin pazarda kaça alınıp kuça satılacağıdır, Örneğin, bir şirketin 1. 000 hisse senedi varsa ve her biri sermaye piyasalarında 1. 200 TL. ediyorsa, şirketin pazardaki değeri l. 200. 000 TL. 'dir. İşte şirketler dağıttıkları dividantiarla bu miktarı etkiler.

Risk ve gelirinin analizi: Firmanın yapmış olduğu her türlü yatırımların(bunlar alacak, stok gibi kısa vadeli yatırımlar olabileceği gibi uzun yıllar hizmet verecek bina veya makine yatırımları olabilir) beklenen gelirleri yanında riski de vardır. Risk ile beklenen gelirlerin gerçekleşmeme ihtimali kastolunuyor. Bütün işletme kararları geleceğe yönelik kararlardır. Bu bakımdan bütün işletme kararlarında risk vardır. Riskin ne olduğu, bunun ölçülmesi finansman biliminin en önemli konulan arasındadır. Bilinmektedir ki, risk ile geliri (kazanç) arasında doğrusal bir ilişki vardır. Yani risk azaldıkça geliri azalmakta, geliri arttıkça risk çoğalmaktadır. Bu ilişkinin belirlenmesi (yani ne miktar riskin ne miklar getiri artırdığı) keza işletme finansmanı biliminin araştırma konuları arasındadır. Riskler anlaşılınca bunlann en düşük düzeye indirilebilmesi amacı ile alınabilecek önlemlerin araştırılması keza finansman bilgisine girer.

Finansman (malî tablolar) analizi:İşletmelerin mali gücünün saptanması ve uygulanmakta olan finansman yöntemlerinin ne ölçüde başarılı bulunduğunun belirlenmesi için, işletmelerin mali tablolarının (bilançolar, gelir tabloları, bütçeler) analiz edilmesi yararlıdır. Yıllardan beri muhasebe bilginleri ile birlikte finansman bilginleri çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. 9



Son yıllarda finans bilginlerinin üzerinde durduğu sorunların en önemlileri aşağıda sıralanmıştır. .



1- Etkin pazarlar teorisi. Spekülatif sermaye pazarlarında zaman içinde fiyat değişikliklerinin analizi.

2- Portföy teorisi. Çeşitli finans varlıklarından oluşan optimal bir portföyün

analizi.

3- Kapital varlık fiyatlama leorisi-Capiıal asset pricing theory. Belirsizlik ve riskli durumlarda varlıkların fiyatlarının belirlenmesi.

4- Option fiyatlama teorisi. İleride belirli fiyatlarla şanlara göre alınmasına veya alınmamasına karar verilecek varlıkların fiyatlanması olayı.

5- Ajanlık leorisi. Mukaveleye dayanan ilişkilerde çeşitli kişilerin özellikle sahip ve yöneticilerin çıkarlarının çatışması durumunda analizler. 10



6 MUCUK,İsmet,”Modern İşletmecilik”, (Türkmen Yayınları, İstanbul 2000)

7 KOLB Robert W.,RODRİGEZ Richardo J.,”Financal Management”,(Sermaye Piyasası Kurulu,1996)

8 DAFT,R.L. ,”Management,Second Ed.”,(1991)

9 KOLB Robert W.,RODRIGEZ Richardo J.,”Financal Management”(Sermaye Piyasası Kurulu,1996)

10 GÜNÇAVDI Öner,LEVENT Haluk,ÜLENGİN Burç,”IMKB’ye Kayıtlı Firmaların Finansal Yapılarını Etkileyen Faktörler”(İstanbul 1999) 


 FİNANSAL PLANLAMA

Kısa Vadeli Planlama ve Nakit Bütçeleri

Bir yılı aşmayan süreler için hazırlanan işletme bütçelerine kısa vadeli işletme bütçeleri denilmektedir. İşletmelerin kısa süreli fınan man ihtiyaçları, hazırlanan kısa dönemli planlarla çözümlenmektedir. Bu planlar yıllık, üç aylık yapılabildiği gibi, haftalık ve günlük olarak da yapılabilmektedir.

Kısa süreli finansal planlama işlemlerine nakit bütçeleri de denilmektedir. Bu bütçeler yardımıyla işletmenin sadece bir dönemdeki finansman ihtiyacım değil, aynı zamanda o dönem içindeki dağılımını ve dağılıma göre para ihtiyacını göstermektedir.




2 temel amacı vardır:



- Nakit açıklannı_görmek ve ona göre gerekli önlemleri alarak ihtiyacın karşılanmasını sağlamak,

- Nakit fazlalarını görmek ve ona göre verimli yatırım alanlarına yönelmek.



Pazarlama fonksiyonu ile ilgili bütçeler:

- Satış bütçesi

- Satış giderleri bütçesi



Üretim fonksiyonu ile ilgili bütçeler:

- Meteryal bütçesi

- İşgücü bütçesi

- Genel imalat giderleri bütçesi.



Uzun Vadeli Planlama ve Sermaye Bütçelemesi Yöntemleri

Bir yıldan fazla süreler için hazırlanan işletme bütçelerine uzun vadeli işletme bütçeleri denilmektedir, işletmelerin uzun dönemde devamlı kâr elde etmeleri için büyüme amaçlarına uygun olarak satışlar, piyasa durumları, personel, duran varlıklar, yatı-nnı ve finansman unsurlarını esas alan uzun dönemli analize dayanan, uzun vadeli planlar hazırlanmalıdır.Buna sermaye bütçelemesi de diyebiliriz.

Sermaye bütçelemesi,duran varlıklara yapılacak yatırımlarla ilgili teklifler arasında en uygun olanı seçme sürecidir. 11



FİNANSAL ANALİZ

Iyi bir plan finansal yöneticinin basarisinin anahtaridir ve firmanin mvcut durumu bilinerek yapilan plandir.

Firmanin mevcut finansal durumu nasildir? Firma ne gibi potansiyellere sahiptir? Zayifliklari varsa, nerelerden kaynaklanmaktadir? Stoklar satisi karsilayabilecek miktarda midir?Alacaklar kalemi siskin ise bunun nedenleri nelerdir?

Tüm bu sorularin cevaplari firmada yapilacak finansal analizde ortaya çikacaktir.

Isletme yöneticileri karar alma, planlama, denetim islevlerini daha etkin bir sekilde yürütebilmek;

Birikim sahipleri ve ortaklar, isletmenin kârliligi, faaliyet sonuçlari, yatirimin güvenliligi, isletmenin gelecek dönemlere ait kazanma gücü hakkinda açik ve saglam bilgiler alabilmek;

Finansal kurumlar da, kredi talep edenlerin finansal durumlari ile borç ödeme kapasitelerini saptayabilmek için, tablolardan ve bunlarin analiz sonuçlarindan genis ölçüde yararlanmaktadir.

Finansal tablolarda yer alan soyut rakamlardan çok, bu tablolarin analizi ve yorumu, ilgili kisi ve gruplar için daha büyük anlam tasimaktadir.

Türkiye'de finansal tablolar analizine iliskin ilk çalismalarin II. Dünya Savasi öncesinde, Yüksek Denetleme Kurulu'nun Iktisadi Devlet Tesekkülleri'ni denetim çalismalariyla basladigi ve adi geçen kurulun Isviçre'den gelen danismanlara hazirlattigi raporlarin konuyla ilgili ilk verileri olusturdugu anlasilmaktadir. Daha sonra bu kurulun 1960 yilinda yayinlanan Iktisadi Murakabe Rehberi, Bankalar Birligi'nin 1963 yilinda yayinlanan 20 sayili bildirisi, konuyla ilgili uygulamaya etkide bulunmuslardir.

Iktisadi Devlet Tesekkülleri'nde baslayan ilk çalismalarin özel kesime oldukça geç yansidigi görülmektedir. Bunun nedenleri arasinda; Türkiye'deki isletmelerin çogunlukla küçük ve orta büyüklükte olmalari, hesap isleri düzeninin yetersizligi, muhasebenin yalniz vergi açisindan tutulmasinin yeterli oldugu düsüncesi, zorunlu tekdüzen (standart) hesap planinin olmayisi sayilabilir.

Finansal Analiz Türleri

Bundan önceki bölümlerde de değinildiği üzere finansal tablolar analizi, değişik kesim ve çevreler tarafından değişik amaçlarla yapılmaktadır. Bu durumda ortaya çıkan farklı beklentiler, analiz çalışmasını gerek biçim ve gerekse öz olarak çeşitlendirmekte ve değişik finansal analiz türlerinin ortaya çıkışını hazırlamaktadır. Bu finansal a-naliz türleri genel olarak üç temel grupta toplanaktadır.

- Analizi Yapan Kişiye Göre Finansal Analizler,

- Kapsamlarına göre Finansal Analizler,

- Yapılma Amaçlanna Göre Finansal Analizler.

Analizi Yapan Kişiye Göre Finansal Analizler

Bu tür finansal analizler iki grupta açıklanabilmektedirler.

a. İç Analiz

b. Dış Analiz.



İç Analiz: iç analiz, işletme içindeki kişilerce yapılır. Basılı raporlar dışında, işletmede bulunan tüm dokümanlar bu tür finansal analizin yapılmasında kullanılabilir.

Dış Analiz: Dış analiz ise; işletmeye mal satan kuruluşlar, kredi kuruluşlan, hisse senedi ve tahvil sahipleri tarafından yapılır ve bu analizde yalnızca işletmeye ilişkin basılı raporlar kullanılır.

Kapsamlarına Göre Finansal Analizler.

Finansal analizler kapsamlarına göre de ikiye ayrılırlar,

a. Statik Finansal Analizler,

b. Dinamik Finansal Analizler.

Statik Analiz: Belirli bir tarihe veya belirli bir döneme ilişkin finansal tablolardaki kalemler arasında mevcut ilişkilerin miktar yönünden incelenmesi "Statik Analiz" dir

Dinamik Analiz: Dinamik finansal ise, işletmenin birden fazla döneme ilişkin finansal tablolardaki değerlerin kolayca karşılaştınlabilir şekilde incelenmesidir. Bu analiz karşılaştırmalı tablolar, yüzdeler ve trendler gibi analitik tekniklerle yapılır.

Yapılma Amaçlarına Göre Finansal Analizler.

Finansal analizler yapılma amaçlarına göre ise üç'e aynlırlar,

a. Yönetim Analizi

b. Kredi Analizi,

c. Yatırım Analizi.

Yönetim Analizi: Yöneticiler, yönetim analizi ile;

a.İşletmenin etkinliklerinin bir bütün olarak basan derecesini

ölçme,

b. İşletmenin ana ve yan hedeflerine ulaşıp ulaşamadığını belirleme,

c. Hedeflere ulaşılmamışsa nedenlerini araştırma,

d. Geleceğe ilişkin plânlar yapma,

e. Üretilecek mal ve hizmetlerin üretim miktarı ve izlenecek üretim politikası konusunda karar alma, . <

f. Etkinlikleri kontrol etme ve değerlendirme,

g. Yürütmenin her aşamasında doğru ve düzeltici kararlar alma amaçlanmaktadır.

Yönetim analizi ile ulaşılmak istenen sonuç, sağlıklı kararlar alarak verimliliği ve kârlılığı arttırmaktır.

Kredi Analizi: Kredi analizi, işletmenin likidite durumu ve kısa vadeli borçlarını ödeme yeteneğinin saptanması ile ilgilidir. Bu tür analizler çoğunlukla kredi veren kuruluş tarafından yapılır.

Yatırım Analizi:Bir işletrmenin mevcut ve potansiyel hissedarları ile,işletmeye uzun vadeli kaynak sağlayan ya da bunları sağlamayı düşünen bireylerce yapılır.Amacı işletmenin gelecek dönemlere ait kazanma gücünü saptamaktır.12





Finansal Tablolar Analizinin Gereği

Isletme sahipleri koyduklari sermayenin korunup korunmadigi ile yatirimlarinin kârliligini;

Yöneticiler de isletmeyi çesitli yönlerden hangi basari noktasina getirdiklerini ve bundan sonrasi için gelismelerin nasil olacagini görmek isterler.

Kredi kurumlari, satici ve müsteriler, potansiyel yatirimcilar, devlet ve kamu gibi isletme disindan olanlar da kendi çikarlarinin gerektirdigi noktalarda isletmeyi tüm ayrintisiyla tanimak ihtiyacindadir.



Bilanço ve gelir tablosu ise; isletmenin sadece o dönem için mali durumunu ve faaliyet sonuçlarini genel hatlariyla gösterir; onlardan ayrintiyi ve gelismeyi görmek olanaksizdir. Bunun için finansal tablolarin analiz ve yoruma tabi tutulmasi gerekir.

Finansal tablolarin analizi sonucunda :

Muhasebe bilgileri varlik dagilimi ve varliklarin verimli kullanilip kullanilmadigi,

Kaynak dagilimi ve kaynaklardan yararlanilma derecesi,

Kisa ve uzun vadeli borç ödeme gücü,

Ana faaliyet konusundaki ve dönemin kârliligi,

Kaynak kârliligi,

Hisse basina kazanç gibi isletmenin geçmisine, içinde bulundugu döneme ve gelecegine ait pek çok sayida ve konuda yeni bilgiler sekline dönüsmüs olur.

Iste bu yeni bilgiler ilgili taraflarca çesitli finansal kararlarda kullanilir. Bu kararlar ortakliga devam edip etmeme, yeni hisse senedi alip almama, baska isletmelerin sermayesine katilma, is iliskilerine devam edip etmeme, kredi verip vermeme ve benzeri yönlerde olacaktir.

Finansal analiz, isletme yöneticileri açisindan önemli bir araçtir ve asagidaki konularin gerçeklestirilmesinde yönetime büyük kolayliklar saglamaktadir.

• Gelecege yönelik planlar hazirlanmasinda,

• Firma faaliyetlerini denetleme ve degerlendirmede,

• Firmanin amaçlarina ulasip ulasmadigini belirlemede, sayet istenen amaca ulasilmamissa nedenlerini ve niçinlerini arastirmada,

• Firma faaliyetlerinin verimlilik ve basari derecesini ölçmede,

• Üretilecek mal ve hizmetler ile izlenecek fiyat politikasini kararlastirmada,

Finansal Tablolar Analizinin Başarılı Olabilmesi İçin Gerekli Koşullar

Finansal analizin amaci isletmenin finansal durumu ve faaliyet sonuçlarinin dogru yorumlanabilmesidir. Finansal analizden beklenen sonuçlarin alinabilmesi için bazi kosullarin olusmasi gerekir.

Genel Kosullar:

Finansal analizin basarili olmasi; öncelikle finansal tablolarin saglikli bir biçimde hazirlanmasina ve analize temel alinan verilerin, bilgilerin dogru olmasina baglidir. Eger finansal tablolar gerçegi yansitmiyorlarsa, analize temel alinan veriler dogru degilse, hangi tür analiz yöntemi kullanilirsa kullanilsin, saglikli bir analiz ve yorum yapmaya olanak yoktur. Finansal analize temel olacak verilerin dogru ve tam olma niteliklerine sahip bulunmalari için, isletmede iyi bir muhasebe sisteminin bulunmasi gerekir.

Öteki genel kosullar söylece siralanabilir:

Analiz edilen isletmenin yer aldigi sektörün ve isletmenin özelliklerinin kavranmasi,

Incelenen isletmenin türlü politikalarinin (üretim, fiyat, finansman, kâr dagitimi, vbg.) ve muhasebe yöntemlerinin bilinmesi, Inceleme dönemindeki ekonomik kosullar ve egilimlerin saptanmasi, çevre kosullarinin bilinmesi.

Finansal Analistin Yeterliligi:

Finansal tablolar analizi çalismalarinda, isletme faaliyetlerini etkileyen birçok etkenin göz önünde tutulma zorunlulugu, analistin bilgi ve yeteneklerine önem kazandirmaktadir. Analist, uzmanlik dalinin gerektirdigi yüksek ögrenimi yapmis olmali, belirli bir genel kültüre sahip bulunmali ve bir yabanci dili, konusuyla ilgili gelismeleri izleyecek düzeyde bilmelidir.

Analistin, iyi bir usa vurma, yaratma ve sezis yetenegine sahip olmasi gereklidir. Finansal tablolar analizi, bir bilim olmaktan çok bir sanattir. Analistin usa vurma (akilciligi, neden-sonuç iliskisi kurma) ve yaratma yetenegi, sezisi, olaylari yorumlamasi, deneyimi, sagduyusu analizde önemli olmaktadir. Hiçbir analiz yöntemi, analistin bu niteliklerinin yerini tutamaz.

Analist, Isletmenin birkaç oran ya da yüzdesine dayanarak o isletmenin mali durumu ve faaliyet sonuçlari hakkinda kesin yargilara varmaktan kaçinmalidir. Analiz yaparken önemli olan, yalnizca yüzde, oran, egilim hesaplamak degildir. Önemli olan, bu yüzde, oran ve egilimlerden yararlanarak, onlarin gösterdikleri ipuçlarini kullanarak gelismelerin nedenlerini arastirma ve gelismelerin degerlendirilmesini yapmaktir. Zamanimizda finansal analistin görevi, yalnizca geçmis faaliyetlerin sonuçlarini degerlendirmek degil, ayni zamanda isletmenin gelecegine iliskin öngörülerde bulunmak ve planlar yapmaktir.

Sonuç olarak, finansal analiz çalismalarinin bir ekip ile yürütülmesi, bunun için de finansal analiz ve yatirim bürolarinin kurulmasi ile bu konuda daha basarili sonuçlar alinacagi söylenebilir.13





Finansal Tablonun Tanımı

Muhasebenin başta gelen görevi, işletmede yaşanan olayları, belirli dönemlerde, ortaklara, yöneticilere, kredi verenlere vb. ilgili gruplara aktarmaktır. Muhasebe bu görevini raporlar aracılığı ile yerine getirir. Muhasebe, "Mali nitelikteki olayları, para birimiyle ifade ederek sınıflayan, kaydeden, raporlayan ve yorumlayan bilimsel bir sanattır." şeklinde tanımlanmaktadır. İşte muhasebenin raporlama görevi finansal tablo kavramını ortaya çıkarmaktadır. İşletme ile ilgilenen gruplar, işletmenin finans yapısını, kaynaklarını ve karlılığını bilmek isterler. Finansal muhasebenin kayıt ve sınıflama yoluyla ürettiği veri ve bilgilerin, çeşitli karar süreçlerinde kullanılmak üzere özetlediği tablolara finansal tablolar denilmektedir. Bu tablolar genel olarak aşağıda olduğu gibi Temel Finansal Tablolar ve Diğer Finansal Tablolar olmak üzere iki temel grupta toplanırlar:

1. Temel Finansal Tablolar

a) Bilanço,

b) Gelir Tablosu

2. Diğer Finansal Tablolar

a) Kâr Dağıtım Tablosu,

b) Dağıtılmamış Kârlar Tablosu,

c) Fon Akım Tablosu,

d) Net İşletme Sermayesi Değişim Tablosu,

e) Nakit Akım Tablosu

Bu tablolar ileriki bölümlerde ayrıntılı olarak incelenecektir.

Açıklamalardan da anlaşılacağı gibi finansal tablolar bilgi verme aracıdır. Muhasebeden beklenen bilgi verme görevi finansal tablolar aracılığı ile işletme içi ve dışı grupların aydınlatılmasını sağlar.



Finansal Tabloların Yardımıyla

• İşletmenin performansını ölçülmesi, -

• İşletmenin kârlılığının saptanması,

• İşletmenin kazanma gücünün belirlenmesi,

• ve diğer konularda İşletme hakkında bilgiler elde edilir.





11 DAFT,R.L. ,”Management,Second Ed.”,(1991)

12 LAZOL,ÇABUK İbrahim Adem ,”Mali Tablolar Analizi”, (Bursa 1998)

13 HATİBOĞLU,Zeyyat,”Ayrıntılı İşletme Finansı”



Finansal Tablo Kullanıcıları
Finansal tabloların amacı bilgi vermek olduğuna göre, bu bilgiler kimlere cevap verecektir? Finansal tablolar saptanmış bir kitleye rni? Yoksa Kamunun tamamına mı?
Demekki finansal tablolar bir. takım amaçlar doğrultusunda hazırlanmaktadır. Bu amaçlan;
- İşletmenin kazanma gücünün tahmin etmek ve değerlendirmek için gerekli bilgi sağlamak,
- İşletmenin amaçlarına ulaşmada ve kaynaklarının kullanılmasında yöneticilerin performansını ölçmek için gerekli bilgi sağlamak,
- Ortaklara, maksimum kâr dağıtıldığı konusuda bilgi sağlamak
- Ödenecek verginin saptanmasını,
- Ekonomik kararlara yardımcı olacak bilgi vermek,
- Potansiyel yatırımcılara bilgi vermek,
- Kredi verenlere bilgi vermek,
- Yöneticilere ileriye  dönük karar alması  için gerekli bilgi sağlamak, .         .
- İşgören veya temsilcilerinin taleplerine esas oluşturmak, vb. şeklinde sıralayabiliriz.
Görüldüğü gibi, finansal tablolar işletme içi grupların yan sıra,  ; işletme dışı gruplarında gereksinimini karşılamak zorundadır. Buna göre finansal tablo kullanıcılarını;
- Yöneticiler
- Potansiyel yatırımcılar
- Kredi kurumlan
Finansal Tablolar İle İlgili Genel Bilgiler
- İşgörenler veya temsilcileri
- Finansal amatörlere
- Devlet
şeklinde sıralayabiliriz.

 



 Bilanço
Finansal tablolar içersinde, işletmelerde düzenlenme çokluğu ve uygulamadaki fonksiyonları bakımından en yaygın oleini bilanço'dur.
Bilanço deyimi, yabancı kökenli bir kelime olmasına karşın, Türk muhasebe literatüründe olduğu gibi yabancı muhasebe literatüründe de çok az farklarla ya da aynen kullanılmaktadır. Bilanço kelimesinin kaynağı konusunda çeşitli fikirler bulunduğu bilinmektedir. Nitekim bazı yazarlar bilanço kelimesinin İtalyancadaki "Bilancia" kelimesinden, diğer bazı yazarlar ise Fransızca'da hesap anlamında kullanılan "Bil" ve yıl anlamında kullanılan "An" kelimelerinin birleşmesinden oluştuğunu ileri sürmektedirler. Ancak muhasebe teorisinin genel gelişimine ve muhasebenin ilk defa İtalya'da uygulanmaya başladığına dikkat edildiğinde, ilk alternatife katılma olanağı yükselmektedir. Bilanço'nun İngilizce'deki karşılığı olan "Balance-Sheet" ise, denge yaprağı anlamını verirken,  Türkçe'de de benzer olarak bilanço  kelimesinin anlamı "Eşitlik, aynı ağırlık, denge" biçiminde ifade edilmektedir.


 Bilançonun tanımı
Bütün genel kabul görmüş muhasebe kavramları gibi bilanço da bugüne dek değişik şekillerde ele alınmış ve tanımlanmıştır.
- Bilanço, bir işletmenin belirli bir andaki ekonomik ve finansal durumunu göstermek üzere düzenlenen ve bir yandan "Aktif mevcutlar alacaklar ve varsa zararın, diğer yanında "Pasif kapital, borçlar ve arsa kârın gösterildiği bir finansal durum tablosudur.
T.T.K. ve V.U.K. ise, bilançoyu envanterde gösterilen değerlerin kategorilerine göre karşılıklı olarak düzenlenmiş özetidir biçiminde tanımlamaktadır.
- Bilanço, muhasebe ilkelerine göre tutulan defterlerdeki hesapların, belirli bir tarihte fiilen veya teorik olarak kapatılmasıyla saptanan ve gelecek döneme aktarılan borç ve alacak kalıntılarının bir listesi ya da özetidir.
- Bilanço, işletme kaynaklarının ve işletmenin üçüncü kişilere ve ortaklara karış yükümlülüklerinin gösterildiği bir listedir.
Yukarıdaki tanımlardan da anlaşılacağı üzere, bilanço işletme ile ilgili kişilere veya gruplara işletmenin belirli bir andaki gerçek ekonomik ve finansal durumunu göstermek üzere, envanterde yer alan değerlerin aktif ve pasif şeklinde özet olarak gösterildiği bir tablodur.
Bilanço, belirli bir tarihte işletmenin varlık ve yükümlülüklerini gösterdiğinden, bu tabloya genellikle "Finansal Durum Tablosu" da denilmektedir.
Bilanço, ilgili taraflara bilgi vermek amacını güden bir finansal tablodur. Bu nedenle, amaca en uygun bir şekilde düzenlenmesi gerekir. Gerçekten de bilanço, işletmenin sahip veya ortaklan, alacaklıları, yöneticileri için çok değerli bir tablodur. İşletmedeki ortaklık hisselerinin durumunu gösterdiği için de bu tablo, işletmeye kapital sağlamış olan veya sağlamayı düşünenler bakımından da ayrıca büyük bir önem taşır. Özellikle aktif ve pasifin bir arada gösterildiği bu tablo, işletmenin borç ödeme yeteneği ve işletmeye yatırım yapmış çeşitli tarafların haklarının güvenlik derecesi hakkında bir fikir vermektedir.

 Gelir Tablosu
Gelir tablosu, çeşitli yazarlarca değişik biçimlerde ele alınıp tanımlanmıştır. Bunlardan bazılarına aşağıda yer verilmiş bulunmaktadır.
Gelir tablosu, işletmenin bir etkinlik dönemi içindeki gelir ve giderlerine ilişkin rakamları ve etkinlik sonuçlarını karşılaştırmalı şekilde gösteren bir tablodur.
Gelir tablosu, ekonomik amaçlı kuruluşların bir hesap dönemi boyunca gerçekleşen her türlü etkinlikleri sonucu ortaya çıkan gelirleri ile, bu etkinlikleri gerçekleştirmek için katlandıkları giderlerin belirli düzenler içinde sıralandığı ve sonuçların değerlendirildiği tablodur.
Bilançonun belirli bir andaki mali durumu göstermesine karşın, kâr ve zarar hesabı işletmenin belli bir dönemdeki gelir ve giderleri ile bunlar arasındaki net farkı göstermektedir. Kâr ve zarar şeklinde bilançoya aktarılan net fark, bilanço ile kâr ve zarar hesabı arasındaki bir rapor biçiminde düzenlenmiş özel şeklidir. Gelir tablosu bir taraftan gelirler, giderler ve kâr ya da zararın yapısının ve gelişmesinin açıklanmasına yardım ederken,diğer taraftan da yöneticilerin etkinliklerinin devamı için verecekleri kararlar kadar, yatırımda bulunanlar için de ne kadar kâr ya da zarar ettiklerini ortaya koymak bakımından önem taşır. Üst yönetim ise, bireysel etkinliklerinin verimini ölçmede gelir tablosundan yararlanır.
Gelir  tablosunda  bulunması gerekli  bilgileri  aşağıdaki gibi özetlenebiliriz:
- İşletmenin adı ve ticari unvanı,
-Kapsadığı dönem,
-Gelir kaynakları ve işletmenin esas faaliyetinin maliyeti,
- Döneme ait faaliyet kâr ya da zararı,
- Olağanüstü gelir ve giderler,
- Döneme ait vergiden önceki kâr ya da zarar,
- Ödenecek gelir vergisi ya da kurumlar vergisi,
- Döneme ait net kâr (vergiden sonraki),
- Stok değerleme yöntemi,
- Uygulanan amortisman yöntemi,
- Dönem içinde muhasebe uygulamasındaki değişiklikler ve bu nün dönem sonucuna etkisi.
Gelir tablosu gerektiği biçimde düzenlendiği takdirde, hesan dönemine ait gelir kaynaklarım ve gelir sağlamak için yapılan giderleri ayrıntılı bir biçimde gösterdiği gibi, işletmenin gelecek yıllarda elde edeceği gelirlerin öngörülmesi konusunda da faydalı ve yol gösterici olabilir.

 Kar Dağıtım Tablosu
 Kar Dağıtım Tablosunun Tanımı
Gerek işletmelerin finansal yönetimi gerekse bilgi kullanıcıların enformasyon   talepleri  yönünden   önem   taşıyan   diğer  iki   temel yönlendirici de kâr dağıtım ve dağıtılmamış kârlar tablolarıdır. Bu tablo-lar, aslında, işletmelerde dönem sonunda düzenlenen Bilanço ile Gelir Tablolannın bir uzantısı ve bu tabloların tamamlaycısı ve destekleyicisi durumundadırlar.
Kâr Dağıtım Tabloları, ilgili yasalar, şirket ana sözleşmesi ve Genel Kurul Kararlan doğrultusunda dönem kârının dağıtılan ve dağıtılmayan kesimlerini ayrıntılı bir biçimde gösterirler. Bilindiği gibi Bilançolar sa-dece dönem kârını (vergiden önceki kâr), gelir tabloları ise, bu kârın hangi işletme etkinlikeri sonucunda elde edildiğini belirttikleri halde işletmenin ödemek durumunda olduğu vergiler, ortaklara dağıtılrnas' gereken kâr paylan ve yedek akçeler konusunda herhangi bir bilgi ver memektedirler. Oysa hem işletme yöneticilerinin hem de işletme ile ilgili diğer bilgi kullanıcıların bu konularda da enforme edilmeleri gerekmektedir. Bu nedenle işletmelerde dönem sonlarında bilanço ve gelir tablo-   lan yanında "Kâr Dağıtım veya Dağıtılmamış Kârlar" tablolarının da bu tablolara ek olarak düzenlenmesi gerekmektedir.
YENİ FİNANSAL TEKNİKLER 
Factoring

Factoringin Tanımı
    Factoring, büyük miktarda kredili satislar yapan firmalarin, bu satislardan dogan alacak haklarinin "factor" veya "factoring sirketi" olarak adlandirilan finansal kuruluslar tarafindan satin alinmasi esasina dayanan bir finansal faalyiettir.
    Factoring alacak hakkinin satisiyla firmalara fon saglayan bir finans yöntemidir.Factoring ilk kez Anglo-Sakson ülkelerinde yürürlüge konulmustur.1300'lü yillarda yün kumas ihraç eden Ingiliz ihracatçilar,alicilarin ödeme yapacaklari hususunda güvence vererek alacaklarini daha sonra factor adi verilen finans kuruluslarina satiyorlardi.Bu yöntem1830'larda Amerika'nin tekstil ithalatinda yeniden ortaya çikmistir.O dönemde Amerika'da bazi faktoring sirketleri Ingiltere'nin bazi tekstil atölyelerini temsil ederek,mallarini satmis ve fatura tutarlarini alicilardan tahsil ederek atölye sahiplerine aktarmislardir.
Factoring faaliyetlerinin 1973 sonunda dünyada ortaya çikan petrol krizinden sonra büyük gelisme gösterdigine tanik oluyoruz.1970'li yillarin ortalarindan itibaren birçok firmanin satis olanaklarini hizli genisleme çabalarina girmeleri factoring islemlerinin artmasina neden olmustur.

          Bir factoring anlasmasi ile factor,
Satici firmanin yaptigi kredili satislarla ilgili her türlü muhasebe kayitlarinin tutulmasi,
Kredili satislardan dogan alacaklarin vadesinde tahsil ve takip edilmesi,
Alacaklarin tahsil edilmemesi halinde dogacak kayip larin tam olarak karsilanmasi,
Satici firmaya kredili satis tutarlarinin belirli bir oraninda kredi verilmesi,
 Potansiyel ve mevcut müsterilerin mali durumlari hakkida bilgi toplanmasi ve mallarin satis imkanlarini arttirmak üzere piyasa arastirmas i yapilmasi gibi fonksiyonlari üstlenmektedir.


Factoring İşlemi  
        Bir factoring islemi, firmanizin factor kurulusa basvurmasiyla baslar. Basvuruda; kendi hesaplarinizin son durumunu, daimi müsterilerinizin isim ve adreslerini, bunlarin çalistigi bankalari, bu müsterilere önceki yillarda yapilan ortalama satis tut arlarini, satisa konu olan mal çesitlerini bildirirsiniz. Factor bu bilgiler isiginda sözkonusu mal piyasasi ve borçlularin ödeme gücü konularinda arastirmalar yapar ve uygun buldugu takdirde, bütün alacaklarin ülke ve mal bazinda, global ya da sin irli olarak satin alinmasina karar verir. Factor ile firmaniz arasinda bir factoring anlasmasi imzalanir.
Üzerinde borçlu kisilerin isimleri, fatura tarihi ve vade tarihinin gösterdigi alacak senetlerini, alacaklarin devri konusunu düzenleyen bir form ekinde factore iletirsiniz. Formun iki taraf arasinda imzalanmasindan sonra devir gerçeklesm is olur. Mallari müsterinize gönderdiginizi gösteren sevk vesaikini form ekinde factor kurulusa vererek sözkonusu mallara iliskin alacaginizi, yapilan anlasmaya göre adresinde ya da vadesinden önce factorden alirsiniz. Factoring'de, factor kurulusu n firmanizin anlasma çerçevesinde yapacagi tüm kredili satislarin onaylanmasi sözkonusu olup, factor'in onayi disinda gerçeklestirilen satislar factor kurulusu ilgilendirmemektedir.
Factoring Türleri

Açik-gizli(disclosed-undisclosed):Açik factoringde satici kendi adina düzenledigi faturada alacaginin muhatabinin factor sirketi oldugunu vurgular.Bu durumda alicinin ödeme yapmamasi durumunda risk kismen ya da tamamiyle factor tarafindan üstlenilebilecegi gibi;factor riskin bir kisminin satici tarafindan da üstlenilmesini isteyebilir.
       Gizli factoringde satis defterini factor tutar.Factor riskin tümünü üstlenmez ve islemleri satici adina yürütür.
Geleneksel-görünüsle(old-line-recours):Geleneksel factoringde borçlunun fatura tutarlarini ödememesi durumunda risk tümüyle factor kurulusça üstlenilir.Factor riski ve ugrayabilecegi olasi zarari minimuma indirmek için siki piyasa arastirmalari yapmak zorundadir.Islemler uluslararasi alanda yapilmaktaysa factor,ithalatçinin ülkesindeki bir factor kurulusundan kont-garanti elde etmek ister.
Vadeli-iskontolu(maturity-discounting):Vadeli factoringde satici factorden kredili satislarin ortalama vadesi üzerinden ay sonlarinda toplu tahsilat yapar.Iskontali factoring ise,saticiya henüz faturanin vadesi gelmeden para saglama olanagi vermektedir.

Factoring İşleminin avantajları
 Satislarin muhasebesi : Firmaniz açisindan factoring hizmetinin en önemli yararlarindan biri, yaptiginiz kredili satislarin muhasebelestirilmesi isinin factor tarafindan üstlenilmesidir. Ayri ayri kisilere yapilan bütün kredili satislar, sanki t ek bir kimseye yapilmis gibi, factorun hesabina kaydedilir ve muhasebe kayitlari factor tarafindan tutulur. Ayrica, factorun firmaniza göre daha modern ve yaygin bir kompüter ve haberlesme sistemine sahip olmasi muhasebe islemlerinin daha dogru ve ucuz sekilde yapilmasini saglamaktadir.
 Riskin giderilmesi; factor sirket kredili satis bedellerinin tahsil edilememesi halinde dogacak tüm kaybi üstlenerek, satici firmanin karsilasabilecegi güçlük ve endiseleri bütünüyle ortadan kaldirabilmektedir. Factoring islemi, kredil i satis yapilacak kisi ve firmalarin saptanmasinda, ileri derecede profesyonel bir arastirma ve degerlendirme çalismasi yapma olanagi da saglamaktadir.
 Ek finansman olanaklari saglanmasi: Genel uygulamada factor sirket kredili satislar toplaminin %80 dolaylarindaki bölümünü firmaniza nakit olarak derhal, kalanini da tahsil ettikten sonra ödediginden firmaniz nakit ihtiyacini kolayca karsilay abilmektedir. 14


 Forfaiting



Forfaiting’in Tanımı



Forfaiting özellikle vadeleri alti aydan baslayan yatirim mallari ihracatinda kullanilan bir finansman teknigidir.Forfaiting genellikle yatirim mallari ihracatindan dogan ve belli bir ödeme planina göre tahsil edilecek olan alacaklarin bir banka ya da bu alanda uzmanlasmis bir finansman kurulusu tarafindan satin alinmasidir.Forfaiting genellikle ihracatçini borcu karsiliginda ihracatçiya verdigi emre yazili senet ya da poliçeler kullanilmakta ve islem tamamlandiktan sonra ihracatçinin hiçbir yükümlülügü kalmamaktadir.

Forfaiting islemlerinin mazisi,dünya yapisinin önemli ölçüde gelisme gösterdigi 1950 li yillarin sonlarinda ve 1960 li yillarin baslarina kadar uzanmaktadir.Sözkonusu yillarda özellikle yatirim mallarinda satici pazarlarinin giderek alici pazarlari sekline dönüsmesi,Bati ve Dogu ülkelerinin arasinda ticaretin yeniden dogusu,dis ticaret engellerinin ve döviz kontrolünün hafifletilmesi,dis ticarette serbestlesme egilimlerinin güçlenmesi,gelismekte olan ülkelerde dis alimlarin ve yatirim mallari taleplerinin artmasi forfaiting'in gelismesine zemin hazirlamistir.


İşleyiş Şekli



Ihracatin finansmaninda forfaiting tekniginin isleyisini söyle özetleyebiliriz:
-Ihracatçi

-Ithalatçi
-Aval ya da garanti veren banka
- Alacak hakkini satan banka(forfaiter)
Olmak üzere dört taraf vardir.


Bu dört taraf arasindaki mal,senet ve para akisi su sekilde olmaktadir.
- Dissatimci ve forfaiter,forfait islemi ile ilgili olarak aralarinda bir sözlesme yaparlar
- Ithalatçi ihracatçiya siparis verir.
- Ihracatçi mallari sevk eder.
- Ithalatçinin kabulünden sonra,bir banka tarafindan da garanti verilerek ticari senet ihracatçiya gönderilir.
- Ihracatçi ticari senedi forfaitere verir.
- Forfaiter faiz ve komisyonu düserek mal bedelini ihracatçiya öder.
- Forfaiter söz konusu vadede ödeme yapmasi için aval ya da garanti bankaya basvurur.
- Ithalatçi vade sonunda forfaitere ödemeyi yapar.




Forfaiting ile Factoring Arasindaki Fark

Forfaiting ve factoring birbirine benzer islemlerdir.Her ikisinde de alacak hakkinin satisi veya bu hakkin satin alinmasi söz konusudur.Her iki islemde de factor ve forfaiter belirli su fonksiyonlari yerine getirmektedir:
i. kredili mal alanin (dis alimcinin)kredi degerliligini belirleme
ii. kaynak (finansman) saglama
iii. risk üstlenme15


Leasing


Leasingin Tanımı

Ünlü Ingiliz iktisatçisi Adam Smith'in sermaye birikiminin kaynaginin üretim araçlarinin mülkiyeti olmayip isletilmesinin oldugu tezi leasingin temelini olusturmaktadir

Leasing islemleri ilk kez 1950 li yillarda ABD de yapilmaya baslamistir.1960 li yillarda Avrupa ülkeleri ve Japon firmalari tarafindan da benimsenmistir. 1973 sonunda ortaya çikan petrol krizinin gelismekte olan ülkelerin dis finansman olanaklarini kisitlamasi,bu ülkelerde orta ve küçük ölçekli firmalarin finansmaninda, bu ülkelere teknoloji ve yabanci sermaye girislerinde leasing önemli rol oynamaya baslamistir. Öte yandan 1950 li yillarin baslarinda Dünya Bankasi,Uluslararasi Finas Kurumu(IFC) araciligiyla gelismekte olan 15 ülkenin talebi dogrultusunda bu ülkelere leasing konusunda yardimci olmaya baslamistir(Bu 15 ülke arasinda Türkiye'de vardir).

LEASING kelime olarak kiralama anlamina gelmektedir.Leasing bir kiralama sirketinin(Leaser) kiraci konumundaki sirketin(Leasee) gereksinimlerine uygun bir menkul ya da gayri menkul degeri satin alip bunu belli bir süre için sirketin kullanimina tahsis etmesidir. Kiralayan sirketler çesitli varliklarin kiralanmasina aracilik eden uzmanlasmis mali kuruluslar olabilecegi gibi, bir tek mal üzerinde yogunlasan ve genelliklede üretici firmanin uzantisi olarak faaliyet gösteren kuruluslar da olabilir.''Leasing''islemine konu teskil eden mallar maddi olabilecegi gibi, patent, lisans, marka gibi haklarin kullanilmasinda oldugu gibi maddi olmayan nitelikte de olabilir.


Leasing İşleminin Yapılışı:

Kiracinin, kiralanan varligin ekonomik ömrünün büyük bir kismini ya da tamamini kullanma yetkisine sahip oldugu ya da mülkiyet disindaki tüm riskleri ve yararlari üstlendigi finansal kiralamalar genellikle bir leasing sirketi araciligiyla yapilir.Finansal kiralama su asamalari içermektedir:



*Kiralanacak teçhizat kiraci tarafindan seçilir, fiyat ve teslim kosullari için üretici ya da ihracatçiyla anlasma yapilir.

*Daha sonra kiraci bir leasing sirketiyle teçhizatin satin alinarak kendisine kiralanmasi için anlasma yapar.

Bazı Özellikleri;

Leasing firmasinin finansmanini sirketin bagli oldugu bir kredi ya da bir banka saglayabilir.Leasing firmalari uluslararasi sermaye piyasalarindan da ödünç alabilir.

Leasing firmalari ilgili ülkelerin hukuksal ve özel normlarindan kaçinmak için alici ülkede ya da bir üçüncü ülkede sube açabilir.

Leasing firmalari bazi vergi avantajlarindan yararlanmak için de vergi cenneti olarak bilinen ya da serbest bölgelerde kiralama islemlerine girisebilir.

Leasig de esas,ihracatçilari sayisiz leasing sirketi arasnda yaratilan uluslararasi iliskilerden yararlandirma fikridir.

Uygulamada, ihracatçi kendi ülkesindeki leasing sirketine basvurur, kendi satis projeleri hakkinda dis ülkelerdeki potansiyel alicilarin isimleri hakkinda bilgi verir.Yerli leasing sirketi potansiyel ithalatçilarin ülkelerindeki leasing sirketleriyle temas kurar.Bu leasing sirketleri ithalatçilarin yerine mallari ve teçhizati satin alir.

Leasing islemlerinin yabanci leasing sirketlerine aktarilmasi bir ülkenin ihracatini arttirmasinin diger yoludur.


Leasing Türleri:

Leasing islemleri temelde faaliyet kiralamasi, finansal kiralama, satis ve geriye kiralama olmak üzere üçe ayrilabilir.

Faaliyet kiralamasi: Faaliyet kiralamasi kisa süreli bir leasing türüdür.Bu tür leasing isleminin amaci kullanicilara bir varligin faydali ömrünün altinda ondan yararlanma olanagi saglamaktir

Finansal Kiralama: Finansal kiralama ve teçhizatin mülkiyet hakkinin yasal olarak kiraya verende kalmasina ragmen,ekonomik açidan kiralanan varlik üzerindeki kontrolü kiraciya devreden ve kiraciyi varligin fiili sahibi duumuna getiren uzun vadeli bir leasing türüdür.
Dogrudan leasing:Teçhizati üreten firma leasing islemini bizzat yapmakta ve leasing anlasmasinda taraflardan birini olusturmaktadir.Bu tür leasinge üretici ya da satici leasingi de denilmektedir

Dolayli leasing:Finansal leasingle aynidir.

Brüt leasing: Kiraya veren firma,techizatin tamir,bakim,onarim gibi normal giderleriyle vergi,resim,harç gibi finansal yükümlülükleri yerine getirmekle yükümlüdür

Net leassing:Kiralanan teçhizatin yukarida adi geçen yükümlülüklerini kiraci yerine getirmektedir.

Yurtiçi leasing: Belli bir ülkenin sinirlari içinde yer alan taraflara iliskin leasing islemlerine yurtiçi leasing islemleri denir.

Uluslararasi Leasing:Kiraya verenle kiracinin ayri ülkelerde bulunmasi durumunda ise uluslararasi leasing islemleri ortaya çikar.

Çapraz sınır leasingi :Bir vergi avantajinin kiraya verenle kiraci arasinda bölüsülmesini saglamaktadir

Ters yönlü çift leasing:Örnegin bir Ingiliz firmasinin ABD'deki bir firmaya teçhizat kiralamasi ve ABD sirketinin ayni teçhizati Ingiliz firmasina geri kiralamasi bir ters yönlü çift leasingdir.

Kaldiraçli kiralama:Özellikle büyük sermaye harcamalarini gerektiren projelerde,kiraci,kiralayacagi teçhizati satin alabilmek için gerekli fonun büyük bir kismini bir kredi kurumundan saglamaktadir. 16


Leasingin Avantajları



*Leasing yeni yatirimlar için finasman olanaklarini arttirmakta ve finansman maliyetlerini azaltmaktadir.

*Sermaye yetersizligi çeken ülkelerin bu sorununu çözmektedir.

*Sıkı para politikasi izlenen dönemlerde, bu politikalarin yatirimlar ve issizlik üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaktadir.

*Orta ve küçük firmalarin finansman olanaklarini arttirmaktadir.

*Uzun süreli leasing anlasmalarinda,maliyetler önceden belirlendiginden saglikli bütçe yapabilme olanagi saglamaktadir ve ülkedeki iktisat politikasi degisikliklerinden firmanin etkilenmemesini saglamaktadir.

*Firmalar büyük fonlara gereksinme duymaksizin teknolojik gelismelere ayak uydurma sansina sahip olmaktadir.

*Kira ödemeleri kiracini ödeme gücüne göre düzenlendigi için,firmaya bir nakit akimi saglamaktadir.

*Ithalatçinin mallarin karsiligini ödemek için önemli bir meblagi atil olarak tutulmaktan kurtulmasini saglar.

*Bir ülkeye dis borçlanmaya gerek kalmadan finansman saglama olanagi verir.

*Leasing üretici firmalarin mallarinin tanitimi ve pazarlama olanaklarini arttirir.

*Kiraya verene satis seçenegine göre daha fazla kar saglamasina olanak verir.

*Ihracatçi için leasing islemi pesin satisla esdeger bir islemdir.Bu nedenle ihracatçi ne ihracatin finansmani ne de döviz riski konularinda bir endise duymaz.

*Ihracatçinin yabanci müsterileri malin riskinden de kurtulmus olur;çünkü leasing sirketi mali satin aldigi için müsterilerle ilgili riski de üstlenmistir. 17

KAYNAKLAR



Kitaplar



§ AYDIN,Arzu,”Factoring”, (İstanbul ITO yayını,1994)

§ DAFT,R.L. ,”Management,Second Ed.”,(1991)

§ GÜNÇAVDI Öner,LEVENT Haluk,ÜLENGİN Burç,”IMKB’ye Kayıtlı Firmaların Finansal Yapılarını Etkileyen Faktörler”(İstanbul 1999)

§ HATİBOĞLU,Zeyyat,”Ayrıntılı İşletme Finansı”

§ İLYAS,Atilla,İmrahor ,”Leasing”,(İstanbul ITO yayını 1994)

§ KOCAMAN,Arif B.,”Factoring İşletmenin Hukuki Niteliği”,(Banka ve Tic. Hukuku Araşt.Enst.)

§ KOLB Robert W.,RODRIGEZ Richardo J.,”Financal Management”(Sermaye Piyasası Kurulu,1996)

§ LAZOL,ÇABUK İbrahim Adem ,”Mali Tablolar Analizi”, (Bursa 1998)

§ MUCUK,İsmet,”Modern İşletmecilik”, (Türkmen Yayınları, İstanbul 2000)

§ PALACIOĞLU,Tezer,”Forfaiting”,(İstanbul,ITO yayını,1994)

§ SOLOMON,Ezra,”İşletme Finansal Teorisi”,(Ankara,ODTÜ yayını)

§ TOSUN Kemal,”İşletme Yönetimi”



Makaleler



§ ADALI ,Tuğba, www.5mworld.com online dergi, “Uluslararası Yeni Finansman Teknikleri “Leasing” “

§ www.5mworld.com online dergi ,“Factoring Nedir”

§ EKSEN,Hatice ,Anahtar Online, “Mali Analiz” ,MPM Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürlüğü Uzman Yardımcısı



İnternet Kaynakları



§ www.activefinans.com

§ www.foreigntrade.gov

§ www.kobinet.org

§ www.5mworld.com

14 www.5mworld.com online dergi ,“Factoring Nedir” makalesi

15 PALACIOĞLU,Tezer,”Forfaiting”,(İstanbul,ITO yayını,1994)

16 İLYAS,Atilla,İmrahor ,”Leasing”,(İstanbul ITO yayını 1994)

17 ADALI ,Tuğba, www.5mworld.com online dergi, “Uluslararası Yeni Finansman Teknikleri “Leasing” “ makalesi

comment 1 yorum:

Timothy Kober on 30 Kasım 2018 08:41 dedi ki...

Bugün meşru bir kredi teklifi mi arıyorsunuz? Zayıf kredi geçmişiniz yüzünden bankalar tarafından mı reddedildiniz? Artık endişelenmeyin, pluto kredi finansmanı eviniz,% 3'lük bir ekonomik faiz oranı ile sizin dönüm noktanızdır. Şimdi bize ulaşın

Email: plutocreditfinancier@gmail.com
Whatsapp: +1 404 382 6579

Yorum Gönder

Delete this element to display blogger navbar

 
© IIBF | Design by Blog template in collaboration with Concert Tickets, and Menopause symptoms
Powered by Blogger